Fotoğrafın hafızası olarak anılan Ara Güler’in hayatını beyaz perdeye aktaracak “Merhaba” film projesi, 30 farklı ülkeden 40’tan fazla sinemacının katıldığı “TRT 12 Punto”da “TRT Ön Alım Ödülü”nü kazandı. (Haber: Mustafa Doğan)
Arama: Kadın & Moda
Kadın kategorisinde genel olarak Moda başta olmak üzere Kadın’a dair her şey yer almaktadır.
Çok sayıda dizi ve film müziğine imza atan, ünlü besteci ve piyanist Fahir Atakoğlu, 15 Temmuz darbe girişimine dair hazırladığı müzik çalışmasına ilişkin, “15 Temmuz’un unutulmaması için müzisyen olarak üzerime düşeni yaptım.” dedi.
Atakoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının organizasyonuyla yarın, Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) “15 Temmuz Destanı Milletin Zaferi” başlıklı konserde sahne alacak. Konserde “15 Temmuz Destanı” adlı senfonik eserini de yorumlayacak sanatçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eserde darbe girişimi gecesini kronolojik olarak işlediğini belirterek, “15 Temmuz’un ilk anından son anına kadar yaşananları bestelemeye çalıştım. O gece yaşananları müzikle betimliyor, tasvir ediyor, duyuruyor ve hissettiriyor bu çalışma. Ben de onu yapmaya çalıştım. Bunu anlatırken sadece ve sadece kendi bestecilik hislerimle ve duygularımla davrandım.” şeklinde konuştu. “MÜZİKTE İNSAN UNSURU ÇOK ÖNEMLİ”
Fahir Atakoğlu, Türkiye’nin yakın tarihinde yaşananlara ilişkin besteler yaptığını vurgulayarak, “Müzikte insan unsurunu çok önemli buluyorum. Bu yüzden 15 Temmuz Destanı’nı da insani duygulara odaklanarak besteledim. Böyle önemli tarihlerin bir şekilde sanat aracılığıyla her zaman insanlara hatırlatılması gerekiyor. Özellikle 15 Temmuz’un unutulmaması, bir daha yaşanmaması için ben de bir müzisyen olarak üzerime düşeni yaptım.” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz Destanı’nın hazırlığının 2 ay sürdüğünü kaydeden sanatçı, şu bilgileri verdi: “Çalışmayı Kovid-19 zamanında hazırladığım için çok zor olmuştu. İlk kayıtların tamamlanması, notaların gönderilmesi biraz zorlu geçti. İlk konseri de 2020’de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile Külliyede yapmıştık. O tarihten sonra bu çalışmanın konserini hiç vermedik. Dolayısıyla pazar günkü konser ikinci olacak. Tabii bu müziğin hazırlanma sürecinde büyük bir koro var. AKM’de koro olmayacak fakat daha büyük bir orkestrayla sahneye çıkacağız. Kısacası seyirciler için güzel bir çalışma çıkacak ortaya.” Atakoğlu, konserde “Yeşilada” ve “Sarı Zeybek” adlı çalışmalarını da seslendireceğinin altını çizerek, “Hem 15 Temmuz’u hem de yakın tarihimizi hatırlayacağımız bir konser olacak. Milli Mücadeleden Cumhuriyet tarihine ve oradan günümüze gelen sürece dair uzun soluklu bir konser olmasını istedik.” dedi. “Mimar Sinan ve Cumhuriyetin 100. Yılı projelerimi hazırlıyorum” Fahir Atakoğlu, bundan sonraki müzik çalışmalarına da değinerek, şunları söyledi: “Her zaman müzik yapmaya devam ediyorum. Biliyorsunuz film müzikleri yazıyorum genellikle. En son Mısırlı yönetmen Amr Arafa’nın yönettiği Ahl Al Kahf filminin müziklerini yaptım. Daha yeni bitirdim. Çok epik ve büyük bir işti. Kerem Bürsin’in Mavi Mağara filminin müziklerini henüz bitirdim. Elimde halihazırda sürdürdüğüm iki proje var. Birincisi Mimar Sinan’a dair müzik çalışması, ikincisi de Cumhuriyetin 100. yılı temalı bir çalışma. Şu an elimdeki bu iki projeyi hayata geçirmek için uğraşıyorum. Bu arada yeni teklifler olması durumunda film ve dizi müziklerini de sürdürmek istiyorum.” FAHİR ATAKOĞLU KİMDİR?
