Arama: Kadın & Moda

Kadın kategorisinde genel olarak Moda başta olmak üzere Kadın’a dair her şey yer almaktadır.

Rafadan Tayfa: Kapadokya 
gişenin yeni lideri oldu (27-29 Aralık 2024 Türkiye gişe rakamları)

Animasyon türündeki Rafadan Tayfa: Kapadokya vizyondaki ilk haftasında 375 bin 937 seyirci tarafından izlenerek gişenin zirvesine yerleşti. Animasyon türündeki bir başka yapım Moana 2 ise gişedeki başarısını sürdürüyor. İşte 27-29 Aralık hafta sonu Türkiye gişe rakamları…

5. Evcilik
8.141
4. Mufasa: Aslan Kral
25.577
3. Çakallarla Dans 7
40.296
2. Moana 242.540
1. Rafadan Tayfa: Kapadokya
375.937
Read More

Bağlamanın teliyle hayallere yolculuk: Ömer'in ilham veren hikayesi

Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencisi Ömer Barut, ifade güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi zorluklarla mücadele ederken bağlamaya olan tutkusu ve azmiyle örnek bir başarı hikayesi yazıyor. Babasının desteği ve kendi kararlılığıyla müzikte emin adımlarla ilerleyen Ömer Barut, gelecekte Türk müziğine katkı sağlamayı hedefliyor.

Elazığ’da yaşayan 21 yaşındaki Ömer Barut, müzikle iç içe geçen yaşamıyla ve azmiyle örnek bir başarı hikayesi yazıyor.
Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuvarı 2. sınıf öğrencisi olan Ömer, 13 yaşında tanıştığı bağlamayla hayatına yön verdi. Bağlama çalmayı adeta bir tutku haline getiren genç yetenek, hem müzikteki başarısıyla hem de karşılaştığı zorlukları aşma iradesiyle dikkat çekiyor.
İfade etme güçlüğü ve dikkat dağınıklığı hastalığıyla mücadele eden genç müzisyen, bu durumun hedeflerine ulaşmasına engel olmadığını herkese kanıtlıyor. Azmi, çalışkanlığı ve babası Hakan Barut’un desteği, Ömer’i hayallerine bir adım daha yaklaştırıyor.
Bağlama çalmaya başladığı günden bu yana hayatını müziğe adadığını dile getiren Ömer Barut, ”Konservatuvar 2. sınıf öğrencisiyim. Müziği çok seviyorum. Müzik benim yaşam gıdam. Bağlamada yeteneğim vardı, bundan ötürü bağlamayı seçtim. Bağlamayı da çala çala ilerledim. Hocalarımdan ve okulumdan memnunum. Allah, emeği geçen bütün hocalarımıza razı olsun. Başarılı bir süreç geçirmeye de devam edeceğim. Bundan sonra mezun olana kadar bu yolda devam etmeyi düşünüyorum. İleride Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı veya üniversitede hoca olarak yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Hedeflerim bunlar” dedi.
Ömer’in hem yeteneğini hem de karakterini anlatan sınıf arkadaşlarından Miraç Ozan, ”Ömer çok güzel, kibar ve beyefendi bir insan. Sevdiğimiz bir arkadaşımız. Konuşması, sohbeti çok doyumsuz. Birlikte bağlama çalıyoruz. Genel olarak güzel geçiyor. Bağlama konusunda da Ömer’in yeteneği var” şeklinde konuştu.
Ömer’in en büyük destekçisi olan aynı zamanda oğlunun müzikle kurduğu güçlü bağa tanıklık eden babası Hakan Barut ise onun başarısıyla gurur duyduğunu belirterek, ”Oğlumla gurur duyuyorum. Oğlum gerçekten çok başarılı. Çok gayret gösteriyor. Hocaları ve arkadaşları kendisinden memnun. Bu gayretinden dolayı oğlumu tebrik ediyorum. Fırsat buldukça Ömer’le takılıyoruz. Hocalarından durumunu takip ediyorum. Gayet iyi olduğu, derslerinden bayağı başarılı olduğunu söylüyorlar. Bağlamaya karşı aşırı bir yeteneği var. Başarılarının devamını diliyorum” diye konuştu.
Read More

Bruce Willis'in eşinden duygusal paylaşım

Afazi ve demans hastalığıyla mücadele eden ve sinemayı bırakmak zorunda kalan ünlü aksiyon yıldızı Bruce Willis uzun süredir gözlerden uzak. Willis’in eşi Emma Heming, 17’nci evlilik yıl dönümünde yaptığı duygusal paylaşımla adından söz ettirdi.

