Arama: Teknoloji

Medya’nın renkli dünyasına ait en son içerikler paylaşımlar csahaber.com’da

Şempanzelerde insan benzeri İletişim: Konuşma sırası bekliyorlar

Yüz yüze konuşmaların hızlı tempo ve dinamik değişimi sadece insanlar için değil; şempanzeler için de geçerli. Uluslararası bir araştırma ekibi, Doğu Afrika’daki vahşi şempanzelerin iletişim kalıplarının, insanların konuşma sırasında sıra alma davranışlarına benzer olduğunu ortaya koydu.

St Andrews Üniversitesi’nden etolog Gal Badihi’nin liderliğindeki araştırmacılar, 252 şempanzeden alınan 8 bin 500’ün üzerinde jest örneğini inceledi. Bulgular, şempanzelerin jestlerinin bir saniyeye kadar süren duraklamaları takip ettiğini ve bazen neredeyse anında tepki verdiklerini gösterdi. Bu, şempanzelerin tıpkı insanlar gibi hızlı bir iletişim akışına sahip olduklarını ortaya koyuyor. Badihi, “Şempanzelerin jest ve mimiklerinin zamanlaması, insanların konuşma sırasında sıra alma davranışlarına benzer ve oldukça hızlı. Bu da benzer evrimsel mekanizmaların bu sosyal etkileşimleri yönlendirdiğini gösteriyor,” dedi. 

ŞEMPANZE TOPLULUKLARINDA FARKLILIK GÖSTERİYOR 

Araştırmacılar, farklı şempanze toplulukları arasında iletişim hızında farklılıklar da gözlemledi. ÖrneğinAraştırmacılar, Uganda’daki Kanyawara şempanzelerinin, yakınlardaki Budongo Ormanı’nda yaşayan Sonso şempanzelerine kıyasla daha hızlı ‘konuşan’ türler olduğunu gözlemlediler. Catherine Hobaiter, “İnsanlarda olduğu gibi, bazı kültürlerde daha hızlı veya daha yavaş tepki süreleri gözlemleniyor” dedi. Araştırma ayrıca, şempanzelerin daha uzun anlam dizileri oluşturmak için kısa jestleri bir araya getirdiğini de gösterdi. Şempanzelerin “hadi oynayalım” jestlerinin 58 farklı versiyonunu tespit eden araştırmacılar, bu jestlerin sosyal hedeflere ulaşmak için nasıl kullanıldığını inceliyor. Bilim insanları “Şempanze ve insan dilleri arasında belirgin farklar olsa da, her iki sistemin de temelinde benzer kuralların olduğu görünüyor. Konuşma yapıların ne zaman veya neden evrimleştiğini hâlâ bilmiyoruz,” dedi. Araştırmacılar, bu soruya yanıt bulmak için daha uzak akraba türlerdeki iletişimi araştırmayı planlıyor.

Kepler 442b gezegeni: Dünya'dan daha yaşanabilir bir yer mi?

Bilim insanları tarafından keşfedilen Kepler-442b isimli ötegezegen, şu ana kadar Güneş sisteminin dışında keşfedilen gezegenler arasında yaşama en elverişli gök cismi olarak tanımlanıyor. Araştırmacıların “Kepler ve K2 gezegenlerini yaşanabilirlik açısından sıraladık. Birçoğunun yerleşime Dünya’dan daha uygun olduğunu gördük” diye bahsettiği ötegezegen Dünya’dan daha yaşanabilir bir yer mi? İşte Kepler 442b hakkında bilinenler.

Dünya’dan yaklaşık bin 200 ışık yılı uzaklıkta bulunan ötegezegen Kepler-442b şu ana kadar Güneş sistemi dışında keşfedilen gezegenler arasında yaşamaya en elverişli gök cismi olarak tanımlanıyor.
Sıvı suyun olabileceği bir konumda bulunan ötegezegen, Lyra takımyıldızında yer alıyor. Kepler Uzay Teleskobu tarafından 6 Ocak 2015 tarihinde keşfedilen Kepler-442b hakkında bazı temel bilgiler.
Samanyolu Galaksisi’nde yeralan Kepler-442b, “süper Dünya” olarak adlandırılan bir gezegen sınıfına giriyor.
Bu gezegen, Dünya’dan daha büyük fakat Uranüs ve Neptün’den daha küçük bir yapıya sahip.
Güneş’ten daha küçük ve daha soğuk olan ötegezegen yıldızının etrafında bir turunu yaklaşık 112 günde tamamlıyor. 
Dünya’dan biraz daha büyük olup, yarıçapı Dünya’nın yaklaşık 1.34 katıdır. Kütlesi, Dünya’nın yaklaşık 2.3 katı olarak tahmin edilmektedir.
Yüzey sıcaklığının ve atmosfer basıncının sıvı suyun var olmasına elverişli olabileceği düşünülmektedir.
Gezegen, ana yıldızı Kepler-442’nin etrafında dönerken yaşanabilir bölgede konumlanıyor. 
Bu bölge, suyun sıvı halde bulunabileceği koşulların mevcut olabileceği bir bölge olarak kabul ediliyor.
Ancak, olası bir yaşam için  gezegenin atmosferik ve yüzey koşullarına dair daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuluyor.
Mesafenin uzak olduğu ötegezegene, yakın gelecekte gitmek neredeyse imkansız.
Yüzeyi ve atmosferi hakkında kesin bilgi şu anlık bulunmayan gezegenin yanındaki diğer unsurlar gezegene sürekli olarak tehdit sağlıyor olabilir. Örneğin, gezegene yıldızlardan parçaçıklar çarpıyor, meteorlar düşüyor olabilir veya radyasyondan dolayı yaşama uygun olmayabilir.
Kepler-442, kırmızı cüce tipi bir yıldız olup, galakside en yaygın yıldız türlerinden biri. Gezegen, Kepler teleskobu tarafından transit yöntemiyle keşfedildi.
Bu yöntemde, gezegenin yıldızın önünden geçerken yarattığı ışık değişimleri gözlemlenerek varlığı tespit edildi.
Kepler-442b’nin yaşanabilir bölgedeki konumu, gezegenin gelecekteki araştırmalar için umut verici bir aday olmasını sağlıyor. Ancak, gezegenin yaşanabilirliği hakkında kesin bilgiye ulaşmak için daha fazla araştırma ve veri toplamaya ihtiyaç duyulmakta.

iPhone kullanıcıları endişeli: Safari'de erişim problemi yaşanıyor

Bazı Apple kullanıcıları iCloud Private Relay’in devre dışı kaldığını ve Safari’de arama yapamadığını bildirdi. Peki iPhone’un Safari tarayıcısı çöktü mü? Safari ne zaman düzelecek? İşte ayrıntılar…

iPhone’un internet tarayıcısı Safari uygulamasında veri gizliliğinden sorumlu iCloud Private Relay özelliği devre dışı kaldı.

Bu özellik, Safari aramalarını iki ayrı güvenli rota üzerinden gönderir, böylece kimse nerede olduğunuzu veya hangi sitelere göz attığınızın takip edilmemesini sağlar.

Apple Insider’ın haberine göre, iCloud+’ın bir parçası olan bu işleve erişim problemi yaşandığı ve bazı Apple kullanıcılarının da Safari’den arama yapamadığı aktarıldı.

SAFARİ SORUNU NASIL DÜZELTİLİR?

Ancak Apple, hizmetle ilgili devam eden bir sorun olduğunu bildirirken bazı kullanıcılar, iCloud Private Relay’i kapatıp açmanın sorunu çözdüğünü bildiriyor.

Kepler 442b gezegeni: Dünya' dan daha yaşanabilir bir yer mi?

Bilim insanları tarafından keşfedilen Kepler-442b isimli ötegezegen, şu ana kadar Güneş sisteminin dışında keşfedilen gezegenler arasında yaşama en elverişli gök cismi olarak tanımlanıyor. Araştırmacıların “Kepler ve K2 gezegenlerini yaşanabilirlik açısından sıraladık. Birçoğunun yerleşime Dünya’dan daha uygun olduğunu gördük” diye bahsettiği ötegezegen Dünya’dan daha yaşanabilir bir yer mi? İşte Kepler 442b hakkında bilinenler.

