Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yeni nesil yerli römorkör, ekipman ve sistemler sayesinde daha güvenli bir deniz trafiği sağladıklarını ve bu alandaki filoları millileştirdiklerini belirterek, “Denizde daha güvenli ve tamamen milli bir Türkiye inşa ediyoruz.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Boğazı’nın güvenliğini sağlayan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bağlı İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi’nde incelemede bulundu, basın mensuplarına açıklama yaptı. Türk boğazlarında, Karadeniz’de, Ege’de ve Akdeniz’de tam anlamıyla denizlere hakim olan Türklerin okyanuslara ulaşıp bir cihan imparatorluğu kurduğunu dile getiren Uraloğlu, “Bizler için denizlerimiz mavi vatanımızdır. Her zaman belirttiğimiz üzere bir karış toprağımız ne ifade ediyorsa denizlerimizin bir kum tanesi, bir avuç suyu da bizler için aynı anlam ve önemi taşımaktadır.” diye konuştu. Uraloğlu, Türkiye’nin deniz ulaşımı alanında uluslararası ticaret faaliyetleri açısından anahtar konumda olduğunu belirterek, “Özellikle son 22 yılda bir kaptanın oğlu olan Sayın Cumhurbaşkanı’mız liderliğinde denizcilik faaliyetlerinden sorumlu bakanlık olarak attığımız her adımı bu bilinçle atıyoruz.” ifadesini kullandı. Son 22 yıldır hayata geçirdikleri tüm proje ve çalışmalarla Türkiye’nin, uluslararası denizcilik arenasındaki yerini ön sıralara taşıyarak gurur verici başarılara yelken açtığını söyleyen Uraloğlu, bugün denizcilikte öncü ülkeler arasında olan bir Türkiye’den bahsettiklerini, gemilerde dalgalanan Türk bayrağının dünyanın en prestijli bayrakları arasında olduğunu dile getirdi. “TÜRK BOĞAZLARI TÜM DÜNYA İÇİN ÖNEMLİ BİR GEÇİŞ KORİDORU” Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak denizlerde seyir, can, mal ve çevre emniyetine de büyük önem verdiklerini belirterek, uydu yardımlı arama kurtarma çalışmalarına ve gelişmiş haberleşme sistemlerine değindi. Boğazlardaki gemi trafiğinin yönetilmesi amacıyla 2003’te Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Merkezinin kurulduğuna işaret eden Uraloğlu, yoğun gemi trafiğinin yaşandığı deniz yetki alanlarını da kapsam altına almak amacıyla Gemi Trafik Yönetim Sistemi projesini hayata geçirdiklerini anlattı. Uraloğlu, İzmit, İzmir ve Mersin’de hayata geçirdikleri gemi trafik hizmetleri merkezlerinden bahsederek, “Ankara’da gemi trafik hizmetleri merkezlerinden elde edilen verilerle tüm kapsama alanlarını gösterir Gemi Trafik Yönetim Merkezini de hayata geçirdik. Bu sistemin 2003 yılında hizmete başlaması da elbette bir tesadüf değildir.” diye konuştu. İstanbul ve Çanakkale boğazlarında kurulu gemi trafik hizmetleri merkezlerinin Türk boğazlarındaki yoğun gemi trafiğini yönettiğini dile getiren Uraloğlu, “Bilindiği üzere Türk boğazları, Karadeniz ve Akdeniz ekonomik havzaları başta olmak üzere tüm dünya için önemli bir su yolu ve enerji geçiş koridorlarından biridir.” ifadesini kullandı. Özellikle İstanbul Boğazı’nın Asya ve Avrupa kıtalarının birbirine 700 metre kadar yaklaştığı ve gemilerin çok kritik rota değişimi yapmasını gerektiren bir ticaret geçiş koridoru olduğunu söyleyen Uraloğlu, burada oluşan akıntıların ve sis gibi zorlu şartların İstanbul Boğazı’nı daha da zorlu hale getirebildiğini dile getirdi. Çanakkale Boğazı’nın da en az İstanbul Boğazı kadar kendine has seyir emniyeti açısından tehlike oluşturacak potansiyele sahip olduğunu belirten Uraloğlu, Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri’nin önemine işaret etti. “İSTANBUL BOĞAZI’NDA 2023’TE 416 MİLYON TON YÜK TAŞINDI” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri’ne ilişkin detaylar paylaşarak şu bilgileri verdi: “İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi ve Çanakkale Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi olmak üzere iki parçadan oluşmakta ve toplamda 204 millik bir alanı kapsamaktadır. İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi, İstanbul Boğazı’nın Karadeniz girişinden başlamak üzere Sektör Türkeli, Sektör Kandilli, Sektör Kadıköy ve Sektör Marmara olmak üzere 4 sektörden oluşmaktadır.
Sorumluluk sahası 80 millik bir alanı kapsamaktadır. Çanakkale Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi’miz ise Çanakkale Boğazı’nın Marmara Denizi girişinden itibaren Sektör Gelibolu, Sektör Nara ve Sektör Kumkale olmak üzere 3 sektörden oluşmaktadır. Sorumluluk sahası da 124 mildir.” Uraloğlu, bu iki merkezin toplam 16 trafik gözlem istasyonunda deniz trafiğini 7 gün 24 saat gözlemlediğini ve yönettiğini belirterek şöyle devam etti: “İstanbul Boğazı’nda 2023 yılında toplam 39 bin gemi hareketiyle toplam 416 milyon ton yük taşındı ve bu yüklerin yaklaşık 165 milyon tonu petrol dahil olmak üzere tehlikeli yükler kapsamındaydı. Bu tehlikeli yükleri taşıyan 9 bin 300 civarındaki tankerlerden 2 bini de 200 metre ve üzeri boya sahip tek seferde bir milyon varilin üzerinde ham petrol taşıyan gemilerdir. Çanakkale Boğazı’nda da yine 2023 yılında toplam 44 bin 892 gemi hareketi gerçekleşti ve 550 milyon ton yük taşındı. Bu boğazımızda da tehlikeli yük miktarı toplam 185 milyon ton oldu. 200 metre üzerinde 2 bin 500 tanker geçişi gerçekleşti.” “SON 5 YILDA 250 METREDEN BÜYÜK GEMİ SAYISINDA İSTİKRARLI ARTIŞ VAR” Bakan Uraloğlu, son 5 yılda özellikle 250 metreden büyük gemilerin sayısında istikrarlı bir artış gördüklerini belirterek, bu noktada seyir emniyeti ile can, mal, çevre ve deniz güvenliğini artırmak için Gemi Trafik Hizmetleri Merkezleri ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün sorumluluklarının daha da arttığını söyledi. Bu kapsamda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilen kılavuzluk hizmetindeki artışların dikkati çektiğini vurgulayan Uraloğlu, İstanbul Boğazı’nda 2003 yılında yüzde 40 olan kılavuzlama oranının 2023’te yüzde 65’e yükseldiğini, söz konusu oranın Çanakkale Boğazı’nda yüzde 29’dan yüzde 55’e ulaştığını ifade etti. Uraloğlu, bu oranların 150 metre üstü gemilerde İstanbul Boğazı’nda yüzde 99’a, Çanakkale Boğazı’nda yüzde 78’e yükseldiğini, refakat hizmeti verilen gemi sayısının 2023 itibarıyla yıllık bazda İstanbul Boğazı’nda 8 bine, Çanakkale Boğazı’nda ise 2 bin 500’e ulaştığını bildirdi. “DENİZDE DAHA GÜVENLİ VE TAMAMEN MİLLİ BİR TÜRKİYE İNŞA EDİYORUZ” Bakan Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün görev ve sorumluluklarını en üst düzeyde yerine getirmek için sürekli olarak gelişen teknolojiye ayak uydurduğunu ve filosunu güçlendirmeye devam ettiğini söyledi. Uraloğlu, “Daha dün Genel Müdürlüğümüzün operasyonel gücüne güç katacak ve başta Türk boğazları olmak üzere ihtiyaç duyulan her yerde kullanılacak olan 2 adet 70 ton ve 2 adet 80 ton çekme kapasitesine sahip 4 römorkör ile 6 adet kılavuzluk botunun Türk tersanelerinde yerli olarak üretilmesine yönelik yatırımın imzaları atıldı.” dedi. Bu alandaki yerlileştirmeye işaret eden Uraloğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Yeni nesil yerli römorkörlerimizin yanı sıra yerli elektronik fener, şamandıra, sinyalizasyon sistemleri ile radar ve kameralarımızla hem daha güvenli bir deniz trafiği sağlıyor hem de filomuzu ve teknolojimizi millileştiriyoruz. Denizde daha güvenli ve tamamen milli bir Türkiye inşa ediyoruz. Bu sahada milli yazılım ve teknolojinin geliştirilmesine yönelik adımlar da atıyoruz.
Ana yüklenici HAVELSAN ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’müz arasında Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistem Yükseltme Projesi de imza altına alınmıştır. Proje, yazılım, sensörler ve bilişim altyapısı, ülkemiz milli yetkinlikleri ve üretim kabiliyetleri göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır. Alt yüklenici ASELSAN tarafından da yerli üretilen radar, elektro-optik kamera ve radar yön bulucu gibi sistemleri de entegre edilerek yerli üretim oranının en üst seviyeye çıkarılması amaçlanmıştır.” URALOĞLU, BOĞAZDAN GEÇEN BİR GEMİNİN KAPTANIYLA SOHBET ETTİ Bakan Uraloğlu, açıklamasının ardından İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi’nde incelemelerini sürdürdü. Buradaki görevlilerle konuşan ve yetkililerden bilgi alan Uraloğlu, İstanbul Boğazı’ndan geçen bir geminin kaptanıyla da sohbet etti. Kaptana geminin ne taşıdığını ve ne kadar zamandır seyirde olduğunu soran Uraloğlu, konuşmanın sonunda yolculuğun iyi geçmesi temennisinde bulundu.