Kırıkkale’nin Bahşılı ilçesinde ailesiyle besicilik yapan 20 yaşındaki Hamit Keleş, büyükbaş hayvanları için keman çalıp şarkı söylüyor. Kırıkkale Güzel Sanatlar Lisesi’nden 2022’de mezun olan ve 3 yıldır ailesiyle besicilik yapan Keleş, “Esas mesleğim hayvancılık. Ancak müzik yönünden de kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kafam rahat, hayvanlar huzur veriyor.” şeklinde konuştu.
Arama: Kadın & Moda
Kadın kategorisinde genel olarak Moda başta olmak üzere Kadın’a dair her şey yer almaktadır.
Oscar’da En İyi Film dahil beş ödül kazanan 2000 yapımı Gladyatör filmi, Ridley Scott imzasıyla yeniden beyazperdeye dönüyor. Filmde “Maximus” karakterine hayat veren Russell Crowe, yeni Gladyatör filminde yer almamasıyla ilgili konuştu.
Bu yıl 26’ıncı kez düzenlenen “Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri” törenle sahiplerine verildi.
Afife Tiyatro Ödülleri sahiplerine verildi. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen ödül töreninde sunuculuğu Özge Borak ve Mert Fırat üstlendi. Haldun Dormen’in sanat danışmanı olduğu Afife Tiyatro Ödülleri’nde bu yıl “Yılın En Başarılı Oyunu” kategorisinde kazanan “Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi” oyunu oldu. “Yılın En Başarılı Yönetmeni” kategorisinde ise Oğuz Utku Güneş” ödül aldı. “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu” ödülü Zuhal Olcay’a “Kel Diva” oyunuyla verildi. “Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu” ödülüne ise Onur Berk Arslanoğlu “Çirkin” oyunuyla layık görüldü. Gecede “Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülünü Çağdaş Ekin Şişman “Büyük Zarifi Apartmanı” oyunuyla ,”Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülünü Erkan Baylav Şakşakçılar ile “Sahne Tasarımı” ödülünü Murat Gülmez “Yaşamak mı Yoksa Ölmek” mi oyunuyla, “Giysi Tasarımı” ödülünü Çevren Sarayoğlu “Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi” oyunuyla , “Sahne Müziği” ödülünü “Otomatik Portakal” oyunuyla Burak Kaya, Sarp Palaur, Utar Dündar Artun, “Genç Kuşak Sanatçısı” ödülünü “Bu Taraftan Daha Güzelim” oyunuyla Emrecan Karakurum ,”Işık Tasarımı” ödülünü “Otomatik Portakal” adlı oyunla Yakup Çartık , “Hareket Düzeni (koreografisi)” ödülünü ise “On Adımda Unutmak” oyunuyla Şahika Tekand aldı. ÖZEL ÖDÜLLER SAHİPLERİNE TAKDİM EDİLDİ “Yapı Kredi Özel Ödülü”nün sahibi bu yıl Murat Ovalı oldu. “Haldun Dormen Özel Ödülü” ise Duru Tiyatro adına Emre Kınay’a verildi. Emre Kınay, ödülü alırken son dönemde çok zorlu ve kötü günlerden geçildiğini belirterek, “Bizim için moral oluyor bu ödül törenleri. Özellikle Orta Doğu’da olup bitenler… Bir sürü repertuvar değiştirip insanları biraz güldürelim diye çalışıyoruz. Çünkü hayat çok acımasız, çok vicdansız ve kahredici. Özellikle sokak canlarıyla ilgili olan bitenleri de duyduğumuzda. Böyle zamanlarda oyun oynamak çok ağır. Bir tarafta gözünüzün yaşını silip, öbür taraftan sahneye çıkmak zorundasınız.” ifadelerini kullandı. Gecede Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü Prof. Dr. Ayşegül Yüksel’e, Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü ise “Çarpışma” isimli oyunuyla Müge Oskay’a takdim edildi.
Dünyaca ünlü dilbilimci Noam Chomsky artık konuşamıyor. Dilbilimcinin Gazze’de savaş konusunda sessiz kalması dikkat çekmişti.
