Animasyon türündeki Rafadan Tayfa: Kapadokya vizyondaki ilk haftasında 375 bin 937 seyirci tarafından izlenerek gişenin zirvesine yerleşti. Animasyon türündeki bir başka yapım Moana 2 ise gişedeki başarısını sürdürüyor. İşte 27-29 Aralık hafta sonu Türkiye gişe rakamları…
Arama: Kadın & Moda
Kadın kategorisinde genel olarak Moda başta olmak üzere Kadın’a dair her şey yer almaktadır.
Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencisi Ömer Barut, ifade güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi zorluklarla mücadele ederken bağlamaya olan tutkusu ve azmiyle örnek bir başarı hikayesi yazıyor. Babasının desteği ve kendi kararlılığıyla müzikte emin adımlarla ilerleyen Ömer Barut, gelecekte Türk müziğine katkı sağlamayı hedefliyor.
Afazi ve demans hastalığıyla mücadele eden ve sinemayı bırakmak zorunda kalan ünlü aksiyon yıldızı Bruce Willis uzun süredir gözlerden uzak. Willis’in eşi Emma Heming, 17’nci evlilik yıl dönümünde yaptığı duygusal paylaşımla adından söz ettirdi.
Progresif metal grubu Persefone, ilk kez Türkiye’ye geliyor. Özellikle son yıllarda dünya metal müzik sahnesinde adından sıkça söz ettiren Persefone, 25 Ocak’ta İstanbul’da sahnede olacak.
2001 yılında kurulan Persefone, Türkiye’de ilk kez sahne almaya hazırlanıyor. Grup, İstanbul ve Ankara’da müzikseverlerle buluşacak.
“Spiritual Migration”, “Aathma” ve son albümleri “Metanoia”yla da büyük beğeni kazanan topluluk, konser performanslarıyla da dinleyicilerine unutulmaz anlar yaşatacak.
PERSEFONE HAKKINDA Andorra’nın dünyaya en büyük kültür ihracı olan, metal müzikte yenilikçi çizgileri, sınırları zorlayan yaklaşımlarıyla büyük beğeni toplayan Persefone’ye, iki konserde de İstanbullu progressive metal topluluğu Alkera, konuk grup olarak eşlik edecek.
Bu yıl çıkardıkları “Zamanın Ötesinde” albümleriyle dikkat çeken ve kısa süre önce Symphony X konserindeki performanslarıyla metal müzikseverlerin radarına giren Alkera, Persefone öncesi de seyirciyi ateşleyecek. 25 Ocak’ta IF Performance Hall’da, 26 Ocak’ta ise Ankara 6:45 sahnesinde konuk olacak Metal müzik arenasında kendine özgü bir tarza sahip olan Andorralı Persefone, metal müzikseverlerin hafızalarında yıllar sonra bile hatırlanacak konser performanslarına imza atmak için geliyor.
Yeni medya sanatçısı Refik Anadol, dünyanın ilk yapay zeka sanatları müzesi “Dataland”in ilk projesine ilişkin, “Bu yapay zeka sistemi, dünya devlerinden geri kalmayacak seviyede kompleks bir sistem. Bu sistemde dörtten fazla büyük dil modeli aynı anda bizim için dinleyebiliyor, konuşabiliyor, paylaşabiliyor, internette arayabiliyor, sorduğumuz soruyu derinleştirebiliyor.” ded
Refik Anadol Studio‘nun hazırladığı müze kapsamında Living Encyclopedia (Yaşayan Ansiklopedi): Large Nature Model (LNM) oluşturuldu.
Dataland, LNM projesi ve yapay zekanın gelişimine ilişkin açıklamada bulunan Anadol, sanat dünyasının uzun süredir dijital sanatı kör noktaya yerleştirdiğini belirterek, “Benim gibi sanatçılar bilgisayar, yazılım, veri, yapay zeka kullanan kişiler, genelde sanat dünyasından bir şekilde kopmuş bir haldeydi. Sanıyorum projelerimizin yarattığı en büyük faydalardan bir tanesi de özellikle dijital sanatları hayal eden insanların önünü açması oldu. Eşim Efsun’la beraber biz de Dataland Müzesi ile hayali olan sanatçılara dijital sanatların daha iyi anlaşılması, gösterilmesi ve eserlerin sergilenmesi için bir imkan sağladık.” ifadelerini kullandı. “NİYETİM YAPAY ZEKAYI 21. YÜZYILDA BİR ANSİKLOPEDİ OLARAK KULLANMAK”
Anadol, müzenin yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu aktararak, bu süre içinde hem mekan tasarımlarını hem de arka planda yatan yapay zekayı ürettiklerini söyledi. Üretim sürecinde ise hem etik veri hem de çevreye zararı olmayan bilişim gücünü kullandıklarının altını çizen Anadol, “Özellikle Google ekibiyle yaptığımız iş ortaklığı sayesinde geri dönüşebilir enerjiyle çalışan bir servisi kullanarak, doğaya zarar vermeden, doğayı en iyi ifade edebilen yapay zekayı üretmeye çalıştık.” diye konuştu. Refik Anadol, büyük müze ve kurumlardan 500 milyondan fazla veriyi etik olarak topladıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Bunun içerisinden 2,5 milyon tanesi, tek tek ekibim tarafından kontrol edilerek, onaylanmış bir veri setine dönüştürüldü. Daha sonra bu veri seti, geçtiğimiz hafta beta sürümünü kullanıma açtığımız Yaşayan Ansiklopedi ismiyle ilk defa izleyicimizle buluştu. Yaklaşık 3 bin kişi şu an deniyor. Niyetim yapay zekayı 21. yüzyılda bir ansiklopedi olarak kullanmak.” “YAŞAYAN ANSİKLOPEDİ, DÜNYA DEVLERİNDEN GERİ KALMAYACAK BİR SİSTEM”
Dataland Müzesi’ni Los Angeles şehir merkezinde konumlandırdıklarını söyleyen Refik Anadol, “Walt Disney Konser Salonu, The Broad Müzesi, MOCA Müzesi gibi Los Angeles’ın en güçlü kültür koridoru olarak bilinen bir yolun üzerindeyiz. Bina, mimar Frank Gehry’e ait bir tasarım olan The Grand LA. Gehry, bu yapıyı tasarlarken herhangi bir bina olmasını değil içerisinde geleceğe dair kültür barındırmasını hayal etmiş. Burada öyle bir hayal gücünü fiziksel dünyaya yansıtmaya çalıştık ki; herkes bu müzenin şehre katacağı değerin farkında.” değerlendirmesinde bulundu. Anadol, müzenin ilk sergisinde yağmur ormanlarına dair bir veri seti kullanacaklarını ifade ederek, Şubat 2025’te bu projenin devamı niteliğinde bir başka projeyi Türkiye için hazırlayacaklarını dile getirdi. Dataland’in ilk projesi Yaşayan Ansiklopedi’nin “ChatGPT”, “Sora” ve “Midjourney” gibi yapay zeka araçlarıyla rekabet edebileceğine dikkati çeken Anadol, projeye dair şu bilgileri verdi: “Müzeyi fiziksel olarak kuruyoruz ama özellikle burada niyetim sadece bir fiziksel deneyim değil. Bu yapay zekanın anlaşılabilir, okunabilir, duyulabilir, görülebilir olmasını hayal ediyordum. Bu yüzden ekibimle beraber, bir yıldır LNM adıyla yeni sistemi kodladık. Bu yapay zeka sistemi, dünya devlerinden geri kalmayacak seviyede kompleks bir sistem. Google ve Nvidia ekibinin de çok büyük desteğini aldık. Bu sistemde dörtten fazla büyük dil modeli aynı anda bizim için dinleyebiliyor, konuşabiliyor, paylaşabiliyor, internette arayabiliyor, sorduğumuz soruyu derinleştirebiliyor. LNM, üç etkileşim modu sunuyor. Araştırma modunda ayrıntılı ekosistemlere dalabilir, gerçek zamanlı hava durumu simülasyonlarını keşfedebilir ve çevresel verilerle etkileşim kurabilirsiniz. Oluşturma modu’nda, metin istemlerine dayalı olarak flora, fauna ve mantarların bilimsel doğru görüntülerini üretebilirsiniz. Dream mode ise gelişen manzaralar, görseller ve doğa sesleri arasında meditatif bir yolculuk sunar; sakinlik ve bağlantı için bir alan yaratır.”