İstanbul’da 1963’te dünyaya gelen Fahir Atakoğlu, 7 yaşında piyano çalmaya başladı, lise yıllarında müzik öğretmeni Muzaffer Uz aracılığıyla Cemal Reşit Rey ile tanıştı. Rey’den özel ders alan Atakoğlu, İstanbul Devlet Konservatuvarının ardından 1980’de Londra’daki Croydon College’da eğitim gördü. Türkiye’ye döndükten sonra 1983’te reklam müzikleri üzerinde çalışmaya başlayan ünlü müzisyen, 1990’lı yıllarda belgesel müziklerine imza atmaya başladı. Atakoğlu, aynı yıllarda MFÖ, Sertab Erener, Sezen Aksu ve Levent Yüksel’in yanı sıra Yunan müzisyen Notis Sfakinakis ile çalıştı. “Cumhuriyet”, “Sarı Zeybek” ve “Demir Kırat” belgesellerinin müzikleriyle başarısını kanıtlayan sanatçı, “Fahir Atakoğlu”, “Fahir Atakoğlu 2”, “As One”, “If” ve “İstanbul in Blue” adlı solo albümleriyle de dikkati çekti. Fahir Atakoğlu’nun “Muhteşem Yüzyıl” dizisi için hazırladığı müzikler dünya çapında ilgi gördü. Ünlü müzisyen, yaptığı dizi müziklerini iki ayrı albümde topladı. “Büyükada’da Sürgün” belgeseli için yaptığı müzikler Milano Film Festivali’nde birinci olan Fahir Atakoğlu, 2014’te Turk of America dergisi tarafından Amerika’da yaşayan en etkili 50 Türk arasında gösterildi.
Bu yıl televizyonda ve farklı dijital platformlarda birbirinden başarılı birçok dizi izleyiciyle buluştu. İşte Rolling Stone’a göre, son dönemin en iyi dizileri..
Popüler dizi, İskoç yazar Richard Gadd’ın kendi hayatından ilhamla yaratıldı. Gadd aynı zamanda dizinin başrolünde oynuyor. Yılın en çok izlenen yapımlarından biri olan Baby Reindeer, yazar ve peşindeki takıntılı hayranını konu alıyor.
Başrollerinde Jeremy Allen White ve Ayo Edebiri’nin rol aldığı dizide genç şef Carmy, ailesinin sandviç dükkânını işletmek için Chicago’daki evine gelir ve dükkanın sorumluluklarıyla uğraşmak zorunda kalır.
Andrew Scott’ın başrolünde yer aldığı dizi, Patricia Highsmith’ın The Talented Mr. Ripley adlı romanından uyarlandı. Dizide bir dolandırıcı, İtalya’da sıra dışı bir iş alınca zenginlerin ayrıcalıklı dünyasına adım atar.
Japonya’da 1600 yılında geçen dizinin iki sezonunun daha yolda olduğu biliniyor. Dizide, Lord Yoshii Toranaga, yakındaki bir balıkçı köyünde mahsur kalmış gizemli bir Avrupa gemisi bulunduğunda hayatı için savaşmak zorunda kalır.
Robert Downey Jr., Sandra Oh ve Hoa Xuande gibi isimlerin başrollerini paylaştığı dizi HBO imzası taşıyor.
Dizi, boşanma aşamasında olan ve randevusunun reddedildiğine inanmayı reddeden bir öğretmen olan Diarra Brickland’i (Kilpatrick) konu alıyor.
İngiliz bilimkurgu dizisi, birçok ilke imza atarak kendini bir kez daha yeniden yarattı.
Dizi, profesyonel futbolun en eski kulüplerinden biri olan Wrexham AFC’nin iki Hollywood oyuncusu Ryan Reynolds ve Rob McElhenney tarafından satın alınmasını ve yönetimini konu alıyor.
Dizi, efanevi Las Vegas komedyeni Deborah Vance ile bir genç arasında oluşan karanlık akıl hocalığını konu alıyor.