Dünyaca ünlü kliplerin maliyetinin, büyük sinema filmleri kadar büyük olduğunu biliyor muydunuz? Bazı klipler ise en az müzik listelerini alt üst eden şarkılar kadar büyük bir başarı yakaladı. İşte tarihin en yüksek bütçeli klipleri…
İstanbul Photo Awards’un 10. yılının ilk sergisi, Rami Kütüphanesi’nde gezilebilecek.
Anadolu Ajansının düzenlediği uluslararası haber fotoğrafı yarışması İstanbul Photo Awards’un 10. yılının ilk sergisi, 10 Haziran’da fotoğrafseverlerle buluşacak. Bu yıl yarışmada ödül alan fotoğrafların yer aldığı sergi, 23 Haziran’a kadar Rami Kütüphanesi’nde gezilebilecek. 10 yıl içinde ödül alan fotoğraflar da dijital gösterim alanında görülebilecek. Ziyaretçiler sergide, İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü saldırılardan “Asrın Felaketi” olarak adlandırılan Türkiye depremine, Meksika suç örgütlerinden Afganistan mülteci kamplarına, Nijerya’daki plastik kullanımından Sri Lanka’da çöplüğe dönen fillerin yaşam alanlarına, Japonya’daki dünya yüzme şampiyonasından Wimbledon tenis turnuvasına, Hindistan’daki ayrımcılıktan İspanya sularında hayatını kaybeden göçmenlere kadar, geçen yılın küresel olaylarını ele alan fotoğrafları inceleme fırsatı bulacak. Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz’ün ev sahipliğinde gerçekleştirilecek sergi açılışı ile ödül törenine, uluslararası basın ve fotoğraf dünyasından önemli isimler de katılacak. Açılışı takip eden gün jüri üyesi ve veteran foto muhabiri Yuri Kozyrev, sergi alanında fotoğrafçılarla özel bir söyleşi gerçekleştirecek. Haber, spor, çevre, portre ve günlük yaşam dallarında tekil ve seri fotoğrafların değerlendirildiği yarışmaya, bu yıl 20 binden fazla fotoğraf başvurusu oldu. Yarışmada toplam 10 kategoride, 32 fotoğrafçı ödül kazandı. Bu yıl Turkcell’in iletişim sponsorluğunda düzenlenen yarışmaya, Sony ödül sponsoru, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) yurt dışı etkinlik sponsoru, Türk Hava Yolları (THY) ise havayolu sponsoru olarak destek veriyor. Ödül alan fotoğraflara dair bilgilere “istanbulphotoawards.com” adresinden ulaşılabilir.
“Ekmek Kavgası”, “Hanımın Çiftliği”, “Murtaza”, “72. Koğuş” ve “Gurbet Kuşları”nın da aralarında olduğu çok sayıda unutulmaz esere imza atan, roman, şiir ve oyun yazarı Orhan Kemal’in vefatının ardından 54 yıl geçti.