Dünya’dan yaklaşık bin 200 ışık yılı uzaklıkta bulunan ötegezegen Kepler-442b şu ana kadar Güneş sistemi dışında keşfedilen gezegenler arasında yaşamaya en elverişli gök cismi olarak tanımlanıyor.
Sıvı suyun olabileceği bir konumda bulunan ötegezegen, Lyra takımyıldızında yer alıyor. Kepler Uzay Teleskobu tarafından 6 Ocak 2015 tarihinde keşfedilen Kepler-442b hakkında bazı temel bilgiler.
Samanyolu Galaksisi’nde yeralan Kepler-442b, “süper Dünya” olarak adlandırılan bir gezegen sınıfına giriyor.
Bu gezegen, Dünya’dan daha büyük fakat Uranüs ve Neptün’den daha küçük bir yapıya sahip.
Güneş’ten daha küçük ve daha soğuk olan ötegezegen yıldızının etrafında bir turunu yaklaşık 112 günde tamamlıyor. 
Dünya’dan biraz daha büyük olup, yarıçapı Dünya’nın yaklaşık 1.34 katıdır. Kütlesi, Dünya’nın yaklaşık 2.3 katı olarak tahmin edilmektedir.
Yüzey sıcaklığının ve atmosfer basıncının sıvı suyun var olmasına elverişli olabileceği düşünülmektedir.
Gezegen, ana yıldızı Kepler-442’nin etrafında dönerken yaşanabilir bölgede konumlanıyor. 
Bu bölge, suyun sıvı halde bulunabileceği koşulların mevcut olabileceği bir bölge olarak kabul ediliyor.
Ancak, olası bir yaşam için  gezegenin atmosferik ve yüzey koşullarına dair daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuluyor.
Mesafenin uzak olduğu ötegezegene, yakın gelecekte gitmek neredeyse imkansız.
Yüzeyi ve atmosferi hakkında kesin bilgi şu anlık bulunmayan gezegenin yanındaki diğer unsurlar gezegene sürekli olarak tehdit sağlıyor olabilir. Örneğin, gezegene yıldızlardan parçaçıklar çarpıyor, meteorlar düşüyor olabilir veya radyasyondan dolayı yaşama uygun olmayabilir.
Kepler-442, kırmızı cüce tipi bir yıldız olup, galakside en yaygın yıldız türlerinden biri. Gezegen, Kepler teleskobu tarafından transit yöntemiyle keşfedildi.
Bu yöntemde, gezegenin yıldızın önünden geçerken yarattığı ışık değişimleri gözlemlenerek varlığı tespit edildi.
Kepler-442b’nin yaşanabilir bölgedeki konumu, gezegenin gelecekteki araştırmalar için umut verici bir aday olmasını sağlıyor. Ancak, gezegenin yaşanabilirliği hakkında kesin bilgiye ulaşmak için daha fazla araştırma ve veri toplamaya ihtiyaç duyulmakta.

Kepler 442b gezegeni: Dünyadan daha yaşanabilir bir yer mi?

Bilim insanları tarafından keşfedilen Kepler-442b isimli ötegezegen, şu ana kadar Güneş sisteminin dışında keşfedilen gezegenler arasında yaşama en elverişli gök cismi olarak tanımlanıyor. Araştırmacıların “Kepler ve K2 gezegenlerini yaşanabilirlik açısından sıraladık. Birçoğunun yerleşime Dünya’dan daha uygun olduğunu gördük” diye bahsettiği ötegezegen Dünyadan daha yaşanabilir bir yer mi? İşte Kepler 442b hakkında bilinenler.

Dünya’dan yaklaşık bin 200 ışık yılı uzaklıkta bulunan ötegezegen Kepler-442b şu ana kadar Güneş sistemi dışında keşfedilen gezegenler arasında yaşamaya en elverişli gök cismi olarak tanımlanıyor.
Sıvı suyun olabileceği bir konumda bulunan ötegezegen, Lyra takımyıldızında yer alıyor. Kepler Uzay Teleskobu tarafından 6 Ocak 2015 tarihinde keşfedilen Kepler-442b hakkında bazı temel bilgiler.
Samanyolu Galaksisi’nde yeralan Kepler-442b, “süper Dünya” olarak adlandırılan bir gezegen sınıfına giriyor.
Bu gezegen, Dünya’dan daha büyük fakat Uranüs ve Neptün’den daha küçük bir yapıya sahip.
Güneş’ten daha küçük ve daha soğuk olan ötegezegen yıldızının etrafında bir turunu yaklaşık 112 günde tamamlıyor. 
Dünya’dan biraz daha büyük olup, yarıçapı Dünya’nın yaklaşık 1.34 katıdır. Kütlesi, Dünya’nın yaklaşık 2.3 katı olarak tahmin edilmektedir.
Yüzey sıcaklığının ve atmosfer basıncının sıvı suyun var olmasına elverişli olabileceği düşünülmektedir.
Gezegen, ana yıldızı Kepler-442’nin etrafında dönerken yaşanabilir bölgede konumlanıyor. 
Bu bölge, suyun sıvı halde bulunabileceği koşulların mevcut olabileceği bir bölge olarak kabul ediliyor.
Ancak, olası bir yaşam için  gezegenin atmosferik ve yüzey koşullarına dair daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuluyor.
Mesafenin uzak olduğu ötegezegene, yakın gelecekte gitmek neredeyse imkansız.
Yüzeyi ve atmosferi hakkında kesin bilgi şu anlık bulunmayan gezegenin yanındaki diğer unsurlar gezegene sürekli olarak tehdit sağlıyor olabilir. Örneğin, gezegene yıldızlardan parçaçıklar çarpıyor, meteorlar düşüyor olabilir veya radyasyondan dolayı yaşama uygun olmayabilir.
Kepler-442, kırmızı cüce tipi bir yıldız olup, galakside en yaygın yıldız türlerinden biri. Gezegen, Kepler teleskobu tarafından transit yöntemiyle keşfedildi.
Bu yöntemde, gezegenin yıldızın önünden geçerken yarattığı ışık değişimleri gözlemlenerek varlığı tespit edildi.
Kepler-442b’nin yaşanabilir bölgedeki konumu, gezegenin gelecekteki araştırmalar için umut verici bir aday olmasını sağlıyor. Ancak, gezegenin yaşanabilirliği hakkında kesin bilgiye ulaşmak için daha fazla araştırma ve veri toplamaya ihtiyaç duyulmakta.

YouTube'dan reklam engelleyici kullananlara kötü haber

YouTube, reklam engelleyicilere karşı önlemlerini arttırdı. Bazı kullanıcılar, video başlamadan önce siyah ekran gördüğünü bildiriyor. Bu, reklam engelleyici kullananların içerik atlamasını engellemek amacıyla yapılıyor olabilir.

YouTube, reklam engelleyeci kullanan internet kullanıcılarını önlemek için yeniden harekete geçti.
Reklam engelleyici tarayıcı uzantılarına sahip bazı kullanıcılar YouTube’da video oynatılmadan önce birkaç saniye boyunca siyah ekranla karşılaştıklarını bildirdi.
Kullanıcılar bu ekranların altı ila 20 saniye arasında sürdüğünü bildiriyor.
Bu siyah ekranların reklam engelleyici kullanıcılarda görüldüğü öne sürüldü.
Dolayısıyla bu uzantılar muhtemelen reklamın içeriğini engelleyebiliyor ancak ilgili içeriğe atlayamıyor.
YouTube bu konu hakkında yorum yapmadı ancak dün bir gönderi yayınlayarak “YouTube’daki tarayıcı uzantıları için güvenlik standartlarını” yükselttiğini açıkladı.
Şirket, bu değişikliklerin “izleyicileri ve içerik oluşturucuları ele geçirme veya veri hırsızlığı gibi siber saldırılardan korumak” için yapıldığını da ekledi.

Apple, iPhone 16 ile aşırı ısınma sorununu çözmek istiyor

Apple, iPhone 16’da yaşanan aşırı ısınma sorunlarını çözmeyi hedefliyor. Yeni cihazda daha büyük bir grafit levha kullanılacağı ve böylelikle iPhone’un termal yönetimini iyileştirerek kullanıcı deneyiminin artırılacağı kaydedildi.