Aksiyon filmlerinin önde gelen isimlerinden Bruce Willis’e beynin bazı bölgelerinde meydana gelen işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkan konuşma, konuşulanı anlama ve okuma – yazma gibi becerileri etkileyen afazi hastalığı teşhisi konulmuştu.
Hastalığı nedeniyle oyunculuğu bırakan ve gözlerden uzak yaşayan Bruce Willis, ardından frontotemporal demans hastalığıyla mücadele etmeye başladı.
Oyuncuya teşhis konulmasının ardından ailesi sosyal medyada Willis ile ilgili sık sık paylaşım yapıyor.
Oyuncunun eşi Emma Heming de bu isimlerden biri.
46 yaşındaki Heming ile Willis, 29 Aralık’ta 17’nci yıl dönümlerini kutladı.
Eşiyle fotoğrafını paylaşan Heming, duygusal mesajıyla dikkat çekti. Heming “17’nci yılımız… Yıl dönümleri eskiden heyecan getirirdi. Şimdi, dürüst olmak gerekirse, tüm duyguları harekete geçiriyor, kalbimde sanki bir ağırlık var” ifadelerini kullandı.
Willis’in sağlık durumu hakkında sık sık sosyal medya hesabında açıklama yapan Heming sözlerine şöyle devam etti:
“Kendime ‘Neden o, neden biz?’ diye oturup öfkelenmek ve kederlenmek için 30 dakika verdim. Sonra tüm bu duyguları üzerimden atıp var olana geri dönüyorum. Hayatımdaki var olan şey ise koşulsuz sevgi. Bunu bildiğim için kendimi kutsanmış hissediyorum ve bunun sebebi o. Bunu hiç düşünmeden tekrar tekrar yapardım.”
Heming, Town and Country adlı dergiye verdiği röportajda Willis’in sağlık durumuna dair açıklamalarda bulunmuştu. Heming “Bu hastalık yanlış teşhis ediliyor, gözden kaçırılıyor, yanlış anlaşılıyor, bu yüzden sonunda bir tanıya varmak ve ‘frontotemporal demans’ın ne olduğunu öğrenebilmem ve çocuklarımızı eğitebilmem için çok önemliydi” dedi.
Heming, aktörün hastalığını çocuklarından saklamadığını “Onlar için hiçbir şeyi yumuşatmaya çalışmadım. Bruce’un yıllar içindeki değişimini gördüler. Onları bundan korumaya çalışmıyorum” ifadeleriyle dile getirdi.
Bir terapist ile görüşen Heming, “Bu hastalık kronik, sürekli ilerliyor ve ölümcül” dedi. Ancak Heming çocuklarıyla bu hastalığın ölümcül tarafı hakkında konuşmak istemediğini söylüyor.
“Tedavisi yok. Çocuklarım, babalarının iyi olmayacağını biliyor. Babaları iyileşmeyecek bu nedenle onları bu farkındalıkla yetiştiriyorum” diyen Willis’in eşi “Demansın tüm ailemizi alt etmesine izin vermeyeceğim. Bruce bunu istemezdi. Ailemiz için savaştığımı, biraz umut beslediğimi görecekler” diyerek sözlerini tamamladı.
Emma Heming aynı zamanda Willis’in Demi Moore ile eviliğinden dünyaya gelen üç kızının üvey annesi.
Öte yandan Bruce Willis’in 30 yaşındaki kızı Tallulah evleniyor.  Willis’in, Demi Moore ile evliliğinden dünyaya gelen kızı Tallulah müzisyen Justin Acee ile nişanlandı.
Willis evlilik teklifi aldığı anları sosyal medya hesabında takipçileriyle paylaştı. Bruce Willis ile Demi Moore’un  Rumer (36) ve Scout (33) adında iki kızı daha bulunuyor.
90’lı yıllara damga vuran “Ghost” filmiyle yıldızı parlayan Demi Moore, katıldığı bir programda eski eşi Bruce Willis hakkında konuştu. CNN kanalına konuk olan Moore, Willis’in sağlık durumu hakkında “Durumu göz önünde bulundurulduğunda şu anda her şey oldukça stabil” ifadelerini kullandı.
“KİMSENİN BAŞINA GELMESİNİ İSTEMEM”
62 yaşındaki oyuncu sözlerine “Bunu daha önce de paylaştım, ama bunu gerçekten çok içtenlikle söylüyorum, bu durumla başa çıkan herkesin, bu hastalıkla mücadele eden kişilerle aynı noktada buluşması çok önemli” diye devam etti.
“Yani açıkçası çok zor bir durum ve kimsenin başına gelmesini istemem. Ortada büyük bir kayıp var” diyen usta oyuncu, böylesine zor bir durumdan bile güzel şeylerin çıkabileceğine inandığını söyledi.
1987 ile 2000 yılları arasında evli olan Wilis ve Moore’un Rumer, Scout ve Tallulah adında üç kızı bulunuyor. 2009 yılında evlenen Heming ve Willis’in ise Mabel ve Evelyn adında iki kızı var.
Bruce Willis’in Heming ile kurduğu aileyle sık sık bir  araya gelen Demi Moore’un, Willis’in eşi Emma Heming ile çok iyi anlaştığı biliniyor.
Birlikteliklerinden üç kızı olan eski eşler Demi Moore ve Bruce Willis, yakın arkadaş olarak ilişkilerini sürdürüyor.
Read More

