Arama: Kadın & Moda

Kadın kategorisinde genel olarak Moda başta olmak üzere Kadın’a dair her şey yer almaktadır.

Glastonbury 2024'te neler yaşandı? Çocukluk hayalini gerçekleştirenler, boş alanda konser verenler...

Dünyanın en büyük müzik festivallerinden biri olarak görülen ve her yıl İngiltere’de düzenlenen Glastonbury Festivali, bu yıl da unutulmaz anlara sahne oldu. İşte Dua Lipa’nın inanılmaz bir sahne performansına imza attığı, Geleceğe Dönüş yıldızı Michael J. Fox’un Coldplay’e eşlik ettiği Glastonbury Festivali’nde yaşananlar…

Bu yıl 26 Haziran – 30 Haziran 2023 tarihleri arasında düzenlenen dünyaca ünlü Glastonbury Festivali, birbirinden ünlü müzisyenlere ev sahipliği yaptı. İşte Glastonbury’den yansıyanlar..
“00 bin seyircinin alandan izlediği ve BBC ekranlarından canlı yayınlanan festivalde Coldplay grubu sahne aldı. Konser devam ederken sahneye “Geleceğe Dönüş” ile tanınan ünlü oyuncu Michael J. Fox sahneye geldi. Uzun yıllardır Parkinson hastalığıyla mücadele eden Michael J. Fox, tekerlekli sandalye ile sahneye çıktı.
Ünlü oyuncu, “Fix You” ve “Humankind” isimli şarkılarda gitarıyla Coldplay’e eşlik etti.
Arnavut asıllı İngiliz şarkıcı Dua Lipa, çocukluğundan beri Glastonbury’de sahne almanın hayalini kurduğunu söyledi.
28 yaşındaki şarkıcı “Levitating”, “Be The One”, “One Kiss” ve “Houdini” gibi hit parçalarını seslendirdi.
İLK KEZ FESTİVALDE
2000’li yıllara damga vuran Amerikalı şarkıcı Avril Lavigne ilk kez Glastonbury’de sahne aldı.Şarkıcı “Buraya gelmemin 22 yıl almasına inanamıyorum. Zamanı gelmişti” dedi.
SZA’NIN ZOR ANLARIGrammy ödüllü şarkıcı SZA ise iddialara göre Madonna teklifleri reddedince Glastonbury’de sahne aldı.
3yaşındaki şarkıcı konser esnasında bazı teknik aksaklıklar yaşadı ve şarkıcının dinleyicilerle iletişim kurmaması ile eleştirilere yol açtı. Şarkıcı “Bugün çok gergindim” diyerek hayranlarına seslendi.
ALAN BOŞ KALDI
İngiltere- Slovakya karşılaşmasının da aynı gün olması nedeniyle çok fazla kişi futbol maçını izlemek için alandan ayrıldı. Şarkıcı boş alana konser vermek durumunda kaldı.
Öte yandan, dünya listelerinde zirveden inmeyen şarkıcının festival kitlesine çok uygun olmadığına dair yorumlar yapıldı.
Read More

Yeşilçam'ın usta ismi Kartal Tibet vefatının ikinci yılında anılıyor

“Senede Bir Gün”, “Karaoğlan-Altay’dan Gelen Yiğit”, “Bir Millet Uyanıyor”, “Fatih’in Fedaisi”, ” Küçük Hanımefendi”, “Tarkan” ve “Yumurcak”ın da aralarında olduğu 200 kadar film ve dizide rol alan Kartal Tibet’in vefatının üzerinden üç yıl geçti.

Usta oyuncu, yönetmen ve senarist Kartal Tibet, öğretmen anne-babanın çocuğu olarak 27 Mart 1938’de Ankara’da dünyaya geldi. Henüz 10 yaşındayken Ankara Çocuk Radyosunun temsillerine katılan sanatçı, Radyo Çocuk Kulübü’nde “Ayşe Abla” piyeslerinde başrol konuşmaya başladı. Ardından Devlet Tiyatrolarındaki yetişkin oyunlarında çocuk rollerinde sahneye çıktı.

Sanatçı, okuduğu şiirle ilk, orta, lise ve üniversitelerarası düzenlenen yarışmalarda Ankara birincisi oldu.