Apple’ın iPhone 16 ile birlikte bir önceki sürümde kullanıcıların yaşadığı sorunları da düzeltmeyi hedefliyor.

Yakın tarihli bir rapora göre şirket, aşırı ısınma endişelerini azaltmak için iPhone 16 modellerinin iç tasarımını değiştirmeyi planlıyor.

Geçtiğimiz yıl Apple kullanıcıları iPhone 15 modellerinde aşırı ısınma sorunlarıyla karşılaşmıştı. 

Daha sonra sorunların donanımdan ya da cihazın hatalı iç tasarımından kaynaklanmadığı, tüm tahribata neden olanın yalnızca bir hata olduğu anlaşıldı.

Bununla birlikte, iPhone 15 Pro lansmanının ilk günlerinde yine de hasar gördü ve bu şirket için iyi bir görünüm değildi.

Görünüşe göre şirket, cihazın geçen yılki gibi benzer bir kaderi yaşamasını istemediği için iPhone 16 lansmanında bu sefer ekstra dikkatli olmak istiyor.

AŞIRI ISINMAYA EKSTRA ÖNLEM

The Information’ın bir kaynaktan aktardığı son rapora göre iPhone 16 modellerinin kasasında “daha büyük bir grafit levha” bulunacak ve bu da cihazın olası aşırı ısınma durumlarından korunmasına yardımcı olacak.

Şirketin geçen yıl termal cihaz yönetim sistemini tanıttığı bildirildiğinden, bu konuyla ilgili ayrıntıları ilk kez duymuyoruz.

iPhone, geliştiricilerin yeni işlem gücünden tam olarak yararlanmasına olanak tanıyan yeni A17 Pro ve yakında çıkacak olan A18 Pro yongaları ile şimdi her zamankinden daha yetenekli.

Bu, geliştiricilerin iPhone için optimize edilmiş oyunlar ve uygulamalar yaratacakları, ancak aynı zamanda daha fazla grafik yoğun olacakları ve daha fazla ısı yaratacakları anlamına geliyor.

Bu nedenle Apple’ın sorunu temelden ve doğru zamanda çözmesi büyük önem taşıyor.

IPHONE 16 NE ZAMAN ÇIKACAK?

Apple’ın yeni iPhone modellerini önümüzdeki Eylül ayında kullanıcılarıyla buluşturması bekleniyor.

Apple'dan iPhone 16'nın aşırı ısınma tehlikesine önlem

Apple, iPhone 16’da yaşanan aşırı ısınma sorunlarını çözmeyi hedefliyor. Yeni cihazda daha büyük bir grafit levha kullanılacak ve bu, iPhone’un termal yönetimini iyileştirerek kullanıcı deneyimini artıracak.

Apple’ın iPhone 16 ile birlikte bir önceki sürümde kullanıcıların yaşadığı sorunları da düzeltmeyi hedefliyor.

Yakın tarihli bir rapora göre şirket, aşırı ısınma endişelerini azaltmak için iPhone 16 modellerinin iç tasarımını değiştirmeyi planlıyor.

Geçtiğimiz yıl Apple kullanıcıları iPhone 15 modellerinde aşırı ısınma sorunlarıyla karşılaşmıştı. 

Daha sonra sorunların donanımdan ya da cihazın hatalı iç tasarımından kaynaklanmadığı, tüm tahribata neden olanın yalnızca bir hata olduğu anlaşıldı.

Bununla birlikte, iPhone 15 Pro lansmanının ilk günlerinde yine de hasar gördü ve bu şirket için iyi bir görünüm değildi.

Görünüşe göre şirket, cihazın geçen yılki gibi benzer bir kaderi yaşamasını istemediği için iPhone 16 lansmanında bu sefer ekstra dikkatli olmak istiyor.

AŞIRI ISINMAYA EKSTRA ÖNLEM

The Information’ın bir kaynaktan aktardığı son rapora göre iPhone 16 modellerinin kasasında “daha büyük bir grafit levha” bulunacak ve bu da cihazın olası aşırı ısınma durumlarından korunmasına yardımcı olacak.

Şirketin geçen yıl termal cihaz yönetim sistemini tanıttığı bildirildiğinden, bu konuyla ilgili ayrıntıları ilk kez duymuyoruz.

iPhone, geliştiricilerin yeni işlem gücünden tam olarak yararlanmasına olanak tanıyan yeni A17 Pro ve yakında çıkacak olan A18 Pro yongaları ile şimdi her zamankinden daha yetenekli.

Bu, geliştiricilerin iPhone için optimize edilmiş oyunlar ve uygulamalar yaratacakları, ancak aynı zamanda daha fazla grafik yoğun olacakları ve daha fazla ısı yaratacakları anlamına geliyor.

Bu nedenle Apple’ın sorunu temelden ve doğru zamanda çözmesi büyük önem taşıyor.

IPHONE 16 NE ZAMAN ÇIKACAK?

Apple’ın yeni iPhone modellerini önümüzdeki Eylül ayında kullanıcılarıyla buluşturması bekleniyor.

Meta ilk kez açıkladı: WhatsApp'ın ABD'deki kullanıcı sayısı belli oldu

Instagram, Facebook ve WhatsApp’ı bünyesinde barındıran Meta, ünlü mesajlaşma platformunun ABD’deki kullanıcı sayısının 100 milyona ulaştığını açıkladı.

Meta, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki aylık WhatsApp kullanıcı sayısını ilk kez açıkladı.

Meta CEO’su Mark Zuckerberg, uygulamanın şu anda ABD’de 100 milyon aylık aktif kullanıcıya sahip olduğunu duyurdu.

Son birkaç yılda sağlam bir büyüme kaydeden WhatsApp, henüz Apple’ın iMessage’ını geçmeyi başaramadı.

WhatsApp sözcüsü Ashely O’Reily’e göre Meta, 10 yıl önce mesajlaşma uygulamasını satın aldığından bu yana ilk kez kullanıcılarla ilgili verileri açıklıyor.

DÜNYADA 2 MİLYARDAN FAZLA KULLANICISI BULUNUYOR

WhatsApp’ın uluslararası alanda ise 2 milyardan fazla kullanıcısı bulunuyor.

Epic Games, Fortnite'ın AB'de iPhone'a geri döndüğünü duyurdu

Video oyun şirketi Epic Games, popüler oyunu Fortnite’ın Apple ile 4 yıldır süren yasal sürecin ortasında Avrupa Birliği’ndeki (AB) iPhone cihazlara geri döneceğini açıkladı.

Popüler Battle Royale oyunu Fortnite, iPhone cihazlara geri dönüyor.

Epic Games yaptığı açıklamada, Fortnite’ın, iPhone üreticisiyle uzun süredir devam eden yasal mücadelenin ortasında, yakında Avrupa Birliği’nde Apple’ın iOS sistemlerine geri döneceğini söyledi.

Epic, oyunlarının dağıtımını akıllı telefon şirketlerinin resmi uygulama mağazalarının ötesine genişletmeye çalışıyor.

Şirket ayrıca, telefon üreticisinin Android cihazlarda varsayılan yan yüklemeyi (özel uygulama mağazasını kullanmadan bir mobil cihaza uygulama yükleme) engelleme kararını protesto etmek için video oyunlarının Samsung Galaxy Store’dan ayrılacağını söyledi ve bunu “rekabete aykırı” olarak nitelendirdi.

EPIC GAMES UYGULAMASINI ONAYLADI

Apple tarafından yapılan açıklamada, “Fortnite” yapımcısının teknoloji devi ile arasındaki çekişmeyi tırmandırarak cihazlarda bir oyun mağazası kurma çabalarını engellemekle suçlamasının ardından Epic Games’in kendi oyun pazarı uygulamasını Avrupa’daki iPhone ve iPad’lerde onayladığını söyledi.

İKİ KEZ REDDETTİ

Apple’ın duyurusundan önce Epic, iPhone üreticisinin, video oyunu yayıncısının Epic Games Store’u başlatmak için sunduğu belgeleri iki kez reddettiğini, çünkü belirli düğmelerin ve etiketlerin tasarımının App Store tarafından kullanılanlara benzediğini söyledi.

