Bilim insanları, Mars’ın iki uydusundan biri olan Phobos’un aslında Kızıl Gezegen’in çekim alanının uzak geçmişte yakaladığı bir kuyruklu yıldız olduğunu öne sürdü. Bu da bir diğer uydu olan Deimos’un da aynı gök cisminden geldiği anlamını taşıyor. Mars Express uzay aracının 2004-2022 yılları arasında çektiği görüntülere dayanan bu çalışma, Phobos’un güneş ışığını yansıtma şekli ve yüzey özelliklerinin kuyruklu yıldızlarla benzerlik gösterdiğini ortaya koydu. Japonya Uzay Ajansı’nın her iki uyduyu incelemek ve daha fazla bilgi edinmek adına Mars misyonu hazırlığında olduğu kaydedildi.
Fransa ve Almanya’dan bir grup bilim insanı Mars’ın iki uydusundan biri olan Phobos’un bir kuyruklu yıldızdan oluşmuş olabileceğini öne sürdü. Bu da bir diğer uydu olan Deimos’un da aynı gök cisminden olabileceği anlamını taşıyor.
Bilim insanları, NASA, Avrupa Uzay Ajansı ve İtalyan Uzay Ajansı’nın ortak bir görevi olan Mars Express uzay aracı tarafından 2004-2022 yılları arasında çekilen Phobos görüntülerinden yola çıkarak bu görüşe vardığı belirtildi.
KUYRUKLU YILDIZLARA BENZER ÖZELLİKLERE SAHİP OLDUĞU KEŞFEDİLDİ Ayrıntıları ve verileri analiz eden araştırmacılar Phobos’un güneş ışığını yansıtma şekli ve gözenekli kum benzeri yüzeyiyle ilgili olarak, yörüngeleri Jüpiter’den büyük ölçüde etkilenen kuyruklu yıldızlara benzer bazı özelliklere sahip olduğunu keşfettiler. Bilim insanları bu gözlemlerden yola çıkarak Phobos’un aslında Mars’ın çekim alanının uzak geçmişte yakaladığı bir kuyruklu yıldız olduğunu öne sürüyorlar.
Bilim insanlarına göre bu aynı zamanda Phobos ve Deimos’un daha sonra parçalanan aynı kuyruklu yıldızdan geldiği anlamına da gelebilir. JAPONYA’NIN MARS MİSYONU Bu uyduların kökenleri hakkında daha fazla bilgi edinmek amacıyla Japonya, bu on yıl içinde, iki yumrulu Mars uydusunu incelemeye adanmış bir uzay aracı olan Martian Moons eXploration (MMX) misyonunu başlatmayı planlıyor. İlk olarak Phobos’un yörüngesine girecek ve Deimos ve Mars’a geçmeden önce bu uyduyla ilgili gözlemsel çalışmalar yapacak.
Ardından Phobos’un yüzeyine inmeye çalışacak ve Dünya’ya dönüş yolculuğu için aydan örnekler toplayacak.
Bu örneklerin incelenmesi, kimyasal bileşim gibi zengin bir bilgi hazinesini ortaya çıkaracaktır. Ama belki de en önemlisi, Phobos ve Deimos’un gizemli kökenlerine bir cevap sağlayacaktır.