Persefone grubu ilk kez Türkiye'ye geliyor

Progresif metal grubu Persefone, ilk kez Türkiye’ye geliyor. Özellikle son yıllarda dünya metal müzik sahnesinde adından sıkça söz ettiren Persefone, 25 Ocak’ta İstanbul’da sahnede olacak.

2001 yılında kurulan Persefone, Türkiye’de ilk kez sahne almaya hazırlanıyor. Grup, İstanbul ve Ankara’da müzikseverlerle buluşacak.

“Spiritual Migration”, “Aathma” ve son albümleri “Metanoia”yla da büyük beğeni kazanan topluluk, konser performanslarıyla da dinleyicilerine unutulmaz anlar yaşatacak.

PERSEFONE HAKKINDA Andorra’nın dünyaya en büyük kültür ihracı olan, metal müzikte yenilikçi çizgileri, sınırları zorlayan yaklaşımlarıyla büyük beğeni toplayan Persefone’ye, iki konserde de İstanbullu progressive metal topluluğu Alkera, konuk grup olarak eşlik edecek.

Bu yıl çıkardıkları “Zamanın Ötesinde” albümleriyle dikkat çeken ve kısa süre önce Symphony X konserindeki performanslarıyla metal müzikseverlerin radarına giren Alkera, Persefone öncesi de seyirciyi ateşleyecek. 25 Ocak’ta IF Performance Hall’da, 26 Ocak’ta ise Ankara 6:45 sahnesinde konuk olacak Metal müzik arenasında kendine özgü bir tarza sahip olan Andorralı Persefone, metal müzikseverlerin hafızalarında yıllar sonra bile hatırlanacak konser performanslarına imza atmak için geliyor. 

Read More

Refik Anadol: 2025 yılında yapay zeka önemli bir değişime yol açacak

Yeni medya sanatçısı Refik Anadol, dünyanın ilk yapay zeka sanatları müzesi “Dataland”in ilk projesine ilişkin, “Bu yapay zeka sistemi, dünya devlerinden geri kalmayacak seviyede kompleks bir sistem. Bu sistemde dörtten fazla büyük dil modeli aynı anda bizim için dinleyebiliyor, konuşabiliyor, paylaşabiliyor, internette arayabiliyor, sorduğumuz soruyu derinleştirebiliyor.” ded

Refik Anadol Studio‘nun hazırladığı müze kapsamında Living Encyclopedia (Yaşayan Ansiklopedi): Large Nature Model (LNM) oluşturuldu.

Dataland, LNM projesi ve yapay zekanın gelişimine ilişkin açıklamada bulunan Anadol, sanat dünyasının uzun süredir dijital sanatı kör noktaya yerleştirdiğini belirterek, “Benim gibi sanatçılar bilgisayar, yazılım, veri, yapay zeka kullanan kişiler, genelde sanat dünyasından bir şekilde kopmuş bir haldeydi. Sanıyorum projelerimizin yarattığı en büyük faydalardan bir tanesi de özellikle dijital sanatları hayal eden insanların önünü açması oldu. Eşim Efsun’la beraber biz de Dataland Müzesi ile hayali olan sanatçılara dijital sanatların daha iyi anlaşılması, gösterilmesi ve eserlerin sergilenmesi için bir imkan sağladık.” ifadelerini kullandı. “NİYETİM YAPAY ZEKAYI 21. YÜZYILDA BİR ANSİKLOPEDİ OLARAK KULLANMAK”

Anadol, müzenin yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu aktararak, bu süre içinde hem mekan tasarımlarını hem de arka planda yatan yapay zekayı ürettiklerini söyledi. Üretim sürecinde ise hem etik veri hem de çevreye zararı olmayan bilişim gücünü kullandıklarının altını çizen Anadol, “Özellikle Google ekibiyle yaptığımız iş ortaklığı sayesinde geri dönüşebilir enerjiyle çalışan bir servisi kullanarak, doğaya zarar vermeden, doğayı en iyi ifade edebilen yapay zekayı üretmeye çalıştık.” diye konuştu. Refik Anadol, büyük müze ve kurumlardan 500 milyondan fazla veriyi etik olarak topladıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Bunun içerisinden 2,5 milyon tanesi, tek tek ekibim tarafından kontrol edilerek, onaylanmış bir veri setine dönüştürüldü. Daha sonra bu veri seti, geçtiğimiz hafta beta sürümünü kullanıma açtığımız Yaşayan Ansiklopedi ismiyle ilk defa izleyicimizle buluştu. Yaklaşık 3 bin kişi şu an deniyor. Niyetim yapay zekayı 21. yüzyılda bir ansiklopedi olarak kullanmak.” “YAŞAYAN ANSİKLOPEDİ, DÜNYA DEVLERİNDEN GERİ KALMAYACAK BİR SİSTEM”

Dataland Müzesi’ni Los Angeles şehir merkezinde konumlandırdıklarını söyleyen Refik Anadol, “Walt Disney Konser Salonu, The Broad Müzesi, MOCA Müzesi gibi Los Angeles’ın en güçlü kültür koridoru olarak bilinen bir yolun üzerindeyiz. Bina, mimar Frank Gehry’e ait bir tasarım olan The Grand LA. Gehry, bu yapıyı tasarlarken herhangi bir bina olmasını değil içerisinde geleceğe dair kültür barındırmasını hayal etmiş. Burada öyle bir hayal gücünü fiziksel dünyaya yansıtmaya çalıştık ki; herkes bu müzenin şehre katacağı değerin farkında.” değerlendirmesinde bulundu. Anadol, müzenin ilk sergisinde yağmur ormanlarına dair bir veri seti kullanacaklarını ifade ederek, Şubat 2025’te bu projenin devamı niteliğinde bir başka projeyi Türkiye için hazırlayacaklarını dile getirdi. Dataland’in ilk projesi Yaşayan Ansiklopedi’nin “ChatGPT”, “Sora” ve “Midjourney” gibi yapay zeka araçlarıyla rekabet edebileceğine dikkati çeken Anadol, projeye dair şu bilgileri verdi: “Müzeyi fiziksel olarak kuruyoruz ama özellikle burada niyetim sadece bir fiziksel deneyim değil. Bu yapay zekanın anlaşılabilir, okunabilir, duyulabilir, görülebilir olmasını hayal ediyordum. Bu yüzden ekibimle beraber, bir yıldır LNM adıyla yeni sistemi kodladık. Bu yapay zeka sistemi, dünya devlerinden geri kalmayacak seviyede kompleks bir sistem. Google ve Nvidia ekibinin de çok büyük desteğini aldık. Bu sistemde dörtten fazla büyük dil modeli aynı anda bizim için dinleyebiliyor, konuşabiliyor, paylaşabiliyor, internette arayabiliyor, sorduğumuz soruyu derinleştirebiliyor. LNM, üç etkileşim modu sunuyor. Araştırma modunda ayrıntılı ekosistemlere dalabilir, gerçek zamanlı hava durumu simülasyonlarını keşfedebilir ve çevresel verilerle etkileşim kurabilirsiniz. Oluşturma modu’nda, metin istemlerine dayalı olarak flora, fauna ve mantarların bilimsel doğru görüntülerini üretebilirsiniz. Dream mode ise gelişen manzaralar, görseller ve doğa sesleri arasında meditatif bir yolculuk sunar; sakinlik ve bağlantı için bir alan yaratır.”

“ÜZÜLDÜĞÜM ANLARDAN BİRİYDİ, ÖDÜLÜMÜ ALMAYA GİDEMEMİŞTİM” LNM’yi düşünen bir ansiklopedi olarak tanımlayan Anadol, “Sanat üretirken yapay zekaya ‘düşünen fırça’ diyordum. Şimdi de düşünen bir ansiklopedi, düşünen bir kitap, düşünen bir defter, düşünen bir kütüphane diyebiliriz.” diye konuştu. Sanatçı Anadol, LNM’nin okullarda da kullanılabileceğine işaret ederek, “Hayatta, doğada, araştırmalarda kullanabilir. Çünkü daha çok eğitim kaygısı olan bir platform, çıkış noktası ‘araştırma’ olan bir hayal. Dolayısıyla o meşhur yapay zeka araçlarının hiçbirinde bu bahsettiğimiz veriler olmadığı ve bu eğitim sistemine sahip olmadıkları için zaten aynısını da yapamıyorlar.” dedi. Projeyi duyurduktan sonra çok güzel geri dönüşler aldığını belirten Anadol, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da sosyal medya hesabından duyurmuş. Haberim yoktu. Sabah uyandığımda internette bayağı pozitif yorumlar geldiğini görünce fark ettim. Çok sevindim.” ifadelerini kullandı. Anadol, dijital sanat alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü kazandığında ödül törenine katılamadığı için çok üzüldüğüne de değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzüldüğüm anlardan biriydi, Kültür Nişanı ödülümü almaya gidememiştim. O sırada Amazon yağmur ormanlarında bu projenin verilerini topluyorduk. O yüzden gelememiştim Ankara’ya, Annem ödülü almaya gitmişti. O günden beri ifade etmek istiyordum; aslında orada olmama sebebim herhangi bir durum değil. Gerçekten de Amazon ormanlarının derinliklerinde yerel halkla veri topluyorduk. İnternetten uzakta, bir veri toplama sürecine giriyoruz. O yüzden kaçırmış, gelememiştim. Hayli uzak bir mesafedeydim. 44 saatlik bir uçuş uzaklığındaydık ama çok sevinmiştim. Bu ödül benim için çok anlamlıydı. Özellikle dijital sanat alanında ülkemizi hem temsil etmek hem de böyle bir ödülle onurlandırılmak, hayatım için muazzam bir motivasyon oldu.” “MUAZZAM BİR RÖNESANSIN İÇİNDEYİZ”

Küresel iklim krizine karşı duyarlılığa dair Türkiye’de kamu kurumlarıyla da ortak projeler yapmaktan memnun olacağını vurgulayan Anadol, “Bence şu an bu yapay zekanın gelişiminde o yolları birleştirmek çok önemli. Büyük kurumların böyle kompleks fikirlere destek olması çok önemli. İnanın, çok zor bu araştırmalar çünkü hiçbir kısa yolu yok.” şeklinde konuştu. Art Review dergisi tarafından belirlenen sanat dünyasının en etkili 100 ismi listesine giren Refik Anadol, sözlerini şöyle tamamladı: “Dijital sanat alanında o listede olabilmek, ülkemizi temsil etmek benim için çok kıymetli. 2025 yılında özellikle dünyada ve ülkemizde yapay zekanın önemli bir değişime yol açacağını düşünüyorum. Muazzam bir Rönesans’ın içindeyiz. Bence hiç tahmin edemediğimiz kadar kompleks ve insanlığa iyi geleceğini düşündüğüm çok fazla gelişmeyi arka arkaya yaşayacağımızı öngörüyorum. Hastalıklar dahil, dünyadaki birçok probleme çözüm bulabiliriz. 2025 yılının herkese mutluluk, ilham ve umut sağlaması hayal ediyorum.”