KOMİSYON DAVASI 4 YILDIR SÜRÜYOR

Epic ve Apple, oyun firmasının Apple’ın iPhone İşletim Sistemi (iOS) cihazlarındaki uygulama içi ödemelerden yüzde 30’a varan komisyon alma uygulamasının ABD antitröst kurallarını ihlal ettiğini iddia ettiği 2020 yılından bu yana yasal bir savaş yürütüyor.

Yerli üretimde öncelikli ürünler listesi güncellendi

Katma değerli üretimin artırılması hedefine yönelik, orta-yüksek ve yüksek teknoloji düzeyine sahip “Öncelikli Ürün Listesi”ne kritik hammaddeler ve yenilikçi teknoloji alanları da eklendi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Öncelikli Ürün Listesi Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi kapsamında, orta-yüksek ve yüksek teknoloji düzeyine sahip sektörler olan “kimya”, “eczacılık”, “tıbbi ve dişçilikle ilgili araç gereçler imalatı”, “bilgisayar, elektronik ve optik”, “elektrikli teçhizat”, “makine”, “ulaşım araçları” veya bu 7 alanda sektörün gelişimi için kritik önemi olan diğer sektörlerden seçilen ürünlerin listesi güncellendi. Kritik hammaddelere ilişkin öncelikli ürünler listesi tebliğe eklenirken, bu ürünler antimon, arsenik, boksit, barit, berilyum, bizmut, bor, kobalt, koklaşabilir taş kömürü, bakır, feldispat, kalsiyum floriti, galyum, germanyum, hafniyum, helyum, ağır ve hafif nadir toprak elementleri, lityum, magnezyum, manganez, doğal grafit, nikel-pil sınıfı, niyobyum, fosfat kaya, fosfor, platin grubu metaller, skandiyum, silikon metali, stronsiyum, tantal, titanyum metali, tungsten, vanadyum olarak belirlendi. Yenilikçi Teknoloji Alanlarına ilişkin öncelikli ürünler ise afet teknolojileri, biyoteknoloji ve akıllı yaşam teknolojileri, döngüsel ekonomi ve iklim teknolojileri, elektronik ve makine teknolojileri, malzeme ve malzeme işleme teknolojileri ve yeni nesil bilgi ve iletişim teknolojileri başlıklarında 62 madde olarak listeye eklendi. Öte yandan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı Uygulama Esasları Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğle, programın bütün süreçlerinin etkin ve hızlı yürütülebilmesini kolaylaştırmak amacıyla tebliğin “Tanımlar” maddesine bazı tanımlar eklendi ve bunlarla uyumlu olacak şekilde dil birliği sağlanmasına yönelik değişiklikler gerçekleştirildi.

Google Haritalar'a yeni özellik: Radar noktaları görüntülenebiliyor!

Google, Türkiye’de Haritalar uygulamasına radar görebilme özelliğini ekledi. Kullanıcılar, bu özellikle yol üzerindeki radarları, kazaları ve yol çalışmalarını etiketleyebilir. Bu yenilik, sürücülerin hızlarını ve rotalarını daha iyi ayarlamalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Peki Google Haritalar’da radar noktaları nasıl gözükür?

Google, haritalar uygulaması üzerinde uzun zamandır yurt dışındaki kullanıcılar tarafından kullanılan radar görebilme özelliğin Türkiye’de kullanıma sundu.
Bu özellikle birlikte uygulama kullanıcılara yol üzerindeki kazaları, yol çalışmalarını, kapalı şeritleri ve radar bölgelerini etiketleyebilmelerine olanak tanıyor.
Özelliği kullanan sürücüler aynı güzergahta bulunan diğer şoförlere uyarı niteliğinde bir bildirim bırakıyor.
Bu bildirim sayesinde diğer sürücüler hızlarını ve güzergahlarını daha iyi ayarlıyor.
Teknoloji devinin getirdiği bu yeni özellik, trafikteki olumsuz durumların etkilerini azaltmayı hedefliyor.
Google Haritalar uygulamasında radar bildirimi eklemek için ilk olarak uygulamanın sağ alt köşesinde yer alan “+” işaretine dokunmanız gerekiyor.
Ardından açılan menüde radar noktalarını etkin hale getirebilirsiniz. 
Ayrıca hatalı veya yanlış bir bildirim eklemeniz durumunda geri sayım süresi bitmeden “Geri Al” butonuna basarak bu hatayı kolaylıkla düzeltebilirsiniz.
Google Haritalar’ın radar noktalarını göstermesinin ardından birçok sürücü bu durumun yasal olup olmadığını merak ediyor.
Konuyla ilgili resmi kaynaklardan herhangi bir açıklama yapılmadığından dolayı şu an için uygulamayı kullanmanın herhangi bir cezası veya yaptırımı bulunmuyor.

SpaceX'in Falcon 9 roketi uzaya dönüş için onay aldı

SpaceX, 11 Temmuz’daki yaşanan uçuş ortası arızasının ardından, Falcon 9 roketiyle yeniden uzaya dönebilmek için ABD Federal Havacılık İdaresi’nden (FAA) onay aldı.

SpaceX’in Falcon 9’u, 11 Temmuz’da dünyanın en sık fırlatılan roketini yere indiren uçuş ortası arızasının ardından uzaya dönmek için ABD hava güvenliği düzenleyicilerinden onay aldı.
Federal Havacılık İdaresi yaptığı açıklamada, “Kapsamlı bir incelemenin ardından FAA, 11 Temmuz’da SpaceX’in fırlatılması sırasında meydana gelen anomalide herhangi bir kamu güvenliği sorunu bulunmadığını tespit etti. Bu kamu güvenliği tespiti, diğer tüm lisans gerekliliklerinin yerine getirilmesi koşuluyla, genel soruşturma devam ederken Falcon 9 aracının uçuş operasyonlarına geri dönebileceği anlamına gelmektedir.” ifadelerini kullandı.
SpaceX roketin 27 Temmuz Cumartesi gününden itibaren uçuşa dönmeye hazır olduğunu açıkladı.
Mürettebatsız roket, şirketin Starlink internet uydularından 20’sini taşırken arızalanmış ve uyduları yanlış yörüngede bırakmıştı.
Bu, aracın 300’den fazla fırlatılmasında yaşanan ilk büyük uçuş kazasıydı.
SpaceX mühendisleri, başarısız uçuştan sadece saatler sonra sorunun temel nedenini belirleyebildi.
SpaceX’ten yapılan açıklamada, Falcon 9’un ikinci kademe motorunun ilk yanışı sırasında, üst kademe motorunun etrafındaki yalıtımda bir sıvı oksijen sızıntısı meydana geldiği belirtildi.
Sızıntının nedeni, aracın oksijen sistemine bağlı bir basınç sensörü için bir algılama hattındaki çatlak olarak tanımlandı.
SpaceX roketleri, yeni Starship roketinin testleri hariç, bu yıl onlarca kez gökyüzüne çıktı.
SpaceX Temmuz ayı sonunda milyarder Jared Isaacman’ın da aralarında bulunduğu dört özel astronottan oluşan bir ekibi SpaceX’in yeni uzay giysileriyle ilk ticari uzay yürüyüşünü gerçekleştirmek üzere fırlatmayı planlıyor.
Şirket ayrıca Ağustos ayında NASA için Crew-9 adı verilen ve Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) dört astronot gönderecek olan bir sonraki mürettebatlı fırlatışını gerçekleştirecek.
Milyarder Elon Musk tarafından yönetilen şirket, Falcon roket ailesiyle bu yıl 148 kadar uçuş gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Dünyanın en yalnız ağacı yapay zeka ile eş arıyor

Bilim insanları, dünyada bilinen tek Sikad ağacının erkek örneği için dişi bir eş bulmayı hedefliyor. Bu proje yapay zeka ve drone teknolojileri kullanılarak Güney Afrika’nın Ngoye Ormanı’nda yürütülüyor.

Dünyanın en yalnız ağacı, yapay zeka sayesinde yakında bir eş bulabilir.

