Son dönemlerde adını sıklıkla duyduğumuz kaygılı bağlanma, bireylerin romantik veya arkadaşlık ilişkilerinde kendilerini yetersiz hissetme ve terk edilme endişesiyle karakterize bir durumdur. Kaygılı bağlanmanın tedavisinin karmaşık ve çaba isteyen bir süreç olduğunu belirten uzmanlar, kaygılı bağlananların genellikle düşük özsaygıya sahip insanları olduklarını savunur.
Ainsworth’ün gerçekleştirdiği araştırmalarda, çocukların anne-baba ile olan bağlanma stilleri incelendi. Kaygılı bağlanmada, çocukların annelerinden ayrıldıklarında aşırı kaygı yaşadıkları ancak anne geri döndüğünde de aşırı tepki verdikleri gözlemlendi. Bu bağlanma stilinin, ebeveynin tutarsız ve belirsiz tepkileriyle şekillendiğinin altı çizildi.
Kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler, partnerlerine aşırı bağlıdırlar. Sürekli olarak partnerlerinin sevgisini ve ilgisini ararlar. Bu durum, zamanla bağımsızlık duygusunun yok olmasına neden olabilir.
Kaygılı bağlanmaya sahip bireyler, partnerlerinin davranışlarına karşı aşırı duyarlı olabilirler. Bir anda çok mutlu olabilirken, en ufak bir olumsuzlukla büyük bir duygusal çöküş yaşayabilirler.
Kaygılı bağlanan kişiler, partnerlerinden sürekli onay ve güvence beklerler. Bu, ilişkiye fazla yük bindirir ve partneri bunaltabilir. Kaygılı bağlanma, sürekli bir endişe durumuna yol açar. Partnerinin sevgisi ve ilgisi hakkında belirsizlik yaşandıkça, kişi daha fazla kaygı hissedebilir.
Günümüzde yapılan çalışmalar da, kaygılı bağlanmanın yetişkinlikteki etkilerini araştırmaktadır. Hazan ve Shaver (1987) tarafından yapılan bir araştırma, bağlanma tarzının romantik ilişkilerdeki rolünü incelemiş ve kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerin, partnerlerinin davranışlarında belirsizlik yaşadıklarında aşırı kaygı ve endişe hissettiklerini bulmuştur. Bu araştırma, kaygılı bağlanmanın, kişiler arası ilişkilerde güvenin zedelenmesine ve sürekli bir onay arayışına yol açtığını ortaya koymuştur.
Kaygılı bağlanma, profesyonel yardım ve kişisel farkındalıkla iyileştirilebilecek bir durumdur. Bağlanma tarzını değiştirmek zaman alabilir, ancak çeşitli terapi yöntemleri ve stratejilerle kaygılı bağlanma azaltılabilir ve daha güvenli bağlanma stilleri geliştirilebilir.
Kaygılı bağlanma ile başa çıkmanın bir diğer yolu da duygusal farkındalık geliştirmektir. Terapistler, bireylerin duygularını daha iyi anlamalarına ve sağlıklı bir şekilde ifade etmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca, etkili iletişim becerilerinin kazandırılması, ilişkilerde güven duygusunun inşa edilmesine yardımcı olabilir.
Bağlanma terapisi, kaygılı bağlanma stilinin iyileştirilmesinde özel olarak kullanılan bir terapi türüdür. Bu terapi, bireylerin bağlanma stillerini anlamalarına ve sağlıklı bağlanma biçimlerini öğrenmelerine yardımcı olur. Bu süreçte, kişi, partneriyle daha güvenli bir bağ kurmak için adımlar atabilir.