Komedyen John Mulaney, birçok komedyenin şehirde olduğu bir hafta boyunca Los Angeles’ı keşfediyor.
Donald Glover ile Francesca Sloane’un başrollerini paylaştığı dizi, maceralı ve romantizm dolu bir hikaye sunuyor.
Queenie Jenkins, Londra’nın güneyinde iki kültür arasında yaşayan ve ikisine de tam anlamıyla dahil olamayan kadındır.
HBO imzalı dizinin yeni sezonunda Liz Danvers (Jodie Foster) ve eski ortağı Evangeline Navarro (Kali Reis), kaybolan sekiz erkeğin nasıl ve neden kaybolduğunu araştırıyor.
Kadınlardan oluşan punk grubu müzik ve komediyi bir araya getiriyor.
Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali’nde, “Tosca” operası sanatseverlerle buluştu.
Mersin Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünce (MDOB) opera tarihinin önemli isimlerinden İtalyan Giacomo Puccini’nin bestelediği Tosca operası, Efes Antik Tiyatro’da sanatseverlerin beğenisine sunuldu. “Tosca” operasında, görevini kişisel hırs ve çıkarları için kullanmaktan çekinmeyen polis müdürü Scarpia ve baskıcı rejim karşıtı ressam Cavaradossi ile hayatını aşkına ve sanatına adamış, duygularının esiri opera şarkıcısı Tosca arasında yaşanan olaylar anlatılıyor.
Dünyada en çok sahnelenen operalar arasında yer alan “Tosca” operasında, orkestra şefi Andrea Francesco Solinas yönetimindeki İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü Orkestrası ile çocuk korosu ve koro şefi Anıl Aydın yönetimindeki MDOB Korosu yer aldı. MDOB rejisörü Kenan Korbek’in sahneye koyduğu eserde, Tosca rolünde Antalya Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü solist sanatçısı deneyimli soprano Nurdan Küçükekmekçi, Cavaradossi rolünde ünlü tenor Enrique Ferrer, Scarpia rolünde ise deneyimli bariton Caner Akgün oynadı. 7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali, 13 Temmuz’da Zorba balesiyle sona erecek.
Oscar’da En İyi Film dahil beş ödül kazanan 2000 yapımı Gladyatör filmi, Ridley Scott imzasıyla yeniden beyazperdeye dönüyor. Filmden ilk görüntüler yayınlandı. “Maximus” karakterine hayat veren Russell Crowe ise filmde olmayacak. İşte filmin resmi afişleri ve filmde dair merak edilenler…
İlk filmde Maximus karakterine hayat veren Avustralyalı oyuncu Russel Crowe ise yeni Gladyatör filminde yer almayacak.
“Gladyatör 2” filminin kadrosunda Paul Mescal, Denzel Washington, Barry Keoghan ve Joseph Quinn gibi isimler yer alıyor.
Filmin başrol oyuncusu Paul Mescal, ilk Gladyatör filmindeki Lucilla’nın oğlu Lucius’un yetişkin versiyonunu canlandırıyor.
Pedro Pascal ise Marcus Acacius adındaki bir generali canlandırıyor.
Filmin 22 Kasım 2024’te vizyona girmesi planlanıyor.
Daha önce üç kez lenf kanserini yenen ancak tekrar kansere yakalanan usta sanatçı Özkan Uğur 8 Temmuz 2023’te hayatını kaybetti. Vefatıyla sanat dünyasını yasa boğan Uğur, 69 yaşındaydı. Uğur’la birlikte birçok projeye imza atan Cem Yılmaz, sanatçının ölüm yıl dönümünde duygusal bir mesaj paylaştı. YIlmaz gibi birçok isim, Uğur’u vefatının yıl dönümünde andı.
Uğur’a 2013 yılında lenf kanseri teşhisi konulmuştu. Üç kez lenf kanserini yenen ancak tekrar kansere yakalanan Uğur, yoğun bakıma alınmış ve entübe edilmişti.
Cem Yılmaz, X hesabında Uğur’un fotoğrafını “Kalbimizdesin Özkan abim” notuyla paylaştı.