Sikad ağacının (Encephalartos woodii) şimdiye kadar vahşi doğada sadece tek bir erkek örneği keşfedildi.

1895 YILINDA KEŞFEDİLDİ

Botanikçi John Medley Wood, 1895 yılında bu tek bitkiyi Güney Afrika’nın KwaZulu-Natal eyaletindeki Ngoye Orman Rezervi’nde bulmuştu.

İlkel bir tohumlu bitki türü olan sikadlar ilk olarak dinozorlar Dünya’da dolaşmaya başlamadan önce ortaya çıktı.

Şimdi ise bilim insanları bu ağaç türüne yapay zeka yardımıyla bir eş arıyor.

“SİKADLARIN TANIMLANMASINA ODAKLANIYOR”

İngiltere’deki Southampton Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan Laura Cinti, “Projemizin yapay zeka kullanma yaklaşımı, yukarıdan bakıldığında palmiye ağaçlarına benzeyen sikadların görsel olarak tanımlanmasına odaklanıyor” dedi.

“GÖRÜNTÜ TANIMA ALGORİTMALARIMIZI EĞİTTİK”

Cinti, “Başlangıçta, palmiye ağaçlarını saymak için palmiye yağı endüstrisinde rutin olarak kullanılan algılama modellerini benimsedik, ancak bunu özel bakış açımıza ve sikadların benzersiz şekline göre optimize etmek için kendi görüntü tanıma algoritmalarımızı eğittik” dedi.

2 YILDA 4 BİN HEKTAR GÖRÜNTÜ ELDE EDİLDİ

2022 ve 2024 yıllarında yapılan araştırmalarda 10.000 dönümlük (4.000 hektar) Ngoye Ormanı’nın 195 dönümünden (79 hektar) binlerce görüntü elde edildi.

Drone kameralar, sikadların benzersiz spektral imzasını tanımlamak umuduyla beş dalga boyunda görüntüler yakaladı ve böylece onları çevredeki ağaçlardan ayırt etmeyi kolaylaştırdı.

Cinti, yapay zeka sisteminin sikadları tanıma yeteneğini geliştirmek için çeşitli ortamlarda sentetik haritalar oluşturulduğunu aktardı.

ÖNCEKİ ARAŞTIRMALAR SONUÇSUZ KALDI

Ayrıca Cinti diğer bilim insanları tarafından yürütülen önceki araştırmaların sonuçsuz kaldığını söyledi.

Araştırmacılar binlerce görüntüyü, görüntü tanıma görevlerinde kullanılan bir bilgisayar görme modeli olan YOLOv8’de çalıştırdı.

Modeli çeşitli sikad türlerinin fotoğraflarını kullanarak eğittiler ve hedeflerinin yukarıdan nasıl görünebileceğini programa öğretmek için bunları dijital olarak oluşturulmuş kanopilere yerleştirdiler.

Engebeli arazi ve bulut örtüsü görüntülerin analizini daha da zorlaştırsa da araştırmacıların yapay zeka modelini iyileştirmeye devam etmeyi planladığı aktarıldı.

Evrenin en enerjik gama ışını hattı bulundu: 37 milyon elektron volt

Çinli bilim insanları, evrenin en yüksek enerjili gama ışını hattını keşfetti.

Çin Bilimler Akademisine bağlı Yüksek Enerji Fiziği Enstitüsünden (IHEP) bilim insanları, evrende şu ana kadar görülen en yüksek enerjili gama ışını hattını keşfetti. Global Times gazetesinin haberine göre, bilim insanlarınca gözlemlenen gama ışını hattının, 37 milyon elektron voltluk enerjiye sahip olduğu saptandı. Bu hattın evrendeki gök cisimleri tarafından şimdiye kadar yayılan en yüksek enerjili spektral çizgi özelliği gösterdiğini belirten bilim insanları, bunun, gama ışını hatlarının yapısı ve faaliyetleri hakkında önemli veriler sunduğunu bildirdi. Araştırma “Science China Physics, Mechanics & Astronomy” dergisinde yayımlandı.

Tavukların duygularını gösterdiği tespit edildi:Korktuklarında kızarıyorlar!

Fransa’dan yapılan bir araştırmaya göre tavukların duygusal tepkilerini kızarma ve tüy kabartma ile gösterdiği tespit edildi.

Bilim insanları, tavukların korktuğunda veya heyecanlandığında kızardığını, memnun hissettiğinde de başlarında bulunan tüyleri kabarttığını tespit etti. Fransa’nın Tours Üniversitesinden araştırmacılar, 10’u ticari çiftlikten, 8’i de özel yetiştiricilerden iki grup tavuğun, yemekle ödüllendirilmek veya kucağa alınmak gibi farklı duygusal tepkilere neden olan durumlar esnasında sergiledikleri davranışlarını kayda aldı.

Görüntüleri inceleyen bilim insanları, tavukların yüzlerindeki tüyle kaplı olmayan açıkta kalmış derinin, korku ya da heyecan duygusu hissedince kızardığını belirledi.

Araştırmacılar, ayrıca kuşların, dinlenme ya da rahatlama gibi kendilerini memnun ve huzurlu hissettiren faaliyetler sırasında başlarında yer alan tüyleri kabarttığını tespit etti. Çalışma sonucunda, kızarmanın ilk kez tavukların ruh halleriyle ilişkilendirildiğini vurgulayan bilim insanları, bulguların bu kuş türünün duygularını anlamak için yeni bir yol sunduğunu ve hayvancılık endüstrisinde kullanılabileceğini aktardı.

Apple, katlanabilir iPhone modeli geliştiriyor

Apple’ın önümüzdeki iki yıl içerisinde katlanabilir iPhone modelini piyasaya sürebileceği öne sürüldü. ABD’li teknoloji şirketinin katlanabilir modelde ekranın ortasında oluşabilecek kırışıklıkları önlemeyi hedeflediği kaydedildi.

Apple, ilk kez katlanabilir iPhone modelini önümüzdeki iki yıl içerisinde piyasaya sürebilir.
ABD’li teknoloji şirketinin uzun zamandır katlanabilir telefon planları olduğu belirtiliyordu.
Ayrıca Apple bu söylentileri doğrulayan çok sayıda patent yayınlamıştı.
The Information’a göre, şu anda ‘V68’ olarak kodlanan iki farklı boyutta prototipin çok daha resmi olarak çalışmakta olduğunu ve Asya’daki tedarikçilerin bu cihazlar için bileşen üretmek üzere görüşmelerde bulunduğunu iddia etti.
Bazı sızıntılara göre, Samsung Galaxy Flip’e rakip olması beklenen bu yeni modelin iPhone Flip olarak adlandırılması bekleniyor.
Apple’ın iPhone Flip modelini geliştirirken karşılaştığı zorlukların en başında telefon ekranının ortasında kalıcı bir kırışıklık yaşanması.
Teknoloji devinin en büyük endişesinin bu olduğu ve ekran üzerinde oluşması muhtemel kırışıklıkları önlemeyi hedeflediği aktarıldı.

NASA, mahsur kalan astronotlar için dönüş tarihi veremiyor

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) mahsur kalan astronot Butch Wilmore ve Suni Williams’ın Boeing Starliner kapsülündeki itici arızaları ve helyum sızıntıları nedeniyle ISS’te daha uzun süre kalacağı öğrenildi. Mühendisler arızaları incelemeye devam ederken, NASA ise henüz bir dönüş tarihi veremedi.

NASA, dönüşü 1 aydan fazla süren ve ISS’te mahsur kalan iki astronotun Boeing kapsüllerindeki arıza giderilene kadar istasyonda kalacağını söyledi.
Astronot Butch Wilmore ve Suni Williams’ın yörüngedeki laboratuarı yaklaşık bir hafta ziyaret etmeleri ve Haziran ortasında geri dönmeleri gerekiyordu.
Ancak Boeing’in yeni Starliner kapsülündeki itici arızaları ve helyum sızıntıları onları ISS’te mahsur bıraktı.
Devam eden araştırmalara ve testlere rağmen, henüz kesin bir dönüş tarihi belirlenmedi.
NASA’nın ticari mürettebat program yöneticisi Steve Stich, bir dönüş tarihi veremeyeceklerini söyledi.
Amacın Wilmore ve Williams’ı Starliner’a geri getirmek olduğunu sözlerine ekleyen Stich, “Hazır olduğumuzda eve döneceğiz” diye konuştu.
Öncelikli hedef Wilmore ve Williams’ı Starliner ile geri getirmek olsa da NASA, SpaceX’in Dragon kapsülünü yedek bir seçenek olarak kullanmanın değerlendirildiğini belirtti.
Mühendisler geçen hafta New Mexico çölünde yedek bir itici üzerinde testlerini tamamladılar ve Starliner’ın kenetlenmesinden önce neyin yanlış gittiğini anlamaya çalışmak için onu parçalara ayıracaklar.
Boeing’den Mark Nappi, ekibin daha fazla veri toplamak için bu hafta sonu uzay istasyonuna kenetlenmiş haldeyken kapsülün iticilerini test edeceğini söyledi.
Kapsül kalkıştan bir gün sonra, 6 Haziran’da uzay istasyonuna yaklaşırken beş itici arızalanmıştı.
O zamandan beri dördü yeniden çalıştırıldı.

OpenAI, arama motoru

Yapay zeka sohbet robotu ChatGPT’nin geliştiricisi OpenAI, yeni arama özelliklerinin bir prototipi olan “SearchGPT”yi test ettiğini duyurdu.

OpenAI’dan yapılan açıklamada, “SearchGPT”nin kullanıcılara “net ve ilgili kaynaklarla hızlı ve zamanında yanıtlar vermek” amacıyla yapay zeka modellerinin gücünü webden gelen bilgilerle birleştirmek için tasarlandığı belirtildi. Açıklamada, söz konusu arama motorunun kullanımına, geri bildirimler almak için küçük bir kullanıcı ve yayıncı grubuyla başlanacağı ifade edildi. Bu prototipin geçici olduğu, gelecekte bu özelliklerin en iyilerinin doğrudan ChatGPT’ye entegre edilmesinin planlandığı bilgisi verildi. Açıklamada, kullanıcıların sorularına webdeki güncel bilgilerle hızlı ve doğrudan yanıt verecek “SearchGPT”nin ilgili kaynaklara net bağlantılar sunacağı, ayrıca kullanıcıların aramalarda sohbet eder gibi takip soruları sorabileceği kaydedildi. OpenAI Üst Yöneticisi Sam Altman da X hesabından yaptığı paylaşımda, “Aramayı bugün olduğundan çok daha iyi hale getirecek alan olduğunu düşünüyoruz. SearchGPT adında yeni bir prototipi başlatıyoruz. Prototipten öğreneceğiz, onu daha iyi yapacağız ve ardından gerçek zamanlı ve maksimum düzeyde yararlı hale getirmek için teknolojiyi ChatGPT’ye entegre edeceğiz.” ifadesini kullandı.

OpenAI'ın CEO'su Altman'dan Çin'e karşı

ChatGPT’nin geliştiricisi OpenAI şirketinin Üst Yöneticisi (CEO) Sam Altman, yapay zeka alanında Çin’in önüne geçmek için “ABD liderliğinde küresel bir koalisyon” kurulması çağrısında bulundu.

Axios’a konuşan Altman, ABD hükümetinin yapay zeka konusunda gelişmeler kaydettiğini ancak hükümet tarafından konuya “gerekli ciddiyetin gösterildiğini” düşünmediğini belirtti. Çin’in yapay zeka teknolojilerini geliştirmedeki kararlılığına işaret eden Altman, diğer hükümetlerin yapay zeka konusuna daha taktiksel ve hızlı bir yaklaşım göstermesi gerektiğini söyledi. Altman, ABD’li yapay zeka şirketlerinin, verileri ve kendilerine ait önemli fikri mülkiyetlerinin çalınmasını önlemek için siber savunma ile veri merkezi güvenliği alanlarındaki geliştirmelerinin önemine dikkati çekti. Yapay zeka teknolojilerinde altyapının önemini vurgulayan Altman, ABD yetkililerinin özel sektör ile işbirliğiyle veri merkezleri ve enerji santralleri için fiziksel altyapı oluşturma çalışmaları düzenlemesi çağrısı da yaptı. Altman, ABD’nin yapay zeka sistemlerinin küresel inşası için ihracat kontrolleri ve yabancı yatırım kurallarını nasıl uygulayacağına dair netlik kazandırması gerektiğini belirtmesinin ardından, yapay zeka teknolojileri için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına (UAEA) benzeyen bir kuruluşun oluşturulmasının önemli olduğunu ifade etti. Sam Altman, ayrıca yapay zekadan olabildiğince çok insanın faydalanabilmesi için “ABD liderliğinde küresel bir koalisyona ihtiyacımız var.” dedi.

NASA projeyi iptal etti, bilim dünyası karıştı: VIPER için binlerce imza toplandı

NASA, Ay’ın güney kutbunda su buzunu araştırmayı amaçlayan 450 milyon dolarlık VIPER görevini yüksek maliyetler nedeniyle iptal etti. Bilim insanları, görevin önemini vurgulayan binlerce mektup göndererek kararın geri, alınması için ABD hükümetine baskı kurduğu vurgulandı. Gezegen Bilimi Enstitüsü’nde kıdemli bir bilim adamı olan Norbert Schörghofer VIPER görevinin iptalini “bilim için büyük bir kayıp” olarak nitelendirdi.

NASA, geçtiğimiz hafta VIPER isimli 450 milyon dolarlık keşif aracının görevini iptal ettiğini duyurmuştu.
NASA yetkililerine göre bunun nedeni VIPER’ın maliyetlerinin çok yükselmiş olması.
Gezici araç zaten tamamen inşa edilmişti, ancak uzaya çıkmaya uygun olduğunu kanıtlayacak daha önemli testlerin yapılmasının çok pahalı olduğu düşünüldü.
Bu kararın ardından bilim insanları VIPER görevinin iptal edilmesine duydukları öfkeyi dile getirirken, bazıları da kararın geri alınması için ABD hükümetine baskı yapıyor.
Kongre’ye açık bir mektup kaleme alan uzay bilimciler, milletvekillerinden NASA’nın “benzeri görülmemiş ve savunulamaz” görev iptalini reddetmelerini talep etti.
Scientific American’ın haberine göre, son olarak 1,000’in üzerinde imza toplandığı bildirilen mektupta, “NASA’nın 17 Temmuz’da VIPER Ay gezgini görevini durdurma niyetinde olduğuna dair şok edici açıklamasından derin endişe duyuyoruz. VIPER çığır açan bir Amerikan projesi ve Ay’ın yüzeyindeki ve altındaki su buzunun kökenini ve dağılımını karakterize eden ilk NASA görevi olacaktı.” ifadeleri kullanıldı.
VIPER Şeklinde Delik NASA, VIPER’ın artan maliyetlerinin, mürettebatlı bir Ay görevi öncesinde özel ortaklar tarafından sunulan yetenekleri göstermeyi amaçlayan Ay’a yönelik diğer ticari faydalı yük görevlerini tehdit ettiğini savundu.
Ancak alandaki pek çok kişi NASA’nın açıklamasına inanmıyor ve görevin hedeflerinin es geçilemeyecek kadar önemli olduğunu savunuyor.
Central Florida Üniversitesi’nden gezegen bilimci Phil Metzger Scientific American’a verdiği demeçte, “Şok oldum ve dehşete kapıldım. Bu belki de NASA’nın uzayı geliştirmek için tasarladığı en önemli görevdi” dedi.
Gezegen Bilimi Enstitüsü’nde kıdemli bir bilim adamı olan Norbert Schörghofer ise VIPER’ın iptalini “bilim için büyük bir kayıp” olarak nitelendirdi.
VIPER’IN GÖREVİ NEYDİ?
Volatiles Investigating Polar Exploration Rover’ın (VIPER) amacı buz ve diğer kaynakları aramak için Ay’ın güney kutbunu keşfetmekti.Proje, daha sonra Artemis programı kapsamında Amerikalı astronotlar tarafından planlanan mürettebat görevlerinin önünü açmayı amaçlıyordu.

