Son olarak İstanbul ve Kırklareli’de yaşanan ani yağış ve su baskınlarını değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, hava olaylarının artık iklim değişikliği nedeniyle beklenmedik olaylar haline geldiğini belirtti. Eskiden uyarılar 3 gün önceden yapılabiliyorken artık yarım saat veya 40 dakika içinde ani yağışlar meydana gelebiliyor.
“2030’DA YENİDEN GÖRÜŞECEĞİZ”
İstanbul’da daha önce de benzer sel felaketlerinin yaşandığını ve ders alınmadığını söyleyen Prof. Dr. Levent Kurnaz, “Endişelenmemiz gerekiyor orası kesin. Şu anda bulunduğumuz yer mesela şiddetli yağışların altında kalan bir yer. Bizim evimizde de oluyor, birçok yerde oluyor.” , ve çoğu yerde de gördüğümüze bağlı olarak oluyor. Endişelenmemiz çok doğru. Bu 2009 yılında oldu.” Yağışların olduğu İkitelli, Ayamama bölgesinde çok ciddi bir sel felaketi yaşadık, 31 can kaybı yaşandı. Şimdi aynı yere o zamana göre biraz daha az yağış düşüyor ve sanki ilk defa oluyormuş gibi davranıyor. Hayır, bu ilk defa değil. 14 yıl önce aynı yerde çok daha büyük bir felaket yaşadık ve maalesef bundan ders alamadık. Aynı dere yataklarına aynı binaları yapıyoruz. Aynı tırları aynı yerlere bırakıyoruz. Ondan sonra hatırlayacağınız gibi 2009 yılında İkitelli’deki TIR parkında tır şoförleri “Uykuda yakalanmışlardı. Şimdi çok şükür uyurken yakalanma ihtimali olmadığı için daha az can kaybıyla kurtulduk. Ama” Emin olun, 2030’a kadar tekrar görebilecek miyiz göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
“GÜNLER ÖNCE ‘HAZIRLIKLI OLUN’ DEME İMKANI YOK”
Kurnaz, “İstanbul için zaten bir beklentimiz yok. Yani herhangi bir yağış beklemiyoruz. Bu yağışlar tehlikeli çünkü beklenmedik yağışlar. Aksi takdirde bunun böyle olacağını bilseydik hayat hepimiz için çok daha kolay olurdu” dedi. yağmur 3 gün önceden gelirdi. Mesela 2017’ydi, sanırım doluydu, temmuz sonuydu İstanbul’a. Yarım saat 40 dakika önceden uyarısı yapılmış, ‘Dikkatli olun’ denilmişti. Şimdi, tabi doğa öyle bir duruma geldi. 3 gün önce ‘Balkanlardan soğuk hava dalgası geliyor’ vs biz öyle bir durumda değiliz. Aniden oluyor ama şunu da bilelim Yunanistan’da öyle yerler var ki İkitelli’ye göre 3 kat daha fazla yağış alıyoruz, oraları da su bastı, ama az çok biliyoruz bu yağışların geleceğini, çünkü şu anda Akdeniz’in ortasında alışılmadık derecede kuvvetli bir alçak basınç alanı var. Yunanistan’a sürekli yağmur getiriyor, sel üstüne sel ama biraz uzakta olduğumuz için bize nispeten daha az geliyor. Silivri’deki İkitelli’de böyle bir şey olabilir mi? Çanakkale’de mümkün mü? Edirne’de mümkün mü? Düzce’de mümkün mü? Bunların hepsi mümkün. Ama biliyorsunuz bunun saatini ancak yarım saat, 1 saat, 2 saat önceden söylemek mümkün. Günler öncesinden ‘Hazırlıklı olun’ deme şansımız pek yok” dedi.
“HEPİMİZİN AŞIRI YAĞIŞA KARŞI DAHA İYİ HAZIRLIKLI OLMAMIZ GEREKİYOR”
Metrekareye düşen yağış miktarının önemine ilişkin açıklama yapan Levent Kurnaz, “Bazı rakamlar verdiğimizde bu hiçbir şey ifade etmiyor. Benim açımdan hiçbir şey ifade etmiyor. Metrekareye 150 kilogram dediğimizde” dedi. metre, bu iyi mi kötü mü bilemiyoruz. Normalde eylül ayından itibaren 1 aylığına İstanbul’a gidiyoruz. 2 saat içinde iki katı yağış düşerse bu önemli bir sorun. Bu yağış ne olursa olsun önemli bir sorun. nereye düşerse, İstanbul’da değil dünyanın herhangi bir yerinde.Sadece bu sorunla yaşamaya alışkın olan yerler bu sorunu nispeten kolay aşabiliyor.Yani Hindistan’a gittiğinizde zaten sürekli yağış var, öyle yağmur yağıyor. Sonra ‘Bu Hindistan’ın normal yağış miktarı’ diyorsunuz. Bu yağışın 3-4 katı olunca endişelenmeye başlıyorlar. Bizim için bu aşırı yağış. O yüzden bu aşırı yağışlara karşı hepimizin daha hazırlıklı olması ve belli kurallara uyması gerekiyor. “Yasalara, kurallara uymuyoruz.” ve düzenlemeleri kendimiz belirledik.” dedi.
“BUNLARI SADECE TAŞKIN OLDUĞUNDA KONUŞUYORUZ”
Prof., kayıplar ve yerleşimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dr. Levent Kurnaz, “Kanun ve yönetmeliklerimize göre yağmurda su basabilecek bir yerde ikamet etmek yasaktır. Bunu kim kontrol edecek? Belediye olacak, bakanlık olacak, denetleyecek. Kimse kontrol ediyor mu? Hayır. Bu bizim asıl sorunumuz. Yasak olduğunu biliyorsun ve yine de kiralıyor musun? Paranız yettiği için kiralıyorsunuz. O zaman kişiyi suçlayamazsın. Yani orada yaşayan kişi suçlu değil ama ev sahibi kesinlikle suçlu. Belediye de, onu denetlemeyen devlet de aynı suç zincirinin içindedir. Ama bunu ancak selin olduğu günlerde konuşuyoruz. Sel gittiğinde kimse onları kontrol edemez. Artık böyle bir ortamda hepimiz birbirimizle eğleniyoruz. Daha sonra sel geliyor ve o selde 4 kişi hayatını kaybediyor. Sanırım şu anda bu sayı 7’ye çıktı. Sonra dedim ki, ‘Aman Tanrım, nerede yanlış yapıyoruz?’ “Diyoruz” dedi.
“BU YAĞIŞ İSTANBUL’UN 2 GÜNLÜK SU İHTİYACINI KARŞILIYOR”
Sıcaklıkların artmasıyla birlikte yaşanan susuzluğa ani yağışların etkisine değinen Kurnaz, “Yağmurun nerede yağdığı önemli. Mesela İkitelli yerine Ömerli’de bu olay yaşansaydı. İstanbul mutlu olurdu. Ancak buraya yağan yağmur İkitelli Ayama’ya akarak Marmara Denizi’ne çıktı. Dolayısıyla bir etkisi olmadı ama belki de İstanbul’un 2 günlük su ihtiyacını karşıladı, daha fazla değil. Ömerli’ye yani o havzaya yağmur yağarsa aktığında Ömerli barajını besleyecek. Barajın üzerine yağmur yağarsa barajı besler. Ama onun dışında bir bölgede yağmur yağıyorsa o zaman yağmurun yavaş yağması önemli ki toprağa nüfuz ederek yeraltı suyunu besleyebilsin. “Onların da bir noktada gidip barajları beslemeleri lazım” dedi.
Kaynak: DHA