Arama: Kadın & Moda

Kadın kategorisinde genel olarak Moda başta olmak üzere Kadın’a dair her şey yer almaktadır.

Jennifer Lopez ile Ben Affleck resmen boşandı!

Yıllar sonra aşklarına ikinci bir şans verip evlenen Jennifer Lopez ile Ben Affleck, 2 yıllık evliliklerini sonlandırma kararı aldı. Birkaç ay önce boşanmak için mahkemeye başvuran ikili resmen boşandı.

20 yıl sonra görkemli bir törenle dünyaevine giren Jennifer Lopez-Ben Affleck çiftinden Lopez, Ağustos ayında mahkemeye başvurarak boşanma davası açtı.
People dergisinin haberine göre, Lopez’in Affleck’e boşanma davası açmasından tam 20 hafta sonra anlaşmaya vardı.Jennifer Lopez ile Ben Affleck resmen boşandı.
Çiftin nikah masasına oturmadan önce evlilik sözleşmesi imzalamadığı biliniyor. Tarafların her ikisi de eş desteği talep etmedi ve ikili avukatlık ücretlerinin paylaşılmasını istedi.
Jennifer Lopez, “Jennifer Lynn Lopez” adını tekrar kullanmak için talepte bulundu.
Çiftin resmi ayrılık tarihi ise 26 Nisan. Çift, 2022’de dünyaevine girmişti.
İkili, 2000’lerin başında “Bennifer” adıyla anılıyordu. İkili, 20 yıl önce sürpriz bir ayrılık yaşamıştı. Ancak çift, yıllar sonra yeniden bir araya gelmiş ve 16 Temmuz 2022’de Las Vegas’ta sade bir törenle dünyaevine girmişti.
Çift ardından uzun süre gündemden düşmeyen görkemli bir düğün yapmıştı. Ünlü çift, “Gigli” adlı romantik komedi filminin setinde tanıştı ve arkadaşlıkları daha sonra aşka dönüştü.
Lopez’in Marc Anthony ile evliliğinden iki çocuğu, Ben Affleck’in Jennifer Garner ile evliliğinden ise 3 çocuğu var.
20 yıl sonra bir araya gelen çiftin neden ayrıldığına dair birçok iddia ortaya atıldı. Jennifer Lopez’in “şiddetli geçimsizlik” sebebiyle boşanma davası açtığı Ben Affleck, hakkında ortaya atılan aldatma iddialarenı yalanladı.”DEĞİŞTİM” DEMİŞÇiftin neden boşanma kararı aldığına dair birçok haber yapıldı. Page Six’in haberine göre, Ben Affleck, Lopez’i değiştiğine inandırdı.Affleck’in kendini “değişmiş bir adam” olarak tanıttığı ancak Lopez’in, evlilikleri süresince bu göremediği aktarıldı. 2000’li yıllarda birlikte olan çiftin “kamuoyunun ilişkilerine çok fazla dahil olması” nedeniyle ayrıldığı iddia edilmişti.
Bir kaynak PageSix’e “Kameraların önünde olmadıklarında her şey yolundaydı ancak hayatlarının en mutlu zamanlarında birbirleriyle neredeyse hiç konuşmuyorlardı” dedi.”Ben Affleck, Lopez’e değiştiğini artık farklı bir adam olduğunu söyledi ama bu çok kısa sürdü” ifadelerine yer veren kaynaklar, aktörün özel hayatını zamanla daha gizli tutmak istediğini ve Lopez’in şöhretiyle başa çıkmakta zorlandığını dile getirdi.
Jennifer Lopez, Interview Dergisi’nin 55’inci yılına özel verdiği röportajda ayrılık için “Bu çok zor” dedi. Ayrılık sonrası hislerini “yalnız, korkutucu ve çaresiz” olarak tanımlayan Lopez, bu duyguların kendisini güçlendirdiğini belirtti.
Ayrılığın ardından yaşadığı süreci analiz ettiğini belirten Lopez, “Bu yaz kendime, ‘Bunu bir daha nasıl yaşamak istemiyorum?’ diye sordum. Küçük küçük inceleyip, ‘Tamam, burada hata yaptım, bunu göremedim’ dedim” ifadelerini kullandı.”MUTLU OLACAĞIMI DÜŞÜNDÜM AMA DEĞİLDİM”
Kendisi ve ilişkileri hakkında konuşan ünlü isim, “İlişki içinde olmayı seviyordum ve biriyle yaşlanmak istiyordum. Bu şekilde bütün ve mutlu olacağımı düşünmüştüm ama değildim. Sonunda dersimi aldım; bu sadece 30 yılımı aldı” diye ekledi.
Yeni bir ilişki istemediğini de belirten Jennifer Lopez, “Yalnız kaldığım için biraz heyecanlıyım. Kimseyi aramıyorum çünkü özgür olduğumda neler yapabileceğimi görmek istiyorum. Daha fazlasını istiyorsanız sağlıklı ve bütün olmanız gerekir. Kendinize iyi davranmalısınız. Bunu daha önce anladığımı sanıyordum ama hayır. Bu yaz yalnız kalmam gerektiğine karar verdim, bunu yapabileceğimi kendime kanıtlamak istiyorum” dedi.
Read More