KARAOĞLAN İLE YEŞİLÇAM’A ADIM ATTI

Kartal Tibet, Ankara Koleji’nin ardından, beden eğitimi öğretmenliği yaptı. Bir süre sonra ise babasının isteğiyle hukuk fakültesini bitirerek avukat oldu. Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ne giren sanatçı, mezun olduğu 1960’ta Albert Camus’un yazıp, Mahir Canova’nın sahneye koyduğu bir oyunda rol aldı. Sanatçı, 1961’de kuruluşunda yer aldığı Ankara’nın ilk özel tiyatrosu Meydan Sahnesi’nde 4 piyes yönetti, 20 oyunda rol aldı. Bu yılları “Kendi işimi kendi yapma arzum vardı. Çünkü daha gençtim ve başarılı olamazsam Devlet Tiyatrosu beni bekliyordu.” ifadeleriyle aktaran Tibet, Suat Yalaz’ın teklifiyle “Karaoğlan: Altay’dan Gelen Yiğit” adlı filmde Yeşilçam’a adım attı. Gündüz Sencer ile 1963’te evlenen sanatçının, 1964’te Kanat, 1973’te Kumru adını verdiği çocukları dünyaya geldi.

“TARKAN” ROLÜYLE ÜN KAZANDI

Dönemin jönlerinden Cüneyt Arkın’ın çizgi roman karakterleri “Malkoçoğlu” ve “Kara Murat” olarak seyircinin karşısına çıkması, bu tür macera filmlerinin popülerliğini arttırdı. Karaoğlan’ın Orta Asya’da başlayan serüvenleri, Kartal Tibet’in başrolü üstlendiği 1966 yapımı “Karaoğlan: Baybora’nın Oğlu”, “Karaoğlan: Camoka’nın İntikamı”, 1967 yapımı “Karaoğlan: Bizanslı Zorba”, “Karaoğlan: Yeşil Ejder” ve 1972 yapımı “Karaoğlan Geliyor” adlı filmlerle devam etti.

Usta oyuncu daha sonra Sezgin Burak’ın çizdiği “Tarkan” karakterinin, 1969’da çekilen sinema uyarlamasında rol aldı. Tarkan’ı canlandıran sanatçı, 1970’te “Tarkan: Gümüş Eyer”, 1971’de “Tarkan: Viking Kanı”, 1972’de “Tarkan: Altın Madalyon” ve 1973’te “Tarkan: Güçlü Kahraman” filmlerinde oynadı. Kartal Tibet, izleyicilerin yoğun ilgi gösterdiği seri filmlerin yanı sıra “Sancakbeyi Murad”, “Bir Osmanlı Savaşçısı”, “Bağdat’ta Bir Hırsız” ve “İngiliz Kemal” filmlerinde de rol aldı. “Sarmaşık Gülleri” ve “Boş Çerçeve” gibi sayısız melodramda da başrol oynayan sanatçı, “Zambaklar Açarken” ve “Çalıkuşu” gibi pek çok romanın uyarlamasında da yer aldı.

20’DEN FAZLA KEMAL SUNAL FİLMİ YÖNETTİ

Kartal Tibet, 1977’de “Tosun Paşa”, filminde yönetmen koltuğuna oturdu ve başrolünde Kemal Sunal’ın oynadığı 20’nin üzerinde filme imza attı. Toplam 56 yapımı yöneten sanatçı, verdiği bir röportajda, “Yönetmenlik, dramatik yapıyı anlayıp sahneyi halka en basit anlayacağı şekilde anlatabilmektir. Yani kamerayı çarpıtmak, oraya buraya koymak, birtakım oyunlarla farklı yönlere döndürmek, dolly kullanmak (kameranın ileri-geri, sağa ve sola doğru bir mekanizma aracılığıyla kaydırılması) gibi teknikleri kullanınca seyirci ‘Ne güzel film’ demiyor. Bana göre sinemada bir numaralı önemli şey, hikayenin doğru olmasıdır. Ne anlatıyorsun, nasıl anlatıyorsun? Yönetmen bunun için önemli. Halk hikaye seyreder, konusu ne diye sorar” dedi. Genelde toplumsal sorunlara eğilen Tibet, ahlaken yozlaşmış politikacılara ve haksızlıklara başkaldıran basit insanların komik hikayelerini işleyen filmler yönetti. Şener Şen ve Kemal Sunal ile 1980’lerin ikinci yarısından itibaren komik ancak dram yönü ağır basan toplumsal içerikli filmlere imza attı.