Eserleriyle çağdaş Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Orhan Kemal, 15 Eylül 1914’te Adana’nın Ceyhan ilçesinde dünyaya geldi. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan usta edebiyatçı, çocukluğunun ilk yıllarını Adana’da geçirdi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransız işgali nedeniyle avukat babası Abdülkadir Kemali Bey ve ilkokul öğretmeni annesi Azime Hanım’la Adana’dan ayrıldı. Ailesiyle önce Niğde, sonra Konya’ya giden yazar, babasının Kastamonu milletvekili olarak 1. Meclis’e girmesinin ardından Ankara’da yaşamaya başladı. Başarılı edebiyatçı, Abdülkadir Kemali Bey’in 1930’da Ahali Cumhuriyet Fırkası’nı kurmasının ardından gelişen olaylar sonucu ailesinin Suriye’ye zorunlu göçüyle ortaokul son sınıfta öğrenimini bıraktı. Yeniden Adana’ya dönüp tarım fabrikalarında işçilik, dokumacılık, ambar memurluğu ve katiplik yapan Kemal, Milli Mensucat Fabrikası işçilerinden Nuriye Hanım ile 5 Mayıs 1937’de evlendi. Çiftin, biri kız, 4 çocuğu dünyaya geldi. YAZI HAYATINA ŞİİRLE BAŞLADI
Adana’da tanıştığı İsmail Usta’nın kendisine getirdiği kitaplarla, okumaya merak salan usta edebiyatçı, yazı hayatına şiirle başladı. İlk şiiri 1939’da Reşat Kemal takma adıyla yayımlanan yazar, hikaye ve romanlarında Orhan Kemal adını kullandı ve bu isimle ünlendi. Panait Istrati ile Maksim Gorki öykülerinden etkilenen, öyküleri 1941-1943’te “Yürüyüş” ve “İkdam” gazeteleriyle “Yurt ve Dünya” dergisinde yayımlanan usta edebiyatçı, 1951’de İstanbul’a gelerek tefrika öyküler kaleme aldı. Kemal, “Yeni Ses”, “Yeni Edebiyat” ve “Yürüyüş”teki şiirleriyle “Gün”deki öykülerinde Hayrullah Güçlü, Rüştü Ceyhun, Orhan Raşit; film senaryolarında ise Ülker Uysal ve Yıldız Okur imzalarını kullandı. Yazarın 1949’da okuyucuyla buluşan “Ekmek Kavgası” adlı ilk kitabı edebiyat çevresinden olumlu eleştiriler aldı. NAZIM HİKMET’İN DENEMELERİNİ BEĞENMESİ ÜZERİNE ROMAN YAZMAYA BAŞLADI
Askerlik görevi esnasında, ceza kanununun 94’üncü maddesine aykırı davranıştan 5 yıl hapse mahkum olarak Kayseri, Adana ve Bursa cezaevlerinde yatan yazar, Bursa Cezaevi’ndeyken Nazım Hikmet Ran ile arkadaş oldu. Yazar Kemal, yaptığı bir açıklamada, 1940’ların sonunda roman yazmaya yönelmesini şu sözlerle ifade etmişti:
“Niçin roman yazıyorum? Bu ihtiyaç nereden geliyor? Yeteneğimden. İyi şair olamadığım için hikayeci oldum. İyi şair olamazdım, önümde dağ gibi Nazım vardı. İyi şair olmam için önce onu aşmam gerekirdi. Nazım aşılması zor ve olanaksız sarp bir dağdır. Nazım, sonsuz mavi bir denizdir. Nazım, şiir püskürten bir yanardağdır.” Orhan Kemal, Nazım Hikmet ile Bursa Cezaevi’ndeki anılarını “Nazım Hikmet’le 3,5 Yıl” adlı kitabında topladı. Hikmet’in vefatından iki yıl sonra 1965’te yayınlanan eser, bir anı kitabı olmanın ötesinde hem Nazım Hikmet’in hem Orhan Kemal’in sanat anlayışıyla ilgili bilgiler içeriyor. Eserleriyle, toplumsal yaşamın değişim dönemlerini birey-toplum ilişkileri çerçevesinde gerçekçi bir biçimde dile getiren, tarla ırgatlarından fabrika işçilerine, kimi zaman çalışanları kimi zaman işsizleri konu eden, ekmek kavgası veren yoksul kesimin yaşamını anlatan başarılı kalem, çağdaş Türk edebiyatında özgün bir yer edindi. Yazılarında Raşit Kemali’nin yanı sıra Reşat Kemal ve Orhan Raşit isimlerini de çokça kullanan yazar, şiir, roman, öykü, oyun ve senaryo olmak üzere beş farklı alanda eserler kaleme aldı. “72. KOĞUŞ” İLE “EN İYİ OYUN YAZARI” ÖDÜLÜNÜ ALDI
Orhan Kemal, 1950’lerde film hikayeleri, diyalog ve senaryolar yazarak Türk sinemasına da katkıda bulundu. Usta edebiyatçının roman ve hikayeleri, 1960’lı yıllardan itibaren Türk sinemasında izleyiciyle buluştu. Anılarında senaryo yazmaya başladığı döneme değinen usta yazar, “Bir gün arkadaş (Macit Cevat Doğudan) bana ‘Neden senaryo yazmıyorsun?’ dedi. Senaryonun çevrilecek filmlerin hikayesi olduğunu biliyordum. Ama o güne kadar ne uğraşmıştım, ne de bir senaryonun nasıl yazıldığı üzerinde bir fikrim vardı. Yazılmış bir senaryo bile görmemiştim.” sözleriyle aktarmıştı. İlk Orhan Kemal uyarlaması 1960’da Atıf Yılmaz tarafından çekilen “Suçlu” filmi oldu. Edebiyatçıların genellikle ilgi göstermediği sinema alanıyla oldukça ilgilenen Kemal, 1963’te yayımlanan “Senaryo Tekniği” adlı kitabında senaryoyla ilgili teknik terimlere yer verdi ve Metin Erksan’ın “Gecelerin Ötesi” adlı filminin senaryosunu örnek senaryo olarak ele aldı.
BİRÇOK ÖDÜLE DEĞER GÖRÜLDÜ
Usta edebiyatçı, “Kardeş Payı” öyküsüyle 1958’de, “Önce Ekmek” ile ise 1969’da “Sait Faik Hikaye Armağanı” kazandı. ‘Önce Ekmek’ eseri aynı yıl, Türk Dil Kurumu tarafından verilen “Öykü Ödülü”nün de sahibi oldu. Kemal’in, 1958’de yayımlanan “Devlet Kuşu” romanından uyarladığı 3 perdelik “İspinozlar” adlı ilk oyunu, 1964 – 1965 tiyatro sezonunda İstanbul Şehir Tiyatrolarında sahnelendi. Farklı yıllarda kaleme aldığı “72. Koğuş”, “Murtaza”, “Eskici Dükkanı”, “Kardeş Payı” adlı eserlerini de oyunlaştıran yazar, “72. Koğuş”la 1967’de Ankara Sanat Severler Derneğince “En İyi Oyun Yazarı” seçildi. Orhan Kemal’in 1963’te “Sokakların Çocuğu”, “Kanlı Topraklar”, “Mahalle Kavgası” ve “Dünyada Harp Vardı” kitapları yayınlandı. Babaannesinin soyunun bulunduğu yerleri gezip not almak ve “93’ten Bu Yana” adıyla ailesinin hikayesini yazmak amacıyla 1970’te Bulgar Yazarlar Birliğinin çağrısı üzerine Sofya’ya giden yazar, burada kalp krizi geçirdi ve hastaneye kaldırıldı. Yazar Kemal, tedavi gördüğü hastanede 2 Haziran 1970’te 56 yaşındayken hayatını kaybetti ve cenazesi Türkiye’ye getirilerek 5 Haziran’da Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Vefatından 2 yıl sonra her yıl verilen “Orhan Kemal Roman Armağanı”, bugüne kadar aralarında Adalet Ağaoğlu, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal, Necati Cumalı, Selim İleri ve Hıfzı Topuz’un da aralarında olduğu, Türk edebiyatının önemli isimlerinin eserlerini ödüllendirdi. “Orhan Kemal Roman Armağanı”nı bu yıl “Devridaim” romanıyla yazar Ezgi Tanergeç aldı. Açılışı 15 Eylül 2000’de yapılan Orhan Kemal Müzesi’nde, usta yazarın fotoğrafları, kitaplarının ilk baskıları, çalışma masası, mektupları, gözlüğü ve kıyafetleriyle Abdülkadir Kemali Bey’in eşyaları sergileniyor. “Sanatımın amacı… İnsanlığın, insanlık tarafından, insanlık için yönetilme çabası adına sanat.” sözünün sahibi Orhan Kemal’in 27 romanı, 12 öykü kitabı, 5 oyunu ve çeşitli dergilerde basılmış şiirleriyle 9’u filme alınmış 10 senaryosu ve 3 film öyküsü bulunuyor.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), 2023-2024 konser sezonunu “Aydar Gaynullin ve Arkadaşları” konseriyle kapattı.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Ada Ankara Ziraat Bankası Konser Salonu’nda düzenlenen konseri, programda trompet sanatçısı olarak da görev alan şef Vladislav Lavrik yönetti. Konserde akordiyon sanatçısı Aydar Gaynullin, gitarist Alexey Wagner, perküsyon sanatçısı Sergey Shamov, bansuri, balaban ve ney sanatçısı Pavel Novikov, CSO ile sahne aldı. Dünyanın büyük orkestralarıyla konserler veren Aydar Gaynullin ve Arkadaşlarının, klasik müzik eserlerinin yanı sıra tango, Flamenko ve Türk ezgilerinden örnekler sunduğu program, dinleyicilerin beğenisini kazandı.
