Kocaeli’de yaşayan G.Ç., hakkında yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 1 Kasım 2016’da gözaltına alındı. G.Ç. 3 Kasım 2016’da emniyetten serbest bırakıldı. Hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek” suçlarından kamu davası açıldı. 28 Kasım 2018’de G.Ç. yargılandığı suçlardan beraat etti. GC. Hakkında verilen beraat kararında lehine herhangi bir avukatlık ücreti ödenmedi. GC. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunurken, “3.960 TL vekâlet ücreti hazineden alınarak Hazine’ye verildi” ifadesini ekleyerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi. Sanık G.Ç. kendisini avukatla temsil ettirmiştir.”
500 TL MADDİ OLMAYAN TAZMİNAT KARARI
Beraat kararının kesinleşmesinin ardından G.Ç. 3 gün boyunca haksız yere tutuklu kaldığını, FETÖ/PDY lideri olmakla suçlanmasının ailesine ve kendisine ciddi manevi zararlar verdiğini, kendisine suçlu muamelesi yapıldığını, yargılama sırasında avukatla temsil edildiğini ifade etti. Bu süreçte avukatın masraflarının maddi tazminata dahil edilmesi gerekmektedir. Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 15 bin TL maddi, 30 bin TL manevi tazminat talebiyle dava açtı. Gözaltının haksız olduğunu belirten G.Ç. beraat ettiği davada avukatına ödediği 15 bin TL’nin makbuzunu da ibraz etti. Mahkeme G.Ç.’ye 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verirken, mahkeme G.Ç. 500 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiğini belirterek, “Beraat kararıyla G.Ç. lehine hükmedilen avukatlık ücretini gerekçe göstererek reddetti. G.Ç. ise sürecin zorlu olduğunu belirterek temyize başvurdu. yargılama sırasında uğradığı tazminatın dikkate alınmadığını ve talep ettiği tazminat miktarına kıyasla çok küçük bir miktar tazminata hükmedildiğini, maliyede yargılandığı davada ödediği avukatlık ücretinin bu tutara dahil edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi. tazminat talebi esastan reddedildi.
AYM’DEN RESMİ KARAR
G.Ç. Tutukluluk tedbiri karşılığında ödenen tazminatın yetersiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasıyla konuyu Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. Talebi inceleyen Anayasa Mahkemesi, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini oy birliğiyle kabul etti. Anayasa Mahkemesi, tutuklama tedbirinin hukuka aykırılığı nedeniyle hükmedilen tazminatın yetersiz olduğuna karar vererek, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla kararın yeniden yargılama için Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi. Yargılama masraflarının başvurucuya ödenmesine karar veren Anayasa Mahkemesi, tazminat talebini reddetti.
“TAZAJ VERMESİ İÇİN BERAATLARINA KARAR VERİLMESİ YETERLİ”
Anayasa Mahkemesi önceki kararlara atıfta bulunarak değerlendirmesinde şunları söyledi: “Haklarında kovuşturmaya yer olmayan veya beraat edenlerin, yakalama, tutuklama veya tutuklamanın hukuka aykırı olduğu ve ödenen tazminatın hukuka aykırı olduğu iddiasıyla bireysel başvuruda bulunması. 5271 sayılı Kanun’un 141’inci maddesinde öngörülen tazminatın tüketilmesinden sonra yetersiz kalmıştır. Kanun yollarının tükenmiş sayılabilmesi için Kanunun e bendi kapsamında tazminat davası açılmasının yeterli olacağı kanaatine varılmıştır. 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin 1 inci fıkrası. Bu durumda başvuru sahiplerinin ayrıca a bendi kapsamında tazminat davası açmalarına gerek yoktur. 1. fıkra uyarınca, kişiler hakkında kovuşturmaya veya beraat kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yeterlidir. Soruşturma veya kovuşturmada beraat veya takipsizlik kararıyla sonuçlanan yakalama, tutuklama veya tutuklamanın, yakalama, gözaltı veya tutuklama sonucunda hukuka aykırı hale geldiğinin kabul edilmesi gerekir” dedi.
“AKSİ ANLAŞILMADIĞI TAKDİRDE AVUKATLIK ÜCRETLERİ AVUKATA AİTTİR”
Avukatlık ücreti konusunu da inceleyen Anayasa Mahkemesi, “Başvurucu ayrıca, beraat ettiği davada avukatına ödediği avukatlık ücretinin de maddi tazminat kapsamına alınması gerektiğini iddia etti. Başvurucu, açtığı tazminat davasında, avukatına maktu avukatlık ücretinin üzerinde avukatlık ücreti ödediğini belirterek, beraat kararı öncesinde düzenlenmiş serbest meslek makbuzunu ibraz etmiştir. Beraat kararıyla birlikte başvurucu lehine maktu vekâlet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle avukatlık ücretinin ödenmesine karar verilmiştir. 1136 sayılı Kanun’un 164’üncü maddesinin beşinci fıkrasının birinci cümlesinde, dava sonunda tarife esas alınarak karşı taraftan alınacak vekalet ücretinin avukata ait olduğu belirtilmiştir.” düştü.
Aksi kararlaştırılmadıkça vekalet ücretinin avukata ait olduğunu belirten Anayasa Mahkemesi, kararında, “Avukat ile hukuki yardım alan kişi arasında avukatlık ücretine ilişkin olarak yapılan sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, avukatlık ücreti avukata aittir. Dolayısıyla avukatlık ücreti avukata aittir. Bu nedenle avukatlık ücreti avukata aittir.” beraat ettiği davada başvurucu lehine sabit bir avukatlık ücreti ödenmesi, başvurucunun maddi zararının tazmin edildiği anlamına gelmeyebilir. Başvuru sahibi ile avukatı arasındaki vekalet sözleşmesinde ücrete karar verilirken avukatlık ücreti içerisinde sabit avukatlık ücreti belirlenir.”
Kaynak: DHA