VİDEO: Cem Yılmaz’dan Özkan Uğur’a veda mesajı
“Sen gideli bir yıl oldu… Bize bir asır gibi geldi Koca bir ömrü birkaç fotoğrafa sığdırmak ne acı Yerin o kadar büyük ki kalbimizde hala yasın tutuyoruz 365 gündür her gün her gece Güllerin içinde ‘GÜL BİZE. Canım Özkan’ım…”
Daha önce üç kez lenf kanserini yenen ancak tekrar kansere yakalanan usta sanatçı Özkan Uğur 8 Temmuz 2023’te hayatını kaybetti. Vefatıyla sanat dünyasını yasa boğan Uğur, 69 yaşındaydı. Uğur’la birlikte birçok projeye imza atan Cem Yılmaz, sanatçıyı ölüm yıl dönümünde duygusal bir mesajla andı.
Uğur’a 2013 yılında lenf kanseri teşhisi konulmuştu. Üç kez lenf kanserini yenen ancak tekrar kansere yakalanan Uğur, yoğun bakıma alınmış ve entübe edilmişti.
Uğur ile G.O.R.A, Yahşi Batı, Pek Yakında ve Ari v 216 gibi yapımlarda birlikte rol alan Cem Yılmaz, Uğur’u ölüm yıl dönümünde yaptığı paylaşımla andı.
Cem Yılmaz, X hesabında Uğur’un fotoğrafını “Kalbimizdesin Özkan abim” notuyla paylaştı.
Anadolu’dan kaçırılmış ve dünyanın dört bir yanına dağılmış kültür varlıkları birer birer yuvalarına geri dönüyor. Türkiye, dosyalar, deliller, akademik yazışmalar ve davalarla her alanda mücadele vererek kaçırılmış kültür varlıklarının peşinde. Tarih Avcıları’nın 2. bölümünde Elmalı Sikkelerinin Türkiye geri dönüşü anlatıldı. Tarih Avcıları her cuma 21.00’de NTV’de.
Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali’nde Wolfgang Amadeus Mozart’ın ünlü operası Figaro’nun Düğünü eserinin ilk temsili gerçekleşti.
İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından festival seyircisine özel olarak ilk kez sahnelenen Mozart’ın ünlü operası Figaro’nun Düğünü, Efes Antik Tiyatro’da sanatseverlerle buluştu. Orkestra şefi Tulio Gagliardo Varas yönetimindeki İzmir Devlet Opera ve Balesi Orkestrası, izleyicileri tarihler arası keyifli bir yolculuğa çıkardı. DOB Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Tan Sağtürk, burada yaptığı konuşmada, festivalin dördüncü eserini tarihi atmosferde sahnelemenin heyecan ve mutluluk verici olduğunu söyledi. Çocuklar ve gençler öncelikli olmak üzere toplumda opera ve bale ile tanışmayan kimse kalmaması için çalıştıklarını dile getiren Sağtürk, çok güzel bildirimler aldıklarını kaydetti. 7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali’nde izleyici rekoru kırmaya devam ettiklerini belirten Sağtürk, “Festivalimizde de izleyici rekorları kırmaya devam ediyoruz. Çok mutluyuz. Bu akşam Mozart’ın ünlü Figaro’nun Düğünü operasını Efes Antik Tiyatro’nun binlerce yıllık atmosferinde izleyeceğiz. Mozart’ın aristokrasiyi hicvederek anlattığı eseri, komik opera olarak sınıflandırılıyor.” diye konuştu. Eseri, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir Kültür ve Turizm Müdürü Fahrettin Kerem Çevik de izledi. Festival, 13 Temmuz’da Mikis Theodorakis’in müzikleri ile enerji ve tutkunun dansla buluştuğu Zorba balesiyle sona erecek.
Anadolu’dan kaçırılmış ve dünyanın dört bir yanına dağılmış kültür varlıkları birer birer yuvalarına geri dönüyor. Türkiye, dosyalar, deliller, akademik yazışmalar ve davalarla her alanda mücadele vererek kaçırılmış kültür varlıklarının peşinde. Tarih Avcıları’nın 1. bölümünde Afrodisias Antik Kenti’nden kaçırılan tarihi eserlerin Türkiye geri dönüşü anlatıldı. Tarih Avcıları her cuma 21.00’de NTV’de.
