Star TV’de cuma akşamları izleyici ile buluşan Yalı Çapkını 82. bölümüyle 8 Kasım Cuma akşamı ekranlara gelecek. Peki yeni bölümde neler yaşanacak? İşte Yalı Çapkını’nın yeni bölümünün detayları…
Arama: Kadın & Moda
Kadın kategorisinde genel olarak Moda başta olmak üzere Kadın’a dair her şey yer almaktadır.
Marvel’ın sevilen karakteri “Kaptan Amerika”ya hayat veren ünlü aktör Chris Evans, yeni filminin galasında yeni tarzıyla şaşırttı.
Her yıl düzenlenen TÜYAP Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın 41’incisi bu yıl başladı. Bir hafta sürecek olan kitap festivalinde birçok etkinlik gerçekleştirilecek. Fuar ziyaretinde bulunmak isteyen kitapseverler, ziyaret saatlerini merak ediyor. Peki, TÜYAP kitap fuarı saat kaça kadar açık kalacak?
TÜYAP Kitap Fuarı bir hafta boyunca yazarları ve okuyucuları bir araya getirecek. TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından, Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile 2-10 Kasım 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan 41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 1000 ‘i aşkın yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla yüzlerce yazarı İstanbul ve çevre kentlerden okuyucularla buluşturacak.TÜYAP KİTAP FUARI ZİYARET SAATLERİ Girişin öğrenci, öğretmen, çocuk, emekli ve engellilere ücretsiz olduğu fuar, hafta içi 10.00-19.00, hafta sonu 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Fuar, son günü olan 10 Kasım 2024 Pazar akşamı 19.00’da sona erecek.ONUR YAZARI YALVAÇ URAL OLACAK Tüyap Kültür Fuarları Danışma Kurulu kararıyla çocuk ve gençlik edebiyatının önde gelen isimlerinden Yalvaç Ural, 41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın “ Onur Yazarı” olarak belirlendi. Yalvaç Ural’ın masalsı dünyası ve çocuk ve gençlik edebiyatına yaptığı katkılar bu sene fuarın ana eksenini oluşturacak. Fuar, Yalvaç Ural’ın katılımıyla düzenlenecek kültür etkinliklerine de ev sahipliği yapacak. Tüyap tarafından, yazarın yaşamına ve eserlerine odaklanan bir anı kitabı hazırlanıyor.
Dünyaca ünlü levanten ressam Lazar Binenbaum’a ait Benito Mussolini tablosu, Türkiye’de müzayedede satışa çıktı.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesince Cumhuriyet’in 101. kuruluş yıl dönümüne ithafen açılan “Gurur Yüz Bir” karma sergisi, sanatseverlerle buluştu
OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesinde düzenlenen sergide heykel, seramik ve cam gibi farklı disiplinlerden özgün eserler hem geleneksel sanatı hem de modern tekniklerle günümüz estetiğini yansıtıyor. OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Kesten, serginin açılışındaki konuşmasında, sergide emeği geçen öğretim üyeleri ve öğrencilere teşekkür etti. Cumhuriyet’in geleceği için bilimin gelişmesi gerektiğini vurgulayan Kesten, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sanatın önemini bizlere yaklaşık 91 yıl önce 10. Yıl Nutku’nda anlattı. İnşallah bu yolda Cumhuriyet’imizi ilelebet yaşatmak için elimizden geleni yapacağız.” dedi. OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Seylan ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Türk milletinin tarihi bir vasfı da güzel sanatları sevmek ve yükselmektir” sözlerine değinerek, “Cumhuriyet’in kazanımlarını ve Atatürk’ün çizdiği modern sanat vizyonunu yüceltmek bizler için bir görevdir. Güzel Sanatlar Fakültesi olarak her yıl düzenlediğimiz sergilerle Cumhuriyet’imizin değerlerini anıyor ve yaşatıyoruz. Bu yıl da ‘Gurur Yüz Bir’ sergisiyle Cumhuriyet’in ışığını sanat yoluyla topluma yansıtmayı amaçladık.” ifadelerini kullandı. Sergi, 13 Kasım’a kadar ziyaret edilebilecek.
Bu yıl 6 ülkeden 11 farklı oyunun yer aldığı “26. Uluslararası İstanbul Kukla Festivali”nin açılışı, Turşucuzade Konağı Sıbyan Mektebi’nde gerçekleştirildi.
Sanat yönetmenliğini Cengiz Özek’in üstlendiği 26. Uluslararası İstanbul Kukla Festivali başladı. Festivalin sanat yönetmenliğini üstlenen Özek, daha önce katıldıkları uluslararası Karagöz gösterimlerinde gördükleri yoğun ilginin bir sonucunda festivalin ortaya çıktığını söyledi.