“ÜZÜLDÜĞÜM ANLARDAN BİRİYDİ, ÖDÜLÜMÜ ALMAYA GİDEMEMİŞTİM” LNM’yi düşünen bir ansiklopedi olarak tanımlayan Anadol, “Sanat üretirken yapay zekaya ‘düşünen fırça’ diyordum. Şimdi de düşünen bir ansiklopedi, düşünen bir kitap, düşünen bir defter, düşünen bir kütüphane diyebiliriz.” diye konuştu. Sanatçı Anadol, LNM’nin okullarda da kullanılabileceğine işaret ederek, “Hayatta, doğada, araştırmalarda kullanabilir. Çünkü daha çok eğitim kaygısı olan bir platform, çıkış noktası ‘araştırma’ olan bir hayal. Dolayısıyla o meşhur yapay zeka araçlarının hiçbirinde bu bahsettiğimiz veriler olmadığı ve bu eğitim sistemine sahip olmadıkları için zaten aynısını da yapamıyorlar.” dedi. Projeyi duyurduktan sonra çok güzel geri dönüşler aldığını belirten Anadol, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da sosyal medya hesabından duyurmuş. Haberim yoktu. Sabah uyandığımda internette bayağı pozitif yorumlar geldiğini görünce fark ettim. Çok sevindim.” ifadelerini kullandı. Anadol, dijital sanat alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü kazandığında ödül törenine katılamadığı için çok üzüldüğüne de değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzüldüğüm anlardan biriydi, Kültür Nişanı ödülümü almaya gidememiştim. O sırada Amazon yağmur ormanlarında bu projenin verilerini topluyorduk. O yüzden gelememiştim Ankara’ya, Annem ödülü almaya gitmişti. O günden beri ifade etmek istiyordum; aslında orada olmama sebebim herhangi bir durum değil. Gerçekten de Amazon ormanlarının derinliklerinde yerel halkla veri topluyorduk. İnternetten uzakta, bir veri toplama sürecine giriyoruz. O yüzden kaçırmış, gelememiştim. Hayli uzak bir mesafedeydim. 44 saatlik bir uçuş uzaklığındaydık ama çok sevinmiştim. Bu ödül benim için çok anlamlıydı. Özellikle dijital sanat alanında ülkemizi hem temsil etmek hem de böyle bir ödülle onurlandırılmak, hayatım için muazzam bir motivasyon oldu.” “MUAZZAM BİR RÖNESANSIN İÇİNDEYİZ”
Küresel iklim krizine karşı duyarlılığa dair Türkiye’de kamu kurumlarıyla da ortak projeler yapmaktan memnun olacağını vurgulayan Anadol, “Bence şu an bu yapay zekanın gelişiminde o yolları birleştirmek çok önemli. Büyük kurumların böyle kompleks fikirlere destek olması çok önemli. İnanın, çok zor bu araştırmalar çünkü hiçbir kısa yolu yok.” şeklinde konuştu. Art Review dergisi tarafından belirlenen sanat dünyasının en etkili 100 ismi listesine giren Refik Anadol, sözlerini şöyle tamamladı: “Dijital sanat alanında o listede olabilmek, ülkemizi temsil etmek benim için çok kıymetli. 2025 yılında özellikle dünyada ve ülkemizde yapay zekanın önemli bir değişime yol açacağını düşünüyorum. Muazzam bir Rönesans’ın içindeyiz. Bence hiç tahmin edemediğimiz kadar kompleks ve insanlığa iyi geleceğini düşündüğüm çok fazla gelişmeyi arka arkaya yaşayacağımızı öngörüyorum. Hastalıklar dahil, dünyadaki birçok probleme çözüm bulabiliriz. 2025 yılının herkese mutluluk, ilham ve umut sağlaması hayal ediyorum.”
Dijital platformlar ile sinema salonlarının kıyasıya rekabete girdiği 2024 yılında pek çok yapım izleyiciyle buluştu. İşte Box Office Mojo verilerine göre 2024 yılında dünyada en çok hasılat yapan filmler ve hasılatları…
Son olarak Gladyatör 2 filminde rol alan Oscar ödüllü aktör Denzel Washington, kilisede aldığı dini eğitimin ardından papazlık ruhsatı aldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Kütüphanenin 25 milyon poz dijitalleştirme yaptığını belirterek, “Milli Kütüphaneye ya da e-Devlet üzerinden şehrinizdeki halk kütüphanesine üye olun, Milli Kütüphanenin dijital arşivine ulaşın.” ifadesini kullandı.
Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ankara’dan Adıyaman’a Milli Kütüphanenin artık herkesin yanında olduğunu, Milli Dijital Kütüphane Projesi ile bilgiye erişimin çok daha kolaylaştığını belirtti. Ersoy, “Yazılı, görsel ve işitsel materyallerle zenginleşen bu eşsiz koleksiyon, Türkiye’nin her köşesine bilgi taşıyor. 25 milyon poz dijitalleştirme yapıldı. Türkiye genelinde 66 il ve ilçe merkezinde yer alan halk kütüphanelerimizden erişim sağlanabilmekte. Milli Kütüphaneye ya da e-Devlet üzerinden şehrinizdeki halk kütüphanesine üye olun, Milli Kütüphanenin dijital arşivine ulaşın.” ifadesini kullandı. MİLLİ DİJİTAL KÜTÜPHANE ERİŞİM İSTASYONLARI KURULDU
Bakanlıktan konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Milli Dijital Kütüphane Projesi, dijitalleştirme çalışmalarına bir çerçeve ve vizyon kazandırarak bilgi kaynaklarının erişilebilirliğini artırmayı hedefliyor. Proje ile Milli Kütüphanenin dijital ikizi oluşturularak, Türkiye’nin dört bir yanındaki halk kütüphanelerinden Milli Kütüphane erişilebilir hale getirilecek. 2015’den bu yana yürütülen dijitalleştirme çalışmaları çerçevesinde Milli Kütüphane arşivlerindeki milyonlarca kaynak dijital ortama aktarılıyor. Bu kapsamda yaklaşık 25 milyon poz çekim işlemi tamamlandı. Görsel ve işitsel materyallerin dijitalleştirme süreci de hızla devam ediyor. Proje kapsamında kurulan Milli Dijital Kütüphane Erişim İstasyonları, il ve ilçe halk kütüphanelerinde hizmete sunuldu. Bu istasyonlar, Milli Kütüphaneye ya da şehrindeki halk kütüphanesine üyelik işlemlerini tamamlayan kullanıcıların, milyonlarca dijitalleştirilmiş kaynağa erişimini mümkün kılıyor. Kullanıcılar eğer üye değillerse üyelik işlemleri şehirlerindeki halk kütüphanelerinden ya da e-Devlet üzerinden kolayca tamamlanabilecek. Üyeler, araştırmalarını hem Ankara’daki Milli Kütüphane İbn-i Sina Okuyucu Salonu’nda hem de Adıyaman’dan Zonguldak’a kadar 66 il ve ilçede bulunan halk kütüphaneleri aracılığıyla gerçekleştirebilecek. Öne çıkan kütüphaneler arasında Adıyaman, Afyonkarahisar Gedik Ahmet Paşa, Antalya Tekelioğlu, İstanbul Orhan Kemal ve İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi de yer alıyor. Milli Kütüphanenin hızlandırılan dijitalleştirme çalışmalarıyla dijital arşivi büyümeye devam ederken, erişim sağlanabilecek halk kütüphanelerinin sayısı da artırılıyor. Araştırmacılar ve kullanıcılar, sürekli genişleyen bu dijital kaynak havuzundan faydalanabilecek.
Avukatlık mesleğine döndüğünü açıklayan şarkıcı Ebru Polat, mesleğe döner dönmez sosyal medyadan ismini kullanarak dolandırıcılık yapan çetenin peşine düştü. Polat, “Uzun bir aradan sonra mesleğe geri döndüm ve döner dönmez çok büyük bir dolandırıcılık çetesinin üzerine çöktük ve bir dolandırıcılık çetesini çökertiyoruz. Haklarında soruşturma başlatıldı” dedi.
Grammy ödüllü ünlü şarkıcı Beyonce, NFL (Amerikan Ulusal Futbol Ligi) devre arası gösterisinde unutulmaz bir şova imza attı. Kızıyla birlikte sahneye çıkan Beyonce, ödüle doymayan “Cowboy Carter” albümünün hit parçalarını ilk kez canlı seslendirdi.