Türkiye'nin ilk Devlet Sanatçısı Ahmet Adnan Saygun anılıyor

“Yunus Emre Oratoryosu”, “Op. 9 Özsoy”, “Kerem”, “Gılgameş” ve “Köroğlu” eserlerinin de aralarında bulunduğu birçok operaya imza atan besteci, müzik eğitimcisi, etnomüzikolog Ahmet Adnan Saygun’un, vefatının üzerinden 34. yıl geçti.

Ahmet Adnan Saygun aramızdan ayrılalı 34 yıl oldu. İzmir Milli Kütüphanesinin kurucularından, matematik öğretmeni Mahmut Celalettin Bey ve Zeynep Seniha Hanım’ın çocuğu olarak 7 Eylül 1907’de dünyaya gelen Saygun, 1912’de eğitim hayatına başladığı İzmir’deki Hadika-i Subyan İlkokulunda müzik derslerindeki yeteneğiyle dikkat çekti.

İzmir İttihat ve Terakki Lisesine 1918’de başlayan Saygun, daha sonra müzik öğretmeni İsmail Zühtü Kuşçuoğlu’nun kurduğu dört sesli koroya katıldı. Öğretmeninin önerisi üzerine, 13 yaşındayken ünlü piyano öğretmeni Rossati’den piyano dersleri almaya başlayan Saygun, 1922’de Macar Tevfik Bey ile çalışmalara başladı ve 1923’te Hüseyin Sadettin Arel’den iki ay armoni dersi aldı. Saygun, 1925’te “Musiki Lugati” eserini Fransız La Grande Encyclopedie’den müzikle ilgili makaleleri çevirerek meydana getirmesinin ardından 1926’da İzmir Lisesinde müzik öğretmeni olarak göreve başladı. Maarif Vekaleti’nin açtığı sınavı kazanarak 1928’de Paris’e burslu gönderilen usta sanatçı, ünlü müzik okulu Schola Cantorum’da Vincent D’Idy, Eugene Borrel, Souberbielle, Amedee Gastoue gibi isimlerden ders aldı. Ahmet Adnan Saygun, 1931’de Türkiye’ye döndükten sonra Musiki Muallim Mektebi’ne, 1936’da ise İstanbul Belediye Konservatuvarına kontrpuan ve teori öğretmeni olarak atandı.

İLK TÜRK OPERASI “ÖZSOY”U KALEME ALDI Saygun, 1934’te yöneten Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını (CSO) yönetirken Atatürk’ün talebiyle, Türkiye’yi ziyaret edecek İran Şahı’na özel ilk Türk operası olan “Op. 9 Özsoy”u bir ay gibi kısa bir zamanda yazdı. Aynı yıl, yine Atatürk’ün talebiyle “Taşbebek” operasını besteledi. “Yunus Emre Oratoryosu”nu 1942’de tamamlayan Saygun, 25 Mayıs 1946’da Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde bu eseri seslendirildi ve büyük başarı kazandı. En önemli yapıtı olarak kabul edilen eser, Cumhuriyet dönemi Türk müziğinin en çok seslendirilen eserlerinden oldu ve sonrasında Paris’te ve New York’ta ünlü orkestra şefi Leopold Stokowski yönetiminde seslendirildi. Bu eserle, çocukluğunda İzmir Kemeraltı Çarşısı’nın Dervişler Caddesi’nde Mevlevi dervişlerden duyduğu ezgileri Avrupa ve ABD’ye, Birleşmiş Milletler’e ve eserin sonradan çevrileceği 5 ayrı dile taşıyan sanatçı, 1946’da Ankara Devlet Konservatuarı kompozisyon ve modal müzik öğretmenliğine atandı. Saygun, 1948’de İnönü Armağanı, 1949’da Fransa Milli Eğitim Bakanlığınca Akademik Nişan, 1950’de Akademi Madalyası, 1951’de İtalya Hükümetince 1. Nişan ve Uluslararası Müzik Sosyetesi’nden Sibelius Bestecilik madalyasına layık görüldü.

İLK “DEVLET SANATÇISI” Sanatçı, 1971’de yürürlüğe giren Devlet Sanatçılığı Kanunu çerçevesinde ilk “devlet sanatçısı” ünvanını aldı ve 1981’de Atatürk Sanat Armağanı, 1985’te de “Sanatçı Profesör” ünvanlarına layık görüldü. Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar ve Necil Kazım Akses ile “Türk Beşleri” arasında yer alan Saygun, “Kerem”, “Köroğlu”, “Gilgameş” başta olmak üzere üç opera, “Atatürk’e ve Anadolu’ya Destan” adlı koral eserler, 5 senfoni, çeşitli konçertolar, orkestra, koro, oda müziği eserleri, vokal ve enstrümantal parçalar, kitaplar, araştırmalar ve makaleler yazarak sayısız türkü derlemesi yaptı. Ahmet Adnan Saygun, 6 Ocak 1991’de pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. “Türk Halk Musikisinde Pentatonizm”, “Gençliğe Şarkılar: Halkevi ve Mektepler için”, “Rize, Artvin, Kars Havalisi Türkü, Saz ve Oyunlar Hakkında Bazı Malumat”, “Halk Türküleri: Yedi Karadeniz Türküsü ve bir Horon”, “Lise Müzik Kitabı I-II-III”, “Musiki Temel Bilgisi I-II-III-IV” ve “Mod öncesi Ezgilerin Sınıflandırılması” eserlerini kaleme almasının yanı sıra, “Divertimento”, “Suit”, “Ağıtlar”, “Manastır Türküsü”, “Taşbebek”, “Dağlardan Ovalardan”, “Anadolu’dan”, “Töresel Musiki”, “Küçük Şeyler”, “Ayin Raksı”, “Atatürk’e ve Anadolu’ya Destan”, “Dört Arp İçin Üç Türkü” ve “Kumru Efsanesi” gibi eserlere de imza attı.

Read More

Joe Biden'den 19 ünlü isme Özgürlük Madalyası

ABD Başkanı Joe Biden, kendi alanlarında başarılı 19 isme “Başkanlık Özgürlük Madalyası” verdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ülkede verilen en yüksek sivil nişan olan “Başkanlık Özgürlük Madalyası”nı almaya hak kazanan kişilere Beyaz Saray’da yapılan törende madalyalarını taktı.
Fotoğraf: Bono
Beyaz Saray’da düzenlenen törende spor dünyasından müzik ve sinema dünyasına kadar farklı alanlarda 19 kişi onurlandırıldı.
Ödül alanlar arasında Amerikan Vogue dergisinin baş editörü Anna Wintour, U2 grubunun solisti Bono ve milyarder George Soros yer aldı.
Asıl adı Paul David Hewson olan Bono, daha önce Fransa’nın en yüksek nişanına layık görülmüş ve şövalyelik ünvanı almıştı.
Fotoğraf: Denzel Washington
Eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, oyuncu ve yönetmen Denzel Washington, futbolcu Lionel Messi, emekli Los Angeles Lakers basketbol efsanesi ve iş insanı Earvin “Magic” Johnson, Parkinson hastalığının araştırılması ve geliştirilmesi için sık sık açıklamalar yapan oyuncu Michael J. Fox ve nesiller boyu öğrenciler tarafından “Bill Nye Bilim İnsanı” olarak bilinen William Sanford Nye yer alıyor.
Fotoğraf: Anna Wintour
Diğer ödül sahipleri arasında Jane Goodall, Amerikalı moda tasarımcısı Ralph Lauren, Amerikan Film Enstitüsü kurucusu George Stevens Jr, girişimci Tim Gill ve The Carlyle Group küresel yatırım şirketinin kurucu ortağı David Rubenstein yer alıyor.
Fotoğraf:  Hilary Clinton
Biden geçtiğimiz yıl aralarında Medgar Evers, Temsilciler Meclisi Emerita Başkanı Nancy Pelosi, Güney Carolina Temsilcisi James Clyburn ve aktör Michelle Yeoh’un da bulunduğu 19 kişiye Başkanlık Özgürlük Madalyası vermişti.
Fotoğraf: Ralph Lauren
Read More