Yazılım krizinin faturası belli oldu

Geçen hafta dünya çapında elektronik hizmetlerde kesintiye neden olan yazılım krizinin mali faturası belli oldu. ABD Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin toplam kaybı 5,4 milyar dolar olarak açıklandı. En fazla kayıp ise sağlık sektöründe yaşandı.

Geçtiğimiz hafta tüm dünyada iş akışını durduran yazılım krizinin faturası belli oldu.

Microsoft’a siber güvenlik hizmeti veren Crowdstrike kaynaklı aksaklık sonrası, dünya çapında hava yolu firmaları başta olmak üzere birçok işletmeyi etkileyen bir kesinti yaşandı.

Sürecin şirketleri uğrattığı maddi zarar da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

YAZILIM KRİZİ ŞİRKETLERE 5,4 MİLYAR DOLAR KAYBETTİRDİ ABD Fortune 500 Listesi’ndeki Microsoft hariç diğer şirketlerin zararı 5,4 milyar dolara ulaştı. En fazla zarar 1,94 milyar dolarla sağlık sektöründe görülürken, bunu 1,15 milyar dolarla bankacılık ve 860 milyon dolarla hava yolu şirketleri izledi.

Ağırlıklı ortalama kayıp Fortune 500 şirketi başına 44 milyon dolara karşılık geliyor.

Yazılım krizi Fortune 500 listesindeki 125 şirketi direkt olarak etkiledi.

Krizden perakende sektöründeki şirketlerin yüzde 43’ü; sağlık ve bankacılık şirketlerinin 4’te 3’ü, havayolu şirketlerinin ise tamamı etkilendi.

Fortune 500 kapsamında bulunan şirketlerin yıllık geliri 2,24 trilyon dolar seviyesinde bulunuyor. Şirketler zararı büyük oranda kendileri karşılayacak.

Düşük poliçe miktarları nedeniyle sigorta şirketleri zararın yalnızca yüzde 10 ila yüzde 20’sini ödeyecek.

ISS imha edilecek: SpaceX, 843 milyon dolarlık anlaşma ile tarihi görevi üstleniyor

NASA, 2030 yılında Uluslararası Uzay İstasyonu’nu (ISS) yok etmeye hazırlanıyor. Uzay ajansı, gelecekteki uzay görevlerini tehlikeye atmamak için kontrollü bir imha projesi üzerinde SpaceX ile 843 milyon dolarlık anlaşma imzaladı.

Yaklaşık 30 yıldır hizmet veren Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (ISS) 2030 yılında emekliye ayrılması bekleniyor.
NASA, geçtiğimiz günlerde milyonlarca enkaz oluşturabilecek olması nedeniyle gelecekteki uzay görevlerini tehlikeye atmamak adına ISS’i kontrollü bir şekilde imha etmeyi planladığını açıklamıştı.
NASA bu görev için SpaceX ile 843 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı.
SpaceX, ISS’yi Dünya atmosferine yönlendirecek bir uzay aracı olan US Deorbit Vehicle’ı geliştirecek.
ISS’in sona ermesi insanlığın uzay tarihinde önemli bir dönemin kapanışına işaret edecektir.
ISS, Kasım 1998’de fırlatıldı ve Kasım 2000’de faaliyete geçmişti
Son 24 yılda 23 ülkeden 280 astronota ev sahipliği yapan istasyon, uzay araştırmaları ve inovasyonu ilerletmeyi amaçlayan küresel işbirliği için bir merkez olarak hizmet verdi.
Bununla birlikte, uzay ajansı ISS’den bazı küçük parçaları dünyaya getirmeye çalışacak. Bunlar halk için bir müzede sergilenecek.
SpaceX şu anda ISS’ye astronot ve kargo taşımak için Dragon kapsülünü kullanıyor.
Sekiz motoru ve 3 bin 300 kg yakıt tankı kapasitesi var.
Şirket NASA’ya ISS’nin Dünya’ya yeniden girişi için bu uzay aracının modifiye edilmiş bir versiyonunu sağlayacak
Modifiye edilmiş Dragon kapsülü 46 motora ve 16,000 kg’lık bir yakıt tankına sahip olacak.
Bu kapsül ISS’nin emekliye ayrılmasından bir buçuk yıl önce fırlatılacak.
Bu süre zarfında istasyonda bulunan astronotlar, ISS yörüngeden çıkarılmadan altı ay önce istasyondan ayrılacaklar.

ABD'li siyasetçi sesini kaybetti: İmdadına yapay zeka yetişti

Yapay Zeka’nın gelişmesi günlük hayattaki kullanımını da yaygınlaştırmaya başladı. Bunun örneklerinden biri ABD’de yaşandı. Amerikalı siyasetçi Jennifer Wexton nadir görülen bir beyin hastalığına yakalanarak sesini kaybetti. İmdadınaysa yapay zeka yetişti.

ABD’li temsilciler Meclisi üyesi Jennifer Wexton nadir görülen hastalığı nedeniyle sesini kaybetti.

İşinin büyük bir bölümü kitlelere hitap etmek olan bir siyasetçi için bu çok büyük bir kayıp anlamına geliyordu. İmdadına ise yapay zeka yetişti.

Geçen yıl progresif supranükleer palsi tanısı konulan siyasetçi “Bu parkinson’un daha da gelişmiş bir versiyonu denebilir. Hastalık konuşmamı etkiledi ve o yüzden sizinle iletişim kurabilmek için bir uygulama kullanıyorum” dedi.  

Wexton’ın eski konuşmalarından alınan örneklerle ABD’li siyasetçinin sesi yapay zekayla yeniden oluşturuldu. Normalde metni sese dönüştüren uygulamalar olsa da bu uygulamalarda oluşturulan ses  robotik ve kulağa yapay geliyor. Wexton’ın sesinden yeniden üretilen sesiyse gerçeğine oldukça yakın. Klonlanan sesler henüz mükemmel olmasa da uzmanlar bunun önemli bir gelişme olduğunu belirtiyor. Dr. Jori Fleisher ses klonlama teknolojisinin çok faydalı olacağını söylüyor. Ses klonlama konusunda çok başarılı olan yapay zeka teknolojisinin kötüye kullanımı da mümkün Wexton bu teknolojinin deepfake görüntülerle kötüye kullanılması riski olduğuna dikkat çekiyor.

NASA'dan bir ilk: Uzaya 4K video akışı gerçekleştirdi

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA bir ilke imza attı. NASA’nın Cleveland’daki Glenn Araştırma Merkezi’ndeki ekibi, bir uçaktan Uluslararası Uzay İstasyonu’na 4K video yayını gerçekleştirdi. Bu teknoloji, Artemis misyonları sırasında Ay’daki astronotların canlı video görüntülerinin sağlanmasında önemli bir rol oynayabilir.

Cleveland’daki Glenn Araştırma Merkezi’ndeki NASA ekibi, optik veya lazer iletişimleri kullanarak ilk kez bir uçaktan Uluslararası Uzay İstasyonu’na 4K video görüntüleri akışı gerçekleştirdi.

NASA bilgi gönderme ve alma işlemlerinde radyo dalgalarına güveniyor.

Ancak, lazer iletişimleri, bilgi aktarımını 10 ila 100 kat daha hızlı gerçekleştiren kızılötesi ışığı kullanıyor. Glenn mühendisleri, Hava Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı ve NASA’nın Küçük İşletme İnovasyon Araştırma programı ile iş birliği yaparak, taşınabilir bir lazer terminalini Pilatus PC-12 uçağının gövdesine geçici olarak kurdu. Uçak, Erie Gölü üzerinde uçarken verileri Cleveland’daki bir optik yer istasyonuna gönderdi. Oradan, veri Dünya üzerindeki bir ağ üzerinden NASA’nın Las Cruces, New Mexico’daki White Sands Test Tesisine gönderildi ve burada bilim insanları veriyi kızılötesi ışık sinyalleri kullanarak iletti. Sinyaller, NASA’nın Lazer İletişim Röle Demonstrasyonu (LCRD) adlı yörüngesel deney platformuna ulaştı ve ardından Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki ILLUMA-T yüküne aktarıldı. ILLUMA-T, verileri Dünya’ya geri gönderdi. Deneyler sırasında, Glenn’de geliştirilen Yüksek Hızlı Gecikme Toleranslı Ağ (HDTN) sistemi, sinyalin bulut örtüsünü daha etkili bir şekilde aşmasına yardımcı oldu. Araştırmacılar Temmuz ayının geri kalanında PC-12 uçağından 4K video yayın yeteneklerini test etmeye devam edecekler. Amaç, Artemis misyonları ile Ay yüzeyine geri dönüşün yayınlanabilmesi için gereken teknolojileri geliştirmek.

Nil Nehri'nin derinliklerinde beklenmedik keşif: Tutankamon'un büyükbabasının gizemli mirası

Arkeologlar, Nil Nehri’de yaptıkları keşifler sırasından deniz dibine gömülü halde Tutankamon’un büyükbabası ve bir kaç eski Mısır firavununun yer aldığı antik oymalar keşfetti. Bulunan levhalarda, Muhteşem Amenhotep olarak da bilinen ve Kral Tut’un atası olan Kral III. Amenhotep gibi kralların başarılarını belirten hiyeroglif yazıtlar olduğu öğrenildi.

Arkeologlar, Nil Nehri’nin derinliklerinde yaptıkları araştırmalar sırasında beklenmedik bir keşifte bulundu.1970’li yıllarda Asvan kentinde meydana gelen selde kaybolan eserleri ararken nehrin dibinde dev taş levhalara rastladılar.
Levhalarda, Kral Tutankhamun’un atası olan Kral III . Amenhotep de dahil olmak üzere, kralların başarılarını anlatan hiyeroglif yazıların yer aldığı öğrenildi. Taş üzerindeki oymalarda ayrıca M.Ö. 14. Yüzyılın başlarında hüküm süren ve Büyük Gize Sfenksi’ni restore etmesiyle hatırlanan Kral Thutmose IV’ten de bahsedildiği belirtildi.
Taşı keşfeden ekip üyeleri, oymaların iyi durumda olmasına şaşırdıklarını ve gelecekte daha fazla eser bulmayı umduklarını ifade etti. 1960 yılında bölgede antik eserler bulunmuş ancak daha sonra Aswan’daki Aswan Yüksek Barajı’nın inşası nedeniyle kaybolmuştu
Araştırmacılar, keşfettikleri eserleri belgelemek için sualtı fotoğrafçılığı ve film çekme teknikleri kullandılar.
Görüntülerin fotogrametri yöntemiyle üç boyutlu modelleri oluşturuldu; bu teknik, resimlerden yüzey ölçümlerini doğru bir şekilde üç boyutlu bir versiyona dönüştürmek için kullanılır.
Ekip ilk bulguların ardından, bölgede keşfedilmesi gereken başka oymalar olduğunu da düşünüyor. Araştırmacılar bulguların, mimari ve sanatsal başarılarıyla ünlü 18. Hanedan döneminin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını düşünüyor.

James Webb teleskobundan yeni fotoğraf: 12 ışık yılı uzaklıkta

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’na (NASA) ait James Webb Uzay Teleskobuyla (JWST) Dünya’dan yaklaşık 12 ışık yılı uzaklıkta “Süper Jüpiter” diye nitelendirilen öte gezegenin fotoğrafının çekildiği bildirildi.

NASA’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Almanya’daki Max Planck Astronomi Enstitüsünden araştırmacılar, JWST ile fotoğrafı çekilen, Dünya’dan yaklaşık 12 ışık yılı uzaklıktaki dev öte gezegeni inceledi. Araştırmacılar, kütlesi Jüpiter’den birkaç kat fazla olan “Epsilon Indi Ab” adlı öte gezegenin, “bu zamana kadar doğrudan fotoğrafı çekilen en soğuk öte gezegenlerden biri” olduğunu kaydetti. Araştırmanın yazarlarından Elisabeth Matthews, Güneş’e benzeyen “Epsilon Indi A” adlı K tipi yıldızın yörüngesindeki öte gezegenin, gezegenlerden en çok Jüpiter’e benzediğini fakat Jüpiter’den daha büyük olduğunu belirtti. Matthews, sıcaklığı tahminen 2 santigrat derece olan, “Süper Jüpiter” diye nitelendirilen Epsilon Indi Ab gibi soğuk gezegenlerin daha zor tespit edildiğine vurgu yaptı.

Komodo ejderlerinin silahı! Dişlerinde demir kaplama tespit edildi

Bilim insanları, Komodo ejderlerinin dişlerinin tırtıklı uç kısımlarının demirden tabakayla kaplı olduğunu keşfetti.  Avlarını rahatça parçalamalarına yardımcı olduğu beliritlen bu özelliğin daha önce hiçbir etçil sürüngende tespit edilmediğini vurguladı.

İngiltere’deki King’s College London’dan araştırmacılar, gelişmiş kimyasal ve yapısal görüntüleme teknikleri kullanarak, dünyanın en büyük kertenkelesi olarak kabul edilen Komodo ejderinin dişlerine ilişkin yeni bilgiye ulaştı.

Bilim insanları, yaptıkları incelemeler sonucu, türün dişlerinin uçlarında bulunan tırtıklı kısımların demir açısından oldukça zengin bir tabakayla kaplı olduğunu ortaya çıkardı. Aralarında monitör kertenkeleleri ve bazı timsah türlerinin bulunduğu birçok sürüngenin dişlerinde de bir miktar demir bulunduğunu belirten araştırmacılar, bu tabakanın, diğer sürüngenlerden farklı olarak Komodo ejderinin dişlerinin uç kısımlarında yoğunlaştığını, dişi turuncu renge boyadığını ve dişin keskinliğini korumada yardımcı olduğunu kaydetti.

BAŞKA HİÇBİR ETÇİL SÜRÜNGENDE YOK  Bilim insanları, bu özelliğin, Komodo ejderinin avını rahatça parçalamasına yardımcı olduğuna dikkati çekerek, bunun daha önce hiçbir etçil sürüngende tespit edilmediğini vurguladı. Komodo ejderleri, dünyada sadece Endonezya’nın türle aynı adı taşıyan milli parkında ve Flores ile bazı adalarında bulunuyor. Uluslararası Doğayı Koruma Birliğinin verilerine göre, doğada sadece 3 bin 458 Komodo ejderi kaldı. Boyları 3 metreye ve ağırlıkları da 90 kilograma kadar çıkabilen sürüngenler, insan faaliyetleri ve iklim değişikliğinin yaşam alanlarını yok etmesi nedeniyle tehlike altında. Çalışmanın detaylarına “Nature Ecology & Evolution” dergisinde yer verildi.

NASA'dan daha önce görülmemiş 25 yeni uzay görüntüsü

NASA, Chandra X-ışını Gözlemevi’nın 25. yıl dönümünü kutlamak için daha önce yayınlanmamış 25 görsel paylaştı.

Nasa, Chandra X-ışını Gözlemevi’nin (CXO)  fırlatılışının 25. yılını kutluyor. NASA bu kutlama için daha önce paylaşılmamış uzaydan 25 görsel paylaştı.
İşte hepsi Chandra’nın evrenin farklı köşelerinden elde ettiği nefes kesici görüntüler…

Elon Musk:

Uzay taşımacılığı şirketi SpaceX’in kurucusu ve CEO’su Elon Musk, Gazze’deki bir hastanede uydu internet sistemi Starlink kullanılmaya başlandığını duyurdu. Musk, Starlink’in kullanıldığı hastanenin ismini ise paylaşmadı.

ABD’li milyarder Elon Musk, kurucusu ve CEO’su uzay taşımacılığı şirketi SpaceX’e ait uydu internet sistemi Starlink’in Gazze’deki bir hastanede faaliyette olduğunu açıkladı.

Musk, sahibi olduğu sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Starlink artık BAE ve İsrail’in desteğiyle Gazze’deki bir hastanede faaliyet gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Musk, Starlink’in kullanıldığı hastanenin ismini ise paylaşmadı.

Starlink uyduları, dünyanın farklı kesimlerinde normal iletişim altyapısının devre dışı kaldığı bölgelere internet sağlayabilen bir uydu ağı olarak biliniyor.