“GIRGIRİYE” İLE KENDİNE ÖZGÜ TARZINI ORTAYA KOYDU

Kartal Tibet, gişe rekorları kıran filmlerin ardından 1990’larda televizyon döneminin başlamasıyla, çok sevilen “Süper Baba”, “Yasemince”, “Emret Komutanım” ve “Ah Bir Zengin Olsam” adlı dizilerin yönetmenliğini üstlendi. 2000’li yıllarda, Türk sineması klasiklerini yeniden canlandırma isteğiyle “Hababam Sınıf Merhaba” (2003) ve “Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu” (2006) filmlerini yönetti. Hülya Koçyiğit yaptığı bir açıklamada, Tibet’in yönetmenliğinden övgüyle söz ederek, “Kartal Tibet, oyuncuyu çok iyi tanır, karaktere nüfuz etmesini sağlar. Çok başarılı ve eğitmen bir kişiliktir” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Sanatçıya, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde 2002’de “Yaşam Boyu Onur Ödülü”, 2006’da ise “Yıldırım Önal Anı Ödülü” verildi.

“Gol Kralı”, “Davaro”, “Çarıklı Milyoner”, “Şabaniye”, “Sosyete Şaban”, “Şendul Şaban”, “Deli Deli Küpeli”, “Arkadaşım ve Ben”, “Öğretmen”, “Uyanık Gazeteci” ve “Duygu Çemberi” filmlerinin senaryosunu kaleme alan Tibet’in rol aldığı ve yönettiği yapımlardan bazıları şöyle: “Hıçkırık”, “Ölmeyen Aşk”, “Çalıkuşu”, “Kanunsuz Yol”, “Siyah Gül”, “Ölünceye Kadar”, “Paşa Kızı”, “Sefiller”, “Kanun Namına”, “Sevemez Kimse Seni”, “Seven Ne Yapmaz”, “Deli Murat”, “Erkekler Ağlamaz”, “Şabaniye”, “Tosun Paşa”, “Sultan”, “Şark Bülbülü”, “Umudumuz Şaban”, “Gırgıriyede Şenlik Var”, “Davaro”, “Çarıklı Milyoner”, “Yasemince”, “Keloğlan-Süperoğlan”, “Emret Komutanım”, “Dünyayı Kurtaran Adam’ın Oğlu”

Read More

7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali başladı

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali, Kuğu Gölü Balesi ile başladı.

7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali, Kuğu Gölü Balesi ile başladı. Müdürlükten yapılan açıklamaya göre, bestesi ünlü sanatçı Piyotr İlyiç Çaykovski’ye ait Kuğu Gölü balesi, orkestra şefi Tolga Taviş yönetimindeki İzmir Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşliğinde Volkan Ersoy ve Armağan Davran’ın koreografisi ile Efes Antik Tiyatro’da sahnelendi. Eseri, antik tiyatroyu dolduran 4 bin civarında kişi izledi.Rus koreograflar Marius Petipa ve Lev Ivanov’un adımlarından yola çıkarak sahnelenen ve gerçek aşkın gücünü balenin zarafeti ile sahneye taşıyan eserde, İzmir Devlet Opera ve Balesi Bale Topluluğu ile Berlin Devlet Balesi başdansçıları Iana Salenko ve Marian Walter de yer aldı. 7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali, 13 Temmuz’da sona erecek.

Read More

7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali yarın başlayacak

Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Tan Sağtürk, ​​​​​​​7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali’nin 29 Haziran-13 Temmuz arasında gerçekleştirileceğini söyledi.

Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Tan Sağtürk, Bornova Kültür ve Sanat Merkezi’nde Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcısı Volkan Ersoy ve İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürü ve Sanat Yönetmeni Tolga İyiuyarlar ile basın toplantısı düzenledi. Sağtürk, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl 7’ncisini düzenledikleri Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali’nin bu yılki programında 2 opera, 2 bale, 2 müzikal ve 1 çocuk operasının yer aldığını belirtti. Efes Antik Tiyatro’da sahnelenecek 7 eserde 5 yabancı konuk sanatçının sahnede olacağını dile getiren Sağtürk, festivalin açılışının klasik balenin yıldız eseri Kuğu Gölü ile yapılacağını aktardı. Kuğu Gölü’nün Efes Antik Tiyatro’nun muhteşem atmosferinde sahneleneceğini belirten Sağtürk, “Kuğu Gölü balesinde yabancı konuk sanatçılarımız Berlin Devlet Balesi baş dansçıları Lana Salenko ve Marian Walter sahnede olacaklar.” diye konuştu. Festival programında ilk kez çocuklara yönelik bir eserin yer aldığını dile getiren Sağtürk, şöyle konuştu: “Bu hassasiyetin özellikle üstünde duruyoruz. Çocuklarımızı sanatla buluşturmayı çok önemsiyoruz. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya ve Samsun’da bulunan 6 il müdürlüğümüz, sanat sezonumuz boyunca eğitim programları düzenleyerek çocuklarımızı opera evlerimizde konuk ettiler. Çocuklarımız kostüm atölyesinden, bale salonuna, sahneden dekor atölyelerine kadar sahne sanatlarının hem en gelişmiş hem de en çok emek isteyen dalları olan opera ve baleyi çok yakından tanıma fırsatı buldular. Çocuklarımızı sanatla buluşturma vizyonumuzu festivallerimize de taşıdık. 7. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali’nde bu yıl ilk defa çocuklar için de bir eser yer alıyor. Bornova Kültür ve Sanat Merkezi Necdet Aydın sahnesinde 30 Haziran Pazar günü 14.00’te Barış Ormanı adlı çocuk operamızın prömiyer temsili sahnelenecek.” Sağtürk, sevilen şarkılarının hala hafızalarda yer aldığı Hisseli Harikalar Kumpanyası müzikalinin, 2 Temmuz saat 21.00’de Samsun Devlet Opera ve Balesi tarafından İzmir Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşliğinde sahneleneceğini aktardı. Sağtürk, festival seyircisine özel olarak ilk kez Wolfgang Amadeus Mozart’ın ünlü operası Figaro’nun Düğünü eserinin 5 Temmuz saat 21.00’de prömiyerini gerçekleştireceğini, 7 Temmuz saat 21.00’de Evita müzikalinin festival seyircisinin beğenisine sunulacağını, 10 Temmuz saat 21.00’de dünyaca ünlü Tosca operasının sahneleneceğini, 13 Temmuz saat 21.00’de ​​​​​​​Ege’nin ünlü hikayesini sahneye taşıyan, Mikis Theodorakis’in müzikleri ile enerji ve tutkunun dansla buluştuğu Zorba balesinin festivalin kapanış eseri olacağını söyledi. Türkiye Kültür Yolu Festivali, İstanbul Opera ve Bale Festivali ve Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali’nde çok büyük bir ilgiyle karşı karşıya olduklarını belirten Sağtürk, “Büyük bir teveccüh var. İlginin giderek artması her yıl biraz daha üste çıkması elbette ki bizlere enerji veriyor.” dedi.​​​​​​​

Read More

Azerbaycanlı ressam Azizli yaptığı yemek maketleriyle müze oluşturdu

Azerbaycanlı ressam Mansur Azizli, yaptığı yemek maketleriyle müze oluşturdu.  Azizli “Turistler, Şeki’ye birkaç günlük geliyor ve az kaldıkları için tüm yemekleri tadamıyorlar ama müzemi ziyaret edenler, tadamadıkları yemeklerin nasıl göründüğünü öğreniyor.” dedi.

Tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü Şeki şehrinde 60 yaşındaki Azizli, kendisine tahsis edilen müzede Azerbaycan mutfağından yemek, tatlı ve içeceklerin maketlerini sergiliyor. Azizli’nin el işçiliğiyle plastik, karton ve silikon gibi çeşitli materyallerden yaptığı maketler, iştah açıcı görünümleriyle müzenin ziyaretçileri tarafından ilgiyle inceleniyor. Boyutu, kompozisyonu ve tasarımıyla gerçek yemeklere birebir benzeyen maketleri görenler sahte olduklarına inanmıyor. Müzede kebaplardan pilavlara, tencere yemeklerinden tatlılara, salatalardan içeceklere kadar yaklaşık 100 yemek maketi bulunduran Azizli, hedeflerini AA muhabirine anlattı. Aldığı eğitimle uzun yıllar profesyonel ressamlık yaptığını belirten Azizli, televizyonlardaki yemek programlarının artması ve gösterilen ilgi dolayısıyla yemeklerin maketlerini üretmeye karar verdiğini söyledi.Azizli, ilk olarak Şeki’ye özgü helvanın tepsi içindeki maketini yaptığını ve helva satılan dükkanlardan birine ön vitrinde sergilenmesi için verdiğini söyledi. Başlarken sadece Şeki’ye özgü yemeklerin maketlerini yapmayı planladığını, çalışmalarını Azerbaycan mutfağı üzerinde yoğunlaştırdığını anlatan Azizli, “Bu işe 2019’da başladım. Şimdi Şeki’ye gelen misafirler müzemi ziyaret ediyor. Turistler, Şeki’ye birkaç günlük geliyor ve az kaldıkları için tüm yemekleri tadamıyorlar ama müzemi ziyaret edenler, tadamadıkları yemeklerin nasıl göründüğünü öğreniyor.” dedi. “Maketleri zaman zaman hem Şeki’de hem de şehir dışında sergiliyorum. Turistler, tatmak için izin istiyor ve müsaade ediyorum. Yemek istediklerinde gerçek olmadığını anlıyorlar. Beni aşçı zannedip yemek tarifi soranlar oluyor.” şeklinde konuşan Azizli, Azerbaycan mutfağından yemeklerin maketlerinin bulunduğu müzeyi dünya mutfağıyla zenginleştirmeyi hedeflediğini sözlerine ekledi.