Sanatçı Önder Bali vefat etti (Önder Bali kimdir?)

Türk caz müziğinin önemli isimlerinden Önder Bali 86 yaşında hayatını kaybetti. 1960’ların sonlarında “Önder Bali Orkestrası” kuran sanatçı, caz müziğine verdiği katkılarıyla biliniyordu.

Türkiye’de caz müziğinin bayraktar ismi, onlarca esere imza atan, birçok orkestrayı yöneten usta sanatçı Önder Bali 86 yaşında hayatını kaybetti.  ÖNDER BALİ KİMDİR? Bali, 1 Mart 1938’de İstanbul’da doğdu. Önce İstanbul Belediye Konservatuarı’na adım attı. Profesyonel müzik hayatına ise 1961’de İstanbul Şehir Armoni Orkestrası’nda başladı.  Birçok sanatçıya gazino çalışmalarında, plak kayıtlarında eşlik etti. 1960’ların sonlarında “Önder Bali Orkestrası” isimli bir orkestra kurdu. 1970’te yayımladığı “Bergama Zeybeği / Geçen Yaz” adlı 45’lik plak ile listelerde zirveye çıktı. 1971-1985 yılları arasında İstanbul Şehir Armoni Orkestrası’nda şeflik yaptı. 1977 yılında Bulgaristan’da düzenlenen Altın Orfe Müzik Festivali’nde Semiha Yankı’ya çalan büyük orkestrayı yönetti. Emekliliğinden sonra şehir tiyatroları genel müzik direktörlüğü görevine atandı. Türk Sanat müziğinden halk müziğine klasik eserleri seçkin caz yorumlarıyla harmanlayan Bali, doğu ve batının ortak sesini müziğine yansıttı. Gözleri Aşka Gülen, Ben Gamlı Hazan ve Gülnihal, unutulmaz yorumları arasındadır. Piyanist, besteci ve aranjör Önder Bali, 86 yaşında hayatını kaybetti.

Read More

Vatan şairi Namık Kemal'in evini 8 bin kişi ziyaret etti

Tekirdağ’da, Türk Edebiyatı’nın “Vatan şairi” Namık Kemal’in eserleri ile vatandaşların evlerinden getirdiği tarihi ve kültürel eşyaların sergilendiği Namık Kemal Evi’ni geçen yıl yerli ve yabancı 8 bin kişi gezdi.