Read More

2024 yılının en çok kazanan 10 filmi

Dijital platformlar ile sinema salonlarının kıyasıya rekabete girdiği 2024 yılında pek çok yapım izleyiciyle buluştu. İşte Box Office Mojo verilerine göre 2024 yılında dünyada en çok hasılat yapan filmler ve hasılatları…

10. Beterböcek Beterböcek
451 milyon dolar
9. Venom: Son Dans
475 milyon dolar
8. Kung Fu Panda 4
547 milyon dolar
7. Godzilla x Kong: The New Empire
571 milyon dolar
6. Wicked
580 milyon dolar
5. Dune: Çöl Gezegeni Bölüm 2
714 milyon dolar
4. Moana 2
806 milyon dolar
3. Çılgın Hırsız 4
969 milyon dolar
2. Deadpool ve Wolverine1,3 milyar dolar
1. Ters Yüz 2 1,6 milyar dolar
Read More

Oscar ödüllü oyuncu Denzel Washington papazlık ruhsatı aldı

Son olarak Gladyatör 2 filminde rol alan Oscar ödüllü aktör Denzel Washington, kilisede aldığı dini eğitimin ardından papazlık ruhsatı aldı.

Kariyeri boyunca birbirinden başarılı birçok yapıma imza atan Oscar ödüllü usta oyuncu Denzel Washington, papazlık ruhsatı aldı.
Son olarak Ridley Scott imzalı Gladyatör 2 filminde rol alan Denzel Washington, 70’inci doğum gününe günler kala New York’taki bir kilisede düzenlenen törenle vaftiz edildikten sonra papaz oldu.
Facebook’ta canlı yayınlanan törende Washington, beyaz bir cübbe giydi. Washington, 28 Aralık’ta 70 yaşına girmek üzere olduğunu belirterek “Biraz zaman aldı ama buradayım” dedi.
Törenin ilerleyen saatlerinde Washington’a kilise tarafından bir papaz ruhsatı verildi.. Bu ruhsat sayesinde Washington’ın düğün gibi küçük dini törenlerde görev alabilecek.
Kasım ayında Esquire ile yaptığı bir röportajda Washington, inancını açıkça dile getirmenin zorluklarından da bahsetmişti.
Oyuncu “Böyle konuşup Oscar kazanamazsın. Böyle konuşup parti yapamazsın. Bu şehirde bunu söyleyemezsin… Bu şehirde bundan bahsedilmiyor. Bundan bahsedilmiyor… Moda değil. Seksi değil. Ama bu Hollywood’daki insanların inanmadığı anlamına gelmiyor” ifadelerini kullandı.
Oyuncu Gladyatör 2 filmindeki rolüyle Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında aday gösterildi.
ALTIN KÜRE ADAYLAR
Read More

Milli Kütüphaneye 66 ilden erişim sağlanabilecek

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Kütüphanenin 25 milyon poz dijitalleştirme yaptığını belirterek, “Milli Kütüphaneye ya da e-Devlet üzerinden şehrinizdeki halk kütüphanesine üye olun, Milli Kütüphanenin dijital arşivine ulaşın.” ifadesini kullandı.

Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ankara’dan Adıyaman’a Milli Kütüphanenin artık herkesin yanında olduğunu, Milli Dijital Kütüphane Projesi ile bilgiye erişimin çok daha kolaylaştığını belirtti. Ersoy, “Yazılı, görsel ve işitsel materyallerle zenginleşen bu eşsiz koleksiyon, Türkiye’nin her köşesine bilgi taşıyor. 25 milyon poz dijitalleştirme yapıldı. Türkiye genelinde 66 il ve ilçe merkezinde yer alan halk kütüphanelerimizden erişim sağlanabilmekte. Milli Kütüphaneye ya da e-Devlet üzerinden şehrinizdeki halk kütüphanesine üye olun, Milli Kütüphanenin dijital arşivine ulaşın.” ifadesini kullandı. MİLLİ DİJİTAL KÜTÜPHANE ERİŞİM İSTASYONLARI KURULDU

Bakanlıktan konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Milli Dijital Kütüphane Projesi, dijitalleştirme çalışmalarına bir çerçeve ve vizyon kazandırarak bilgi kaynaklarının erişilebilirliğini artırmayı hedefliyor. Proje ile Milli Kütüphanenin dijital ikizi oluşturularak, Türkiye’nin dört bir yanındaki halk kütüphanelerinden Milli Kütüphane erişilebilir hale getirilecek. 2015’den bu yana yürütülen dijitalleştirme çalışmaları çerçevesinde Milli Kütüphane arşivlerindeki milyonlarca kaynak dijital ortama aktarılıyor. Bu kapsamda yaklaşık 25 milyon poz çekim işlemi tamamlandı. Görsel ve işitsel materyallerin dijitalleştirme süreci de hızla devam ediyor. Proje kapsamında kurulan Milli Dijital Kütüphane Erişim İstasyonları, il ve ilçe halk kütüphanelerinde hizmete sunuldu. Bu istasyonlar, Milli Kütüphaneye ya da şehrindeki halk kütüphanesine üyelik işlemlerini tamamlayan kullanıcıların, milyonlarca dijitalleştirilmiş kaynağa erişimini mümkün kılıyor. Kullanıcılar eğer üye değillerse üyelik işlemleri şehirlerindeki halk kütüphanelerinden ya da e-Devlet üzerinden kolayca tamamlanabilecek. Üyeler, araştırmalarını hem Ankara’daki Milli Kütüphane İbn-i Sina Okuyucu Salonu’nda hem de Adıyaman’dan Zonguldak’a kadar 66 il ve ilçede bulunan halk kütüphaneleri aracılığıyla gerçekleştirebilecek. Öne çıkan kütüphaneler arasında Adıyaman, Afyonkarahisar Gedik Ahmet Paşa, Antalya Tekelioğlu, İstanbul Orhan Kemal ve İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi de yer alıyor. Milli Kütüphanenin hızlandırılan dijitalleştirme çalışmalarıyla dijital arşivi büyümeye devam ederken, erişim sağlanabilecek halk kütüphanelerinin sayısı da artırılıyor. Araştırmacılar ve kullanıcılar, sürekli genişleyen bu dijital kaynak havuzundan faydalanabilecek.

Read More

Şarkıcı Ebru Polat avukatlığa geri döndü!

Avukatlık mesleğine döndüğünü açıklayan şarkıcı Ebru Polat, mesleğe döner dönmez sosyal medyadan ismini kullanarak dolandırıcılık yapan çetenin peşine düştü. Polat, “Uzun bir aradan sonra mesleğe geri döndüm ve döner dönmez çok büyük bir dolandırıcılık çetesinin üzerine çöktük ve bir dolandırıcılık çetesini çökertiyoruz. Haklarında soruşturma başlatıldı” dedi.