Read More

Old Masters Evening müzayedesinin basın önizlemesi düzenlendi

Sotheby Müzayede Evi, “Old Masters Evening” başlıklı açık artırmada satışa sunulacak eserleri tanıttı.

İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Sotheby Müzayede Evi’nde 3 Temmuz’da gerçekleşecek olan Old Masters Evening başlıklı açık artırmanın basın önizlemesi düzenlendi.

Sergilenen eserler arasında, Botticelli, and Studio, The Virgin and Child, with a landscape beyond isimli eser de yer aldı.

Read More

Michael Jackson'ın ölmeden önce milyonlarca dolar borcu olduğu ortaya çıktı

2009 yılında hayatını kaybeden Michael Jackson’ın ardında 500 milyon dolar borç bıraktığı ortaya çıktı.

“Popun Kralı” Michael Jackson’ın hayatını konu alan “Michael” filmi için meraklı bekleyiş devam ederken şarkıcı hakkında yeni bilgiler ortaya çıktı. People dergisinin elde ettiği mahkeme belgelerine göre, 50 yaşında hayatını kaybeden Michael Jackson’ın milyonlarca dolar borcu vardı.
TURNEYE ÇIKACAKTI
25 Haziran 2009’da yaşamını yitiren şarkıcı, ölümünden bir gün önce “This Is It” adlı turnesinin kıyafet provasındaydı. Şarkıcı “This Is It” adlı turnesiyle müziğe dönüş yapmayı planlıyordu. Turne için Londra’daki 02 Arena’da 50 konser planlanmıştı. Ancak turne başlayamadan şarkıcı hayatını kaybetti.
Şarkıcının turne hazırlığı esnasında aşırı harcamalar yapmaktan kaçınmadığı belirtildi.
Belgelere göre, Jackson’ın mirasından elde edilen paranın, avukatlara 2018 yılındaki hukuki hizmetler ve diğer masraflar için tazminat olarak kullanılması talep ediliyor.
Jackson’ın öldüğünde birçok eyalet ve ülkede de farklı davalarla karşı karşıya olduğu belirtildi. Dosyada, 65’ten fazla alacaklının iddiasının dosyalandığı ve bunun da daha fazla davaya yol açtığı belirtildi. Ancak davaların çoğunun uzlaşma ile sona erdiği belirtiliyor.
Jackson, 50 yaşında Los Angeles’taki malikanesinde öldü. Jackson’ın görkemli kariyeri boyunca 13 Grammy ödülü kazandı ve 400 milyondan fazla albüm satışına imza attı.
Read More

Marilyn Monroe'nun son günlerini geçirdiği ev

Hollywood’un efsanevi aktrislerinden Marilyn Monroe’nun Los Angeles’taki evi “kent simgesi” ilan edildi. 36 yaşında aşırı dozdan hayatını kaybeden yıldız, bu evde son günlerini geçirmişti.

İkonik oyuncu Marilyn Monroe’nun Los Angeles’ın Brentwood semtindeki evinin yıkılması planlanıyordu. Monroe’nun evi, Los Angeles Kent Konseyi tarafından tarihi kültürel anıt adaylığı kapsamında onaylandı.
Ev artık “kent sembolü” sayılacak.
Monroe, dört yatak odalı evde yaklaşık 6 ay yaşadı. Oyuncu, 1962’de ise bu evde aşırı dozdan hayatını kaybetti.
Evin, Monroe’nun “aradığı ilk yer olduğu ve 1962 yılında çalışırken tek başına satın aldığı” belirtildi.
Evin günümüzdeki sahipleri Brinah Milstein ve eşi Roy Bank, evi geçen yıl 8,35 milyon dolara satın aldı ve yandaki mülklerini genişletmek için evi yıkmayı planlıyorlardı.
Los Angeles Belediye Meclisi üyesi Traci Park “60 yıl önce yapılması gereken bir şeyi bugün yapma fırsatına sahibiz. Los Angeles şehrinde Marilyn Monroe ve Brentwood’daki evi kadar ikonik başka bir kişi veya yer yok” ifadelerini kullandı.
Yıldızın ölümünün “aşırı dozda sakinleştirici ilaçlardan kaynaklandığı” biliniyor.
Öte yandan, geçtiğimiz aylarda Marilyn Monroe’nun Los Angeles’taki mezarının yanı geçtiğimiz haftalarda satışa çıