Çin’in Chang’e 6 sondası, Haziran 2024’te Ay’ın uzak tarafına iniş yaparak Güney Kutbu-Aitken havzasından örnekler toplamıştı. Bu örnekler Ay’ın iki yüzü arasındaki garip farklılıkları anlamamıza yardımcı olabilir.
Çin’in Chang’e 6 ay sondası Haziran 2024’ün başında Ay’ın uzak tarafına başarılı bir şekilde iniş yaparak Ay’ın güney kutbunun yakınına yumuşak bir iniş yapmıştı.
Uzay aracının çeşitli yan görevlerle birlikte gerçekleştirdiği ana görevi, Ay’ın uzak tarafındaki ilk örnekleri incelemek ve geri getirmekti.
Ardından Chang’e 6 sondası 25 Haziran’da Ay yüzeyintan 1,935 gram örnek getirmişti.
Genellikle Ay’ın “karanlık tarafı” olarak adlandırılan uzak tarafı aslında yaklaşık aynı miktarda güneş ışığı alır.
Bununla birlikte, iki taraf arasında, araştırmacıların uzay yolculuğunun başlamasından sonra fark ettikleri önemli farklılıklar bulunuyor.
Yoğun bir şekilde kraterleşmiş olmasına rağmen, Ay’ın uzak tarafı yakın tarafta görülen derin havzalara sahip değildir ve kabuğunun 2012’de Yerçekimi Kurtarma ve İç Laboratuvar görevi tarafından daha kalın olduğu ölçülmüştür.
Bu örneklerin incelenmesi bu gizemlerden bazılarının aydınlatılmasına yardımcı olabilir ve belki de Ay’ın nasıl oluştuğu hakkında bize biraz daha fazla bilgi verebilir.
Örneklere ilk kez bakan Hong Kong Üniversitesi’nden jeologlar, Güney Kutbu-Aitken (SPA) havzasındaki Chang’e 6 iniş alanının, magmanın soğuyup katılaşarak magmatik kayaç oluşturduğu magmatizmada bol miktarda bulunduğunu tespit etti.
Çin Bilim Akademisi’nde akademisyen olan Profesör Xianhua Li yaptığı açıklamada, “Bu araştırmanın sonuçları, Chang’e-6 örneklerindeki plütonik kayaçları, özellikle de Mg-suite kayaçları incelemek için önemli bir jeolojik çerçeve oluşturuyor. Petrojenezleri ve zamanlamaları belirsiz ve bu araştırma köken mekanizmalarının anlaşılmasına önemli ölçüde yardımcı olacaktır.” dedi.
Çalışma, Ay’ın yakın tarafından toplanan materyal ve gözlemlerle ilgili önceki çalışmalarla birlikte, muhtemelen kabuk kalınlığıyla ilgili olan iki yüz arasındaki önemli volkanik farklılıkları ortaya çıkardı.
Çalışma The Astrophysical Journal Letters’da yayınlandı.