Karagöz’ün dünya çapındaki bilinirliliğin Türkiye’dekinden çok daha fazla olduğunu belirten Özek, “Festivallerde insanların Karagöz’e büyük ilgi gösterdiklerini gördük. Kukla sanatçıları, Karagöz’ü biliyor ama daha önce bir örneğine denk gelmemişler. Biz alaylıyız, onlar ise bu işin eğitimini alıyor. Karagöz, sadece Türkiye’nin değil Balkanlar’dan Kuzey Afrika’ya kadar Osmanlı coğrafyasının tamamında çok iyi bilinen bir karakterdi. Bu kadar geniş bir coğrafyayı etkileyen bir sanat, onlar için de bir merak uyandırıyor. Biz de bu ilgiyi görünce Türkiye’de de bir festival yapmaya karar verdik ve 1998 yılında festivalimizin ilkini gerçekleştirdik” dedi.
Özek, festival için her sene bir tema belirlediklerini, fakat bu yıl hem maddi koşullar hem de yaşanılan savaş gibi olumsuz gelişmelerden dolayı daha sade bir festival gerçekleştirdiklerini anlattı. Geçen yıl Kudüs’te bir oyun sahneleyeceğini fakat gidemediğini aktaran Özek, şöyle devam etti: “‘Savaş biter’ dedik ama hala bitmedi. Ne yazık ki bu savaşlar, Karagöz’ün halkla buluştuğu topraklarda vuku buluyor. Savaşla Karagözümüz de Karagöz’ü bilenler de yok oluyor. Bu kültürü aktaracak eski ve bilgili insanlar ortadan kalkıyor. Şu anda savaşın hüküm sürdüğü Lübnan’da 21. yüzyılın sonuna kadar Karagöz sahnelenmeye devam ediyordu. Şimdi orada bu kültür ve birikim tarih olacak.”Cengiz Özek, Türkiye’de “ipli kukla” alanının çok fazla gelişmediğinin altını çizerek, “Burada hala altı iple kukla oynatılıyor. Ülkemize gelen kukla ustalarıysa en az 25 iple kukla oynatıyorlar. Bu durum, hem bu sanata verilen ilgiyi hem de kukla sanatının o kültürün bir parçası olduğunu bize anlatıyor. Cumhuriyet ilan edilince halk evleri Karagöz’e sahip çıktı ama burada Karagöz, devrimi anlatmak için kullanıldı. Bu durum didaktik oyunların oluşmasına yol açtı. Didaktik oyunlar ise seyirciyi Karagöz’den uzaklaştırdı” değerlendirmesinde bulundu. Karagöz ve gölge oyununun kendi zamanının bir ürünü olduğunu dile getiren Özek, “Karagözcülerimizin yanılgısı, Karagöz’ün bugünden ve şimdiden bahsettiğini anlamamalarıdır. Karagöz formunu gelenekten, içeriğini ise şimdiki zamandan alır. Onun geçmişteki içerikleriyle ilgili olarak da elimizde birkaç derleme metin haricinde çok fazla bir bilgimizin olmadığını söyleyebilirim. Yapmamız gereken, Karagöz’ü bugünün insanının anlayacağı ve benimseyeceği bir formla ve içerikle ortaya koymaktır” şeklinde konuştu.Festivalde bu yıl Hong Kong’dan Cheung Chun Fai’nin geleneksel Çin kültürü kukla gösterisi, İspanya’dan Hilarilar Marionetas grubunun sergileyeceği “The Bellhop”, İtalya’dan Teatro Verde’nin “Cep Sirki”, Meksika’dan Compania Banyan de Marionetas tiyatrosunun “Kaplan” ve “Kathputli”, Peru’dan Jose Navarro’nun “Deniz ve Dünya” oyunları sanatseverlerle buluşacak. Türkiye’den ise festivalin kurucusu Cengiz Özek’in “Eşek Karagöz”, Ercan Sönmez’in “Ulu Çınar” ve Murat Karahüseyinoğlu’nun Shakespeare’in ünlü eseri “Venedik Taciri” oyunundan hareketle oluşturduğu Karagöz gösterileri ile Emre Tandoğan’ın “Yara” oyunu sahnelenecek. Sekiz yaş üstü çocuklar için “Gölge Kuklası” ve yetişkinlere yönelik Karagöz figürünün yapımın anlatılacağı “Karagöz” atölyeleri de festival kapsamında seyircilerin beğenisine sunulacak. Turşucuzade Konağı Sıbyan Mektebi’nin yanı sıra Akbank Sanat, Beyoğlu Belediyesi Bilim İstanbul, Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi, Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi ve Mall of İstanbul’da gösterimlerin gerçekleştirileceği festival 3 Kasım’a kadar devam edecek. Festivalle ilgili detaylı bilgiye ve programa “www.istanbulkuklafestivali.com” adresinden ulaşılabilir.
