30 Ekim 2020’de Ege Denizi’nin Seferihisar açıklarında meydana gelen ve 115 kişinin ölümüne neden olan 6,6 büyüklüğündeki depremde; Bayraklı ilçesindeki 8 katlı Rıza Bey Apartmanı’nda meydana gelen olayda 36 kişi hayatını kaybetti, 17 kişi de yaralandı.
Depremin ardından başlatılan soruşturmada, 4’ü tutuklu 9 kişi hakkında İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. bilinçli ihmal nedeniyle kişi. Duruşmada iki sanık daha serbest bırakıldı. Sanık avukatlarının şikayeti üzerine açılan soruşturmanın ardından, haklarında suçlamayla iddianame hazırlanan Rıza Bey Apartmanı’ndaki dişçi kliniği sahipleri Arda Hacarlıoğlu ve Onur Yedikara ile daire sahipleri Selma ve Ender Ensari’nin dosyaları ortaya çıktı. ‘Kasten taksirle 6 kişinin ölümüne, 2 kişinin de yaralanmasına sebebiyet vermek’ suçundan açılan davalar da mevcut. davasıyla birleştirildi. Öte yandan o dönemde Bayraklı Belediyesi teknik işler müdür yardımcısı olan Gamze E. (52) ve Bornova Belediyesi eski İmar Müdürü Mehmet Ali U. (69) hakkında dava açıldı. İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan dava açıldı. . İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi, oybirliğiyle her iki dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Böylece Rıza Bey Apartmanı davasında sanık sayısı 15’e çıktı.
DURUŞMA ÖNCESİ BASIN AÇIKLAMASI
Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan duruşmada mağdur avukatı, Bayraklı Belediyesi Teknik İşler Müdür Yardımcısı Gamze E.’nin ‘mahkeme tarafından korunduğunu’, ‘suç niteliği değişse de ek savunmasının alınmadığını’ iddia ederek, ‘İki sanığa aynı şekilde muamele edilmedi’. İddiayı kabul etmeyen mahkeme, tarafsızlığı konusunda şüphe oluştuğu için ‘red heyeti talebi’ olarak dosyanın değerlendirilmek üzere bir üst mahkemeye gönderilmesine karar verdi.
Sanıkların duruşması bugün İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken, depremzedeler duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını okuyan mağdur avukatlarından Zeynep Sedef Özdoğan, şunları söyledi: “Depremin üzerinden neredeyse 3 yıl geçmesine rağmen maalesef birçok kamu görevlisi hala yargılanmıyor. Yargılananlar da yargılanmıyor.” Yargılanması gereken suçlardan dolayı. Görevi kötüye kullanmaktan yargılanan kamu görevlileri hakkında davalar açıldı. Bir kişi hakkında iddianame düzenlendi. Sanığın cezai niteliği değişirse mahkeme, ek savunma hakkı verir. Bu mağdurların da bir hakkıdır. Bunlar yerine getirilmezse daha ağır cezalar veremezler. İki duruşma talep etmemize rağmen Bayraklı ve Bornova’da görev yapan polis memurlarının düzgün bir şekilde sorgulanmasını sağlayamadık. Bayraklı Suçun sorumlusu belediyedir.O binada iki avukatını kaybeden İzmir Barosu mağdur olarak davaya kabul edilirken davaya kabul edilmedi.Hukuk sistemine itiraz ediyoruz. Artık kontrolden çıkan bu hukuk sistemini kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Bu davada özel bir kamu yararı yaşıyoruz. İzmirlilerin bu davaya olan ilgisini kaybetmemesi gerekiyor. ” söz konusu.
İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Aylin Aras Öztürk bir açıklama yaparak şunları söyledi: “Sorumluların yargılanmasını ve bir daha deprem felaketlerinde bu kadar can kaybı yaşanmamasını istiyoruz. İnsan hakları kutsaldır, en çok. Önemli değil, doğru. Bunlara sadece ‘kaza’ diyemeyiz. İnsanları deprem değil, binalar öldürür.” “Bu gerçekle birlikte iki arkadaşımızı kaybettiğimiz Rıza Bey Apartmanı davasına katılma taleplerimiz bile kabul edilmiyor. İzmir Barosu olarak her zaman mağdur ailelerin yanındayız” dedi.
‘3 YILDIR NEFES ALAMIYORUZ’
Açıklamanın ardından salona geçtik ve duruşma başladı. Tutuklu sanıklar Ali Serdar Bayram ve Hasan Hüseyin Özkan, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Salonda bazı tutuklu sanıklar, parti avukatları ve müştekiler de hazır bulundu. Mahkeme heyeti, görevden alınma talebinin bir üst mahkeme tarafından reddedildiğini açıkladı. Duruşmada konuşan mağdur avukatları, diğer sanıkların tutuklanmasını talep etti.
Duruşmada söz verilen depremde hayatını kaybeden diş hekimi Zarife Doğan’ın babası Kamil Doğan, “İki çocuğumu ülkeme hizmet etsinler diye hekim yaptım. Bedelini acı çekerek ödememeliyim” dedi. kızımın acısı. Sorumluların suçları kanıtlanmış olmasına rağmen 1050 gündür sadece 2 kişinin tutuklu kalmasına dayanamıyoruz. Diğer sanıkların da tutuklanmasını talep ediyoruz.” “Talep ediyorum. Bu şekilde yargılanırlarsa acımız dinmeyecek, aksine hafifleyecektir” dedi.
Depremde çocuklarını ve yeğenlerini kaybeden Emine Yücel, şunları söyledi: “45 günde 3 yıl olacak. 3 yıldır nefes alamıyoruz. Sanıkların çoğu dışarıda. Ben nefes alamasam da belediye çalışanları duruşmaya gelmiyor. Duruşmaya katılmayan sanıkların tutuklanmasını istiyorum” dedi.
DURUŞMA İÇİN ZORUNLU ÇAĞRI
Mağdurların ardından söz verilen tutuklu sanıklardan Hasan Hüseyin Özkan, “1976’dan bu yana binlerce bina yaptık. İnsanları ucuza ev sahibi yaptık. Eğitim alarak inşaatçıyım. Binalarımdan yalnızca biri yıkıldı. Ben onu inşa ettiğimde başka bina yoktu. 1975 yönetmeliğine göre yaptım. 3 yıldır buradayım. Tek bir malzemeyi bile kaçırmadım. Oraya atıyorlar. “Bu işler fırlatıp yakalamakla olmaz” dedi.
Sanık Özkan’ın bu sözlerine mağdurlar ve avukatları tepki gösterdi. Ortamı sakinleştiren mahkeme başkanı bu kez sözü diğer tutuklu sanık Ali Serdar Bayram’a verdi. Bayram’ın “Avukatlar ahlak bilmez” demesi salonda yeniden gerginlik yarattı. Tarafların avukatları arasında yaşanan tartışma devam ederken mahkeme başkanı duruşmayı erteledi. Aradan sonra yeniden başlayan davada ara karar açıklandı.
Tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, dosyadaki eksikliklerin düzeltileceğini belirterek duruşmayı 13 Ekim’e erteledi.
Kaynak: DHA