Osmanlı mimarisiyle 19. yüzyılda yapılan Namık Kemal Evi, Tekirdağ Valiliği, Tekirdağ Belediyesi, Namık Kemal Derneği, kamu ve sivil toplum kuruluşları, okullar, öğretmenler ve öğrencilerin desteğiyle restore edildi. Restorasyonun ardından 1993’te ziyarete açılan evde, “Vatan şairi”nin eserleri, arşivi, kitapları, fotoğrafları ve çıkarmış olduğu gazetelerin yanı sıra vatandaşların evlerinden getirdiği tarihi ve kültürel eşyalar da yer alıyor. Namık Kemal Evi, geçen yıl Çin, Japonya, Güney Kore ve Tayvan’ın yanı sıra Avrupa ülkeleri ile farklı şehirlerden binlerce ziyaretçiyi ağırladı. Namık Kemal Derneği Başkanı ve Namık Kemal Evi Sorumlusu Sezai Kurt, AA muhabirine, yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği Namık Kemal Evi’nin kentin simgelerinden birisi olduğunu söyledi. Geçen yılın Namık Kemal Evi için dolu dolu geçtiğini ifade eden Kurt, “Türkiye’de 10’un üzerinde yazar ve şair evi var. İnanıyorum ki bu yazar ve şair evleri arasında Namık Kemal Evi’nin ilk sıralarda, hatta birinci sırada yer aldığını rahatlıkla ama rahatlıkla söyleyebilirim. Niye bunu bu şekil söylüyoruz? Diğer yazar ve şair evleri sadece bir müze olarak kullanılırken burası kültür evi olarak kullanılıyor. Kütüphanesiyle, yayınlarıyla, kitaplarıyla, gazeteleriyle, dergileriyle öğrencilerin faydalandığı bir yer.” dedi. Kurt, Namık Kemal’in Tekirdağ’ın önemli değeri olduğunu ve adının kentte yaşatıldığını dile getirdi. Her sene çok sayıda ziyaretçinin evi ziyaret ettiğini belirten Kurt, “Bu sene ilk defa Çin’den, Güney Kore’den misafirlerimiz geldi. Bunun yanında bir de Tayvan’da yaşayan Tekirdağlı bir kardeşimizim Tayvan’dan Türkiye’ye ve özellikle Tekirdağ’a getirdiği gruplar oldu.” diye konuştu.

Read More

Tekirdağ’da, Türk Edebiyatı’nın “Vatan şairi” Namık Kemal’in eserleri ile vatandaşların evlerinden getirdiği tarihi ve kültürel eşyaların sergilendiği Namık Kemal Evi’ni geçen yıl yerli ve yabancı 8 bin kişi gezdi.

Osmanlı mimarisiyle 19. yüzyılda yapılan Namık Kemal Evi, Tekirdağ Valiliği, Tekirdağ Belediyesi, Namık Kemal Derneği, kamu ve sivil toplum kuruluşları, okullar, öğretmenler ve öğrencilerin desteğiyle restore edildi. Restorasyonun ardından 1993’te ziyarete açılan evde, “Vatan şairi”nin eserleri, arşivi, kitapları, fotoğrafları ve çıkarmış olduğu gazetelerin yanı sıra vatandaşların evlerinden getirdiği tarihi ve kültürel eşyalar da yer alıyor. Namık Kemal Evi, geçen yıl Çin, Japonya, Güney Kore ve Tayvan’ın yanı sıra Avrupa ülkeleri ile farklı şehirlerden binlerce ziyaretçiyi ağırladı. Namık Kemal Derneği Başkanı ve Namık Kemal Evi Sorumlusu Sezai Kurt, AA muhabirine, yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği Namık Kemal Evi’nin kentin simgelerinden birisi olduğunu söyledi. Geçen yılın Namık Kemal Evi için dolu dolu geçtiğini ifade eden Kurt, “Türkiye’de 10’un üzerinde yazar ve şair evi var. İnanıyorum ki bu yazar ve şair evleri arasında Namık Kemal Evi’nin ilk sıralarda, hatta birinci sırada yer aldığını rahatlıkla ama rahatlıkla söyleyebilirim. Niye bunu bu şekil söylüyoruz? Diğer yazar ve şair evleri sadece bir müze olarak kullanılırken burası kültür evi olarak kullanılıyor. Kütüphanesiyle, yayınlarıyla, kitaplarıyla, gazeteleriyle, dergileriyle öğrencilerin faydalandığı bir yer.” dedi. Kurt, Namık Kemal’in Tekirdağ’ın önemli değeri olduğunu ve adının kentte yaşatıldığını dile getirdi. Her sene çok sayıda ziyaretçinin evi ziyaret ettiğini belirten Kurt, “Bu sene ilk defa Çin’den, Güney Kore’den misafirlerimiz geldi. Bunun yanında bir de Tayvan’da yaşayan Tekirdağlı bir kardeşimizim Tayvan’dan Türkiye’ye ve özellikle Tekirdağ’a getirdiği gruplar oldu.” diye konuştu.

Read More

Roma hamamının tabanında mozaikler bulundu

Muğla’nın Milas ilçesindeki Herakleia Antik Kenti’nde yapılan kazılarda, köylüler tarafından yıllarca ahır olarak kullanılan Roma hamamının tabanında timsah, yunus, flamingo ve yılan balığı betimlemeli mozaikler ortaya çıkarıldı.

