Orta Akdeniz’i vuran Daniel Fırtınası, Libya’nın Bingazi, Beyda, Marj, Suse ve Derna kentlerini etkiledi. Fırtınanın ardından meydana gelen selde çoğunluğu Derne’de olmak üzere 5 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Binlerce kişinin akıbeti ise henüz bilinmiyor.
Libya’da yaşanan felaket akıllara “Türkiye’de bu tür meteorolojik olaylar görülebilir mi?” sorusunu getirdi. sorusunu getirdi.
TRT Haber’den Mine Yağıcı Çiftçi, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı ve Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy’dan konu hakkında bilgi aldı. Libya’yı vuran kasırga mı yoksa fırtına mı sorusu en çok merak edilen konuların başında geliyor.
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, fırtına ve kasırgayı anlatarak konuya açıklık getiriyor:
“Ekvator bölgesinde yani dünyanın orta bölgesinde siklon dediğimiz alçak basınç alanları meydana geliyor ve burada her yıl rutin olarak belirli sayıda kasırga meydana geliyor. ‘Kasırga’ kelimesi iki Amerika kıtasının bulunduğu orta bölgede kullanılıyor. Aynı hava koşulları için Hindistan çevresinde kasırga, Japonya çevresinde ise tayfun kelimesi kullanılır. Her üç terim de aynı anlama gelir. “Sadece bölgesel isimler açısından fark yaratıyor.”
“TÜRKİYE’DE HURASİN OLMAYACAK”
Türkiye’de bu tür kasırgaların görülmeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Ersoy, nedenini şöyle açıklayarak sözlerine devam ediyor: “Ekvator bölgesinde değiliz”:
“Ama biz bitişik bölgedeyiz. Akdeniz çevresinde ‘medicane’ adı verilen fırtına görülebiliyor. Zaman zaman da Akdeniz ülkelerini etkileyecek şekilde bunlar olabiliyor. Son yıllarda da ortaya çıktı. Akdeniz’den İzmir’e doğru ilerledi. Bu sefer sanırım Kuzey Afrika’dan Mersin’e taşınan bir şifacıdan bahsediyoruz” dedi.
“ÜLKEMİZDE ANİ YAĞMURLAR, FIRTINALAR, AT VE TAŞKINLAR artmaya başladı”
Kasırgalar kadar şiddetli olmasa da Akdeniz çevresinde meydana gelen bu fırtınaların büyük zararlara yol açabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Ersoy, önümüzdeki dönemde benzer meteorolojik olayların sayısında artış olabileceğini de belirtti. Ersoy, “Çünkü küresel iklim değişikliğiyle birlikte ülkemizde zamansız ani yağışlar, fırtınalar, hortumlar ve su baskınları artmaya başladı. “Bu tür fırtınalardan sonra büyük su baskınları da yaşanabilir.” söz konusu.
“Fırtınanın vereceği zarar, şiddetine göre değişiyor”
Peki olası bir fırtınanın Türkiye’de de benzer bir etki yaratması mümkün mü? Bu tür olayların genellikle deniz yüzeyinde başladığını söyleyen Prof. Dr. Ersoy, daha sonra karaya doğru ilerlediğini belirtiyor. Gücüne göre hızı artabilir veya azalabilir.
“Akdeniz’de görülebilecek klasik ekvator kasırgaları birkaç gün sürebilir” diyen Prof. Dr. Ersoy, olası sonuçlarını şöyle sıralıyor:
“Birkaç gün sürdüğünde karadaki etkiler oldukça kötü oluyor. Türkiye’de günlerce sürecek bir şey olmayabilir. Ancak karaya indiğinde özellikle kıyıdaki tarım alanlarına, seralara, yerleşim yerlerine ve turistik tesislere büyük zarar verebiliyor. Bu göz ardı edilmemelidir. “Ayrıca büyük dalgalar yaratabilir ve kıyıları sular altında bırakabilir.”
Kaynak: News Global