İngiliz müzik grubu The Beatles’ın üyesi John Lennon’ın 50 yıldır kayıp olan gitarı açık artırmada rekor fiyata alıcı buldu.
Sultan1966 ismiyle internette tarihi eserleri satan eski müze çalışanı İngiltere’nin gündeminde. Kıdemli bir küratör olan Peter Higgs, 30 yıldır çalıştığı British Museum tarafından bazı eserleri çalmak, eritmek, satmak ve onlara zarar vermekle suçlanıyor. Higgs, Bodrum’da bulunan Helenistik döneme ait eserlere ilişkin kitap yazdığı için Bodrum1966’lı bir mail adresi de kullandı. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), British Museum’a ait olduğu düşünülen yüzlerce eserin ABD’li alıcılara satışı hakkında bir soruşturma yürütüyor. Higgs’in, British Museum’a ait çok sayıda eseri 10 yıl boyunca eBay’den sattığı belirtiliyor.
ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), British Museum’a ait olduğu düşünülen yüzlerce eserin ABD’li alıcılara satışı hakkında bir soruşturma yürütüyor. BBC’nin edindiği bilgiye göre ABD kolluk kuvvetleri, Washington’daki bir koleksiyoncuya satılan 268 parçanın iadesi için de başvuruyu ele alıyor. Müze yönetimi bu parçaların kendi envanterlerinde olduğu iddia ediyor. Dünyanın ve İngiltere’nin en büyük müzelerinden biri olan British Museum, geçen yıl koleksiyonundaki bazı antik mücevher, takı ve diğer eserlerin kaybolduğunu, çalındığını ya da hasar gördüğünü duyurmuştu.
New Orleans’ta yaşayan bir alıcı BBC’ye yaptığı açıklamada bir FBI ajanının kendisine e-posta göndererek eBay’den satın aldığı iki parça hakkında bilgi istediğini söyledi. Bu parçaların artık kendisinde olmadığını belirten alıcı, yetkililerin de henüz nerede olduklarını tespit edemediğini düşünüyor.
1500 ESER ÇALINDI VEYA KAYIP British Museum, çalındığı ya da kaybolduğu tahmin edilen 1500 eserden şu ana kadar 626’sının geri getirildiğini açıkladı. 100 eserin ise bulunduğu ancak henüz müzeye ulaşmadığı kaydedildi. Çalındığı düşünülen eserlerin büyük çoğunluğu henüz kayıt altına alınmamıştı. Müze bu yüzden eserlerin koleksiyonundan geldiğini kanıtlamanın yollarını arıyor.
Kıdemli bir küratör olan Peter Higgs, British Museum tarafından bazı eserleri çalmak, eritmek, satmak ve onlara zarar vermekle suçlanıyor. Davayı gören mahkemeye sunulan belgelere göre müze, Higgs’in en az 10 yıl boyunca müzenin depolarından, çoğunlukla kaydı henüz yapılmamış eserler çaldığını ve sattığını iddia ediyor. Müze, Higgs’in yaklaşık 100 bin sterlin (127 bin dolar) değerinde eser çaldığını ve bu eserleri Amerikalı ikinci el satış ve açık artırma platformu eBay’deki en az 45 alıcıya sattığını öne sürüyor. Higgs ise bu iddiaları reddediyor.