“Cumhuriyetimizin 101. Yıl Dönümü, İnönü ve Gazetecilik” sergisi açıldı.
İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kızı ve İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker, Pembe Köşk’te bu yıl açtıkları “Cumhuriyetimizin 101. Yıl Dönümü, İnönü ve Gazetecilik” sergisinde Cumhuriyetin ilk 10 yılından itibaren yapılan yatırımlara ilişkin fotoğraf ve belgelerin yer aldığını belirterek, tüm vatandaşları sergiyi gezmeye davet etti. Özden Toker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ikinci Cumhurbaşkanı, asker ve devlet adamı İsmet İnönü’nün evi “Pembe Köşk”ün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bu yıl da ziyarete açıldığını söyledi. Yılda iki defa ziyarete açılan Pembe Köşk’te, bu dönem “Cumhuriyetimizin 101. Yıl Dönümü, İnönü ve Gazetecilik” konulu kitap, belge ve obje sergisinin yer aldığını belirten Toker, serginin 1 Aralık’a kadar görülebileceğini kaydetti. Toker, bu yılki sergide Cumhuriyetin ilk 10 yılından itibaren yapılan fabrika, hastane ve demiryollarına ilişkin fotoğraf ve belgelerin de bulunduğunu söyledi. Bağımsız basının demokrasinin en önemli unsuru olduğunu, bu nedenle serginin bu seneki konusunu “İnönü ve Gazetecilik” olarak belirlediklerini ifade eden Özden Toker, İsmet İnönü’nün basın özgürlüğüne verdiği öneme dikkati çekti. Babasının gazetecilerle diyaloglarını fotoğraflarla sergide anlattıklarını dile getiren Toker, sergide, İnönü’nün damadı ve eşi Metin Toker’in gazetecilik yıllarında kullandığı eşyaların da bulunduğunu söyledi. Her yıl 23 Nisan ve 29 Ekim’de halka açılan Pembe Köşk’e tüm vatandaşları davet eden Toker, “Bütün ömrümüz bu evde geçti. Babamla annem uzun seneler burada oturduk. 3 kardeş burada büyüdük. Burada yaşanan çok şey var. Bu ev bizim değil sizlerindir.” ifadelerini kullandı. Sergideki belgelerden birinin de İsmet İnönü’nün genel kurulunu Türkiye’de yapan Uluslararası Basın Enstitüsüne verdiği demeç olduğunu ifade eden Toker, babası İsmet İnönü’nün bu demeçte Türkiye’nin yüzyıllardır hürriyet rejimi peşinde koştuğunu vurguladığını belirtti. Gazeteci eşi Metin Toker ile tanışması ve evliliklerini de anlatan 94 yaşındaki Özden Toker, eşinin yazılarından dolayı sık sık yargılandığını ve 2 kez hapis cezasına mahkum edildiğini, her iki çocuğunu da hapisten çıktıktan sonra gördüğünü söyledi. Metin Toker ile 1955 yılında hayatını birleştirdiğini belirten Özden Toker, Gülsün Bilgehan, Nurperi Özlen ve Güçlü adını verdikleri 3 çocukları olduğunu kaydetti.
Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki Yunus Emre Enstitüsü’nde (YEE), Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nin (GESAM) işbirliğinde “Türk Sanatçıları Sergisi” açıldı.
Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçiliğinin de destek verdiği ve YEE’nin Saraybosna’daki binasında açılan sergide 29 sanatçının 90 eseri sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergide Bosna Hersek’in doğal, tarihi güzelliklerinin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de resmedildiği ve farklı tekniklerin kullanıldığı tablolar yer alıyor. GESAM Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nezih Demirtepe, yaptığı açıklamada, Cumhuriyet’in 101’inci yılı dolayısıyla sanatçıların eserlerini sergilediklerini söyledi. Sergiyi her yıl bir ülkede yaptıklarını aktaran Demirtepe, eserlerin Bosna Hersek’in tarihi ve doğal güzelliklerini anlattığını belirtti. GESAM’dan Nurten Aytaç ise farklı bir teknik kullanarak Mostar Köprüsü’nü kumdan ve taştan malzemelerle resmettiğini ifade etti. Sergi 31 Ekim’e kadar açık olacak.
Sevginin Gücü (Leon: The Professional) filminde canlandırdığı Mathilda karakteri ile şöhreti yakalayan ABD’li oyuncu Natalie Portman, İstanbul’a geldi.
Canlandırdığı “Iron Man” karakteriyle akıllarda yer eden Robert Downey Jr. yapay zeka ile görüntüsünün yeniden yaratılması hakkında konuştu.