Latmos ve Herakleia Kazısı Başkanı, Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının Geleceğe Miras Projesi kapsamında 2024’te antik kentteki Roma hamamında çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Alandaki en iyi korunmuş Roma dönemi yapısı olan hamamın kent için çok önemli olduğunu belirten Büyüközer, “Neredeyse çatı seviyesine kadar ayakta olan ve iyi korunmuş yapının mekanlarını açtık. İki metreden fazla dolguyu kazdık. Bu mekanların hem işlevlerini hem de kullanım evrelerini belirledik. Bu yönden de çok önemli arkeolojik veriler elde ettik.” dedi.
Büyüközer, açtıkları mekanlarda, özellikle “soğukluk” kısmında bulunan mozaiklerde timsah betimlemeleri olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Birbirine yönlendirilmiş 6 timsah betimi açığa çıktı. Bu mozaik oldukça ilgi uyandırdı. Görenler bu coğrafyada timsahların yaşamış olabileceğini düşünebilir. Bu coğrafya timsahın yaşaması için çok uygun değil ama bu mozaiği yapan usta mutlaka timsahı görmüş ki tüm detaylarıyla bunu resmedebilmiş, mozaiğe aktarabilmiş. O nedenle bu mekanda çalışan ustanın gezici bir usta olabileceğini ve önceki yıllarda bu tür timsahların yaşadığı coğrafyalarda da çalışmış olabileceğini düşünüyoruz.”
Hamamdaki ısı kaybını önlemek için yapılan ılık mekanda da yine sağlam korunmuş bir mozaik tabanının açığa çıkarıldığını kaydeden Büyüközer, “Burada ise köşelere yerleştirilmiş 4 yunusun arasında flamingolar ve enteresan flamingoların ağzında da kırmızı renkli taşlardan yapılmış yılan balıkları var. Yılan balığı bu coğrafya için çok önemli bir hayvan. Flamingolar da hala günümüzde bu alanda yaşamaya devam eden kuş türlerinden. Aslında sanatçı burada coğrafyada gördüğü hayvanları resmetmiş.” diye konuştu.
Büyüközer, hamamın taban düzenlemesinin kayalarla yapıldığı için mozaiklerin sağlam kalabildiğini vurguladı.
Hamam yapısının köylüler tarafından farklı işlevlerle kullanıldığına işaret eden Büyüközer, “Bir dönem ahır olarak kullanıldığını biliyoruz. Sahipleri halen hayatta. Onlarla yaptığımız sohbetlerde bu mekana hayvanlarını bağladıklarını öğrendik. Halen daha hamamın yan tarafı ahır olarak kullanılmaya devam ediyor. Mozaikler ve bulgular yöre halkının da çok ilgisini çekti. ‘Biz burayı hiç böyle düşünmüyorduk. Hiç böyle hayal etmemiştik.’ diyorlar. Merak edip bu mozaikleri görmek için çevreden çok sayıda kişi geliyor.” bilgisini paylaştı.
Herakleia Antik Kenti’nin yer aldığı Kapıkırı Mahallesi’nde ikamet eden 68 yaşındaki Turcen Aydın ise uzun yıllar mozaiklerin bulunduğu alana hayvanlarını bağladığını söyledi.
Hayvanların yağmurdan ve soğuktan etkilenmemesi için tarihi alanda koruduğunu belirten Aydın, “Burada kazı yapılmaya başladıktan sonra çıkan mozaikleri ve figürleri görünce çok şaşırdım. Kazı ekibi burada çok büyük çalışma yaptı. Onların sayesinde buradaki tarihi eserleri gördük. Çok mutlu oldum. Böyle bir şey görmek aklımın ucundan bile geçmedi. Meğerse bir tarihin üzerinde yaşamışız, haberimiz yokmuş.” ifadelerini kullandı.
Herakleia Antik Kenti’nin yer aldığı Kapıkırı Mahallesi’nde ikamet eden 68 yaşındaki Turcen Aydın ise uzun yıllar mozaiklerin bulunduğu alana hayvanlarını bağladığını söyledi.
Hayvanların yağmurdan ve soğuktan etkilenmemesi için tarihi alanda koruduğunu belirten Aydın, “Burada kazı yapılmaya başladıktan sonra çıkan mozaikleri ve figürleri görünce çok şaşırdım. Kazı ekibi burada çok büyük çalışma yaptı. Onların sayesinde buradaki tarihi eserleri gördük. Çok mutlu oldum. Böyle bir şey görmek aklımın ucundan bile geçmedi. Meğerse bir tarihin üzerinde yaşamışız, haberimiz yokmuş.” ifadelerini kullandı.
Read More