SULTAN1966 İSMİNİ KULLANDI eBay’deki üç alıcı, “sultan1966” adlı satıcının kendisini “Paul Higgins” veya “Paul” olarak tanıttığını söylüyor. Mahkeme belgelerinde British Museum, Higgs’in “sultan1966” hesabının kendisine ait olduğunu kabul ettiğini belirtiyor. New Orleans’lı alıcı Tonio Birbiglia BBC’ye yaptığı açıklamada “sultan1966″dan iki ürün satın aldığını söyledi. BBC, FBI’ın soruşturması kapsamında gösterdiği eBay kayıtlarını Birbiglia’nın makbuzlarıyla karşılaştırarak bu bilgiyi teyit etti. British Museum bu eserleri henüz incelemediği için kendi koleksiyonuna ait olup olmadıklarını bilmiyor. Eserlerden biri Birbiglia’nın Mayıs 2016’da 42 sterline (53 dolar) satın aldığı, Roma aşk tanrısı Cupid’i yunusa binerken tasvir eden bir mücevher. Diğeri ise 170 sterline (217 dolar) satın aldığı, bokböceği işlemeli turuncu bir mücevher. FBI’ın kendisiyle iletişime geçtiği dönemde bir antika dükkanında çalışan Birbiglia, şaşkınlığa uğradığını, mücevherleri muhtemelen satmak için aldığını ve “olayların hiçbirini hatırlamadığını” söyledi. Konuyla ilgili daha fazla bilgi istediğini söyleyen Birbiglia, FBI ve British Museum’ın kendisiyle tekrar iletişime geçmediğini belirtti. BBC’nin edindiği bilgiye göre FBI, aynı satıcı tarafından satılan ve Washington DC’de bulunan 268 eseri daha inceliyor. Alıcıya yakın bir kaynak BBC’ye yaptığı açıklamada, sultan1966’dan eBay üzerinden ürün satın aldığını, daha sonra aynı satıcıyla e-posta yoluyla doğrudan iletişim kurduğunu ve ürünler için 7 bin sterline (9 bin dolar) kadar ödeme yaptığını aktardı. Kaynağa göre satıcı işlemler sırasında “Paul Higgins” adını kullandı.
Aynı kişinin ABD dışına da satış yaptığına inanılıyor. British Museum’ı hırsızlıklar konusunda ilk kez uyaran kişi olan Danimarkalı antika tüccarı Dr. Ittai Gradel, Hamburg, Köln, Paris ve Hong Kong da dahil olmak üzere çeşitli şehirlerdeki alıcılara satılan eserlerin izini sürdü. Kendisinin iyi niyetle satın aldığı ve daha sonra başka bir özel koleksiyoncuya sattığı mücevherlerden bazıları Almanya’nın Idar-Oberstein kentindeki Deutsches Edelsteinmuseum’da sergilendi. Bu mücevherler bir sergi için müzeye ödünç verilmişti. Mücevherlerden birinin 2. yüzyılda, obsidyen adlı volkanik camdan yapılmış nadir bir Herkül başı olduğu düşünülüyor. Dr. Ittai Gradel, 2017 yılında Higgs olduğu düşünülen kişiyle yaptığı özel bir anlaşmada eser için 300 sterlin (382 dolar) ödediğini söylüyor. Satıcı Paul Higgins takma adını kullanıyordu. BBC tarafından görülen e-postalarda Higgins adlı kişi, eserin büyükannesinden kardeşine miras kaldığını söylüyor. British Museum, her iki mücevherin de kendi koleksiyonuna ait olduğuna inanıyor. Mücevherlerin olayların ardından İngiltere’ye götürüldüğü ve müze personeline teslim edildiği aktarılıyor.
BODRUM1966 MAİL ADRESİ
İngiltere’deki olayın ilk izleri 2022 yılında görülmeye başlandı. İlk haberlerde, müzenin koleksiyonunda bulunan 2.000’den fazla parçanın birer birer çalındığı ve internet siteleri aracılığıyla dünyanın dört bir yanındaki tarihi eser tüccarlarına satıldığı belirtildi.
Danimarka’da yaşayan akademisyen ve değerli taş tüccarı Ittai Gradel, 10 yıl kadar önce bir ikinci el satış sitesinde dolaşırken satışta olan önemli eserleri görmeye başladı.