Şarkıcı Ebru Polat, ismini kullanarak insanları sosyal medyada dolandıran çete üyelerini yakalatmak için avukatlık mesleğine döndüğünü açıkladı.
İddialara göre, bazı sosyal medya hesapları üzerinden evden çalışarak para kazanma vaadiyle çok sayıda kişiyi dolandıran çete üyeleri son olarak sanatçı Ebru Polat’ın da ismini kullanarak birçok kişiye ulaştı.
“Ebru Polat da destekçimiz, arkamızda” gibi ifadelerle tuzağına düşürdükleri kişilerin güvenini kazanan dolandırıcılar, mağdur kişilerden malzeme gönderme vaadiyle 500 lira ödeme yapmalarını, ardından evlerine ürünleri göndereceklerini söyledi.
Ancak dolandırıcıların talep ettiği rakamlar, ‘kargo parası’ adı altında giderek arttı. Hayranlarının bu durumu Ebru Polat’a iletmesi üzerine harekete geçen Polat, hesap sahiplerine ulaşmaya çalıştı.
Ancak dolandırıcıların Polat’ı engellemesiyle bu girişim sonuçsuz kaldı. Polat savcılığa giderek hesap sahipleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Uzun bir aradan sonra mesleğe geri döndüğünü belirten Polat, “Mesleğe geri döndüm ve döner dönmez çok büyük bir dolandırıcılık çetesinin üzerine çöktük ve bir dolandırıcılık çetesini çökertiyoruz. Haklarında soruşturma başlatıldı. Özellikle ev hanımlarını hedef alan, ‘Evinizde sabun paketleyeceğiz ama bu paketlemeden önce güven açısından bizlere 500 lira kapora yatırmanız gerekir’ diyen bir çete var.
Özellikle diyor ki, ‘Evden çalışacaksınız, 500 lira yatıracaksınız ve biz size ardından ürünleri göndereceğiz.’ Ürünleri gönderdiklerinde de bir anda emrivaki şekilde ‘Size ürün gönderdik, kargo parası tuttu, 4 bin lirada öyle göndermeniz gerek’ diyorlar. Siz diyorsunuz ki ama böyle bir şey yok. ‘500 lira istemiştiniz, 4 bin lira gönderemem’ dediğiniz andan itibaren de tehditler başlıyor.
Tehditler de şu şekilde; ‘O 4 bin lirayı göndermezsen hakkınızda yasal işlem başlatacağız, evine icra göndereceğiz’ tarzı konuşan bir dolandırıcılık çetesi. Yaklaşık 2 yıldır bunlar varmış, çok kişi mağdur edilmiş. Yüzlerce ama nedense bugüne kadar bir şey olmamış. Bu dolandırıcılık çetesinin yaptığı bir hata oldu, sayfasında beni paylaştı. Biliyorsunuz, ben aynı zamanda sanatçıyım” ifadelerini kullandı.
Polat açıklamlarına şöyle devam etti:
“Beni Photoshop yaparak paylaştı ve dedi ki bu ‘Ebru Polat bizim en büyük destekçimiz’, tabii avukat olduğumu bilmiyordu. Hemen sevenlerim bana mesaj attılar, Ebru Hanım böyle bir durum var güvenebilir miyiz buraya diye. Sakın dedim güvenmeyin bunlar dolandırıcı, hiçbir şekilde tanımıyorum, bu Photoshop’tan hiç haberim yok. Sakın güvenmeyin deyip birçok kişiyi de bu durumdan kurtardım. Ardından da hemen gelip şikayette bulunup haklarına soruşturma başlattık. Artık kendilerine geçmiş olsun diyoruz çünkü yakında yakalanmaları an meselesidir. Kimler olduğuna kadar tespit ettik.”
Read More

Beyonce NFL devre arası gösterisinde tarih yazdı!

Grammy ödüllü ünlü şarkıcı Beyonce, NFL (Amerikan Ulusal Futbol Ligi) devre arası gösterisinde unutulmaz bir şova imza attı. Kızıyla birlikte sahneye çıkan Beyonce, ödüle doymayan “Cowboy Carter” albümünün hit parçalarını ilk kez canlı seslendirdi.

2024 yılına Cowboy Carter albümüyle damga vuran ünlü şarkıcı Beyonce, Netflix’in ilk NFL Noel yayınında (NFL Christmas Gameday) sahne aldı.
Amerikalı şarkıcı 25 Aralık’ta, Houston Texans-Baltimore Ravens ve Kansas City Chiefs-Pittsburgh Steelers takımları arasındaki maçların devre arası gösterisinde müzikseverlerle buluştu.
Sürpriz isimlerin de dahil olduğu bu unutulmaz şov, 43 yaşındaki Beyonce’nin memleketi Houston’daki NRG Stadyumu’nda gerçekleşti.
32 Grammy ödüllü şarkıcı, müzik listelerinde zirveden inmeyen Cowboy Carter albümündeki parçaları ilk kez canlı seslendirdi.
“16 Carriages”, “Blackbird”, “Levii’s Jeans” ve “Texas Hold’Em” gibi şarkılarını seslendiren Beyonce’yi sahnede Shaboozey ve Post Malone yalnız bırakmadı.
Geçtiğimiz yıl annesini konser turnesinde yalnız bırakmayan ve dans figürleriyle sosyal medyada gündem olan Beyonce’nin kızı Blue Ivy de sahnedeki yerini aldı.
Beyonce, 2013 yılında Super Bowl Devre Arası gösterisinde tarihe geçen bir performansa imza attı, 2016 yılında ise Coldplay grubu sahnedeyken hayranlarına sürpriz yapatı.
Read More