2024 yılının en iyi korku filmleri açıklandı

Korku filmleri büyük bir izleyici kitlesine sahip olmakla beraber, işlediği konularla da daima dikkat çekmeyi başarıyor. Bu yıl korku ve gerilim türüne ait pek çok film izleyiciyi tatmin etmeyi başardı. İşte Variety’ye göre 2024 yılının en iyi korku ve gerilim filmleri…

17. Tutsak Abigail
Film, kaçırılıp izole bir malikaneye kapatılan genç bir kızın hikayesini konu alıyor.
16. Omen: İlk Kehanet
Yapım,  kiliseye hizmet etmek üzere Roma’ya gönderilen genç bir Amerikalı kadının kendi inancını sorgulamasına sebep olan bir karanlıkla karşılaşması sonucu yaşanılanları anlatıyor.
15. Infested
Bir apartmanın sakinleri, hızla üreyen ölümcül örümceklerden oluşan bir orduya karşı mücadele ediyor.
14. Stopmotion
Bir stop-motion animatörü, baskıcı annesini kaybettikten sonra aklındaki kötülüğü kontrol altına almaya çalışır.
13. Arınma
Cecilia, mükemmel İtalyan kırsalında sıcak bir şekilde karşılanır ve kendisine ünlü bir manastırda yeni bir görev teklif edilir. Ancak Cecilia, yeni evinin karanlık ve dehşet verici sırlar barındırdığını anlar.
12. Sevgilim Kaç
Tek gecelik ilişki, bir seri katilin vahşi cinayet serisine dönüşmesiyle bambaşka bir hal alır.
11. I Saw the TV Glow
Banliyödeki hayatını sürdürmeye çalışan bir genç, sınıf arkadaşı aracılığıyla gizemli bir televizyon şovuna tanıtılır.
10. Humane
İnsanlığın nüfusunun yüzde 20’sini kaybetmesine neden olan bir çöküşünardından, bir babanın hükümetin yeni ötanazi programına katılma planı korkunç bir şekilde ters gidince bir aile yemeği kaosa sürüklenir.
9. Oddity
Bir medyum kız kardeşinin cinayetinin ardındaki gerçeği suç mahallinde ortaya çıkarmaya çalışır.
8. Milk and Serial
Sosyal medyada popüler bir ikilinin sürpriz doğum günü şakası, korkunç sonuçlarla daha da kötüye gider.
7. The Coffee Table
Jesus ve Maria ilişkilerinde zor zamanlar geçiren bir çifttir. Yeni hayatlarını şekillendirmek için yeni bir sehpa almaya karar verirler. Bu her şeyi değiştirecek bir karar olur.
6. Şeytanla Bir Gece
Film 1977 yılında Cadılar Bayramı sırasında bir talk show programında yaşananları konu alıyor.
5. Red Rooms
Filmde, bir model, dikkat çeken bir cinayet davasına takıntılı hale gelir.
4. The Substance (Cevher)
Coralie Fargeat imzalı The Substance (Cevher) filminde Demi Moore ve Margaret Qualley başrolü paylaşıyor. Cannes’da 13 dakika boyunca ayakta alkışlanan film, sahneleriyle çok konuşuldu.
3. In a Violent Nature
Bir yangın kulesinden  madalyon çıkarıldığında, Johnny’nin bedeni dirilir ve onu geri almaya kararlıdır.
2. Nosferatu
Bill Skarsgard ve Lily-Rose Depp’in başrolünde yer aldığı Nosferatu, The Lighthouse, The Northman ve The Witch gibi filmlere imza atan Robert Eggers’ın imzasını taşıyor.
Film, genç bir kadına karşı saplantılı duygular besleyen dehşet verici vampir Nosferatu’nun gotik hikayesini konu alıyor.
F.W. Murnau’nun 1922 tarihli Nosferatu filmine yeni bir yorum getirecek olan filmin senaryosunu da yönetmen Robert Eggers kaleme aldı.
1922 yılında Almanya’da çekilen ve Alman dışavurumculuğu akımının başyapıtlarından biri sayılan sessiz korku filminde Max Schreck, vampir kont Kont Orlok rolündedir.
1. Longlegs
Maika Monroe ile Nicolas Cage’in başrollerini paylaştığı Longlegs adlı korku filmi, 6 Eylül’de izleyiciyle buluştu ve eleştirmenlerden tam not aldı.
Read More

Frank Sinatra yıllar sonra müzik listelerine geri döndü

ABD’li şarkıcı, oyuncu, yönetmen ve yapımcı Frank Sinatra “Ultimate Christmas” albümüyle yıllar sonra Billboard’un listesine girmeyi başardı.

Dünyanın her yerinde caz denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan Frank Sinatra, Billboard 200 listesine girdi. 1998 yılında hayatını kaybeden efsane sanatçı, Ultimate Christmas albümüyle müzik listesinde ilk 10’a girdi. Albüm son olarak 2012 yılında ilk 10’a girmeyi başarmıştı. FİLMİ GELİYOR ABD’li usta yönetmen Martin Scorsese, yeni bir film hazırlığında olduğunu üstelik bu filmde Frank Sinatra’nın hayatını anlatacağını açıklamıştı. Ancak ünlü şarkıcının kızının duruma karşı çıktığı söyleniyor.

Read More

İstanbul Modern'in 20 yıllık hikayesi kitaplaştırıldı

Çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern’in 20. yılına özel hazırlanan “Bir Müze Hikâyesi: İstanbul Modern” adlı kitap okuyucularla buluştu.

Müzeden yapılan açıklamaya göre, Mehmet Altun’un üç senelik çalışmayla yayına hazırladığı kitapta, İstanbul Modern’in kuruluş süreci, Türkiye’nin modern ve çağdaş sanat yolculuğundaki dönüştürücü etkisi ve kültür sanat dünyasına sunduğu katkılar ele alınıyor. Kitapta, 1987 yılında düzenlenen 1. Uluslararası Çağdaş Sanat Sergileri ile başlayan yaklaşık 40 yıllık bir hayalin, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın vizyonu ve eşi Oya Eczacıbaşı’nın liderliğinde gerçeğe dönüşmesi ayrıntılarıyla anlatılıyor. Kuruculardan sanatçılara, küratörlerden müze çalışanlarına kadar 45 kişinin anlatımıyla zenginleştirilen kitapta, müzenin 20 yıllık yolculuğunda gerçekleştirilen etkinlik ve programların yanı sıra tüm sergilerin künyelerine de yer veriliyor.  “MÜZENİN KATETTİĞİ YOLU DERİNLEMESİNE ANLATMAYA ÇALIŞTIK” Açıklamada görüşlerine yer verilen yazar Mehmet Altun, kuruluşundan itibaren yalnızca bir sanat alanı yaratmayı değil, aynı zamanda çağdaş ve modern sanatı kitlelerin erişimine açarak kültürel bir diyalog ortamı oluşturmayı amaçlayan İstanbul Modern’in bu yönüyle dönüştürücü bir işlev üstlendiğini kaydetti. Kitabın hazırlık sürecinin birkaç yıla yayıldığını ifade eden Altun, “Her aşamada titizlikle çalışarak, müzenin katettiği yolu derinlemesine anlamaya ve anlatmaya çalıştık. Kitabın yayımlanmasının İstanbul Modern’in 20. yılına denk gelmesi, bu yolculuğu daha da anlamlı kıldı. Öyle umuyorum ki okurlar bu kitabın sayfalarında İstanbul Modern’in hikâyesini ve kurucusunun vizyonunu derinlemesine keşfederken sanatın gücünü bir kez daha hissedecek ve müzenin sanatın tüm paydaşlarına hitap eden ilham verici yolculuğunda kendilerinden bir şeyler bulacaklar.” değerlendirmesinde bulundu.

Read More