Sultan1966 adlı bir kullanıcı, 19’uncu yüzyıla ait bir antika eser satıyordu. Gradel, satılan parçayı görür görmez biçilen fiyattan çok daha değerli bir şey olduğunu anladı. Akikten yapılmış olan eser, 2’nci yüzyıldan kalma yılan saçlı bir Roma Medusa’sıydı. Gradel, 15 sterlin artı nakliye ücretini ödeyip satın aldığı parçayı, birkaç bin sterlin karşılığında bir koleksiyonere sattı.
DEĞERLİ PARÇALARI UCUZA SATTI İlerleyen dönemde Sultan1966, çok değerli parçaları gülünç denecek kadar düşük fiyatlara satmaya devam etti. Örneğin 150 sterline bir yüzük aldı Gradel. Bu yüzüğün Antik Mısır’da hüküm süren Ptolemaios Krallığı dönemine ait bir parçanın kopyası olduğunu düşünüyordu. Ancak paketi açtığında gözlerine inanamadı. Yüzük 2.000 yıldan daha eskiye ait bir orijinaldi. Bunu gören Gradel, Sultan1966’ya sattığı yüzüğe çok düşük fiyat biçtiğini bildirip fazladan 500 sterlin daha gönderdi. Ticaret bu şekilde devam ederken, Gradel durumdan şüphelenmeye başladı. 2016 yılında yaşanan bu ticaretin ardındanr Gradel, satıştaki bazı eserlerin Brisih Museum katologlarında olduğunu anladı. Bu olaydan dört yıl sonra İngiltere’nin en önemli müzelerinden British Museum’un internet sitesinde dolaşmakta olan Gradel, Sultan1966’nın ilanındaki eserin aynısını gördü. Yakın zamanda çekildiği belli olan fotoğrafın yanında, bu parçanın halihazırda müzenin koleksiyonunda yer aldığı belirtiliyordu. Gradel bunun üzerine Sultan1966’ya yaptığı ödemeleri gözden geçirmeye karar verdi. Satış sitesi üzerindeki adı Paul Higgins olan kullanıcının ödeme uygulamasındaki ismi Peter Higgs’di. Gradel başlangıçta buradan pek anlam çıkaramasa da Sultan1966’nın sattığı başka eserleri satın alan arkadaşı Rolf von Kiaer’le konuşunca yapbozun parçaları yerine oturmaya başladı. Zira şaşkınlık içindeki Kiaer, Gradel’e, “Ittai, British Museum’da bu isimde bir küratör olduğunun farkındasın değil mi?” demişti. Gradel’in tüyleri diken diken olmuştu. Deliller yavaş yavaş toplanıyordu. Paul Higgins’in “Bodrum1966” ile başlayan e-posta adresi de önemli bir ipucuydu. Buradaki Bodrum, Muğla’nın ilçesi olan Bodrum’du. Higgs geçmişte Bodrum’daki kazılarda bulunan ve British Museum’da sergilenen Helenistik dönem heykellerine dair bir kitap kaleme almıştı. En önemlisi de Twitter kullanıcı adı @sultan1966’ydı. British Museum olayın ortaya çıkmasının ardından yaptığı açıklamada, koleksiyondaki bazılarının geçmişi MÖ 15’inci yüzyıla uzanan parçaların ortadan kaybolmasından sonra bir çalışanın işten çıkarıldığı duyurdu. Açıklamada ayrıca müzedeki güvenlikle ilgili de bağımsız bir soruşturma yapılacağı ve kayıp eserlerin bulunması için bir program başlatılacağı bildirildi. Bu açıklamadan birkaç gün sonra işten çıkarılan kişinin Higgs olduğu anlaşıldı. Williams da günlük görevlerinden el çektirildi. 30 yılı aşkın zamandır British Museum’da çalışan Higgs, kurumun temel direklerinden biriydi. Kaçırılan eserleri belirleyen “Anıt Adamlar” grubunun üyelerinden biri olan Higgs, geçmişte verdiği röportajlarda alanı hakkında tutkuyla konuşuyor ve daha küçük bir çocukken antik eserlere nasıl âşık olduğunu anlatıyordu. Müzeden aldığı maaşla geçiniyor gibi görünüyor, oldukça mütevazı bir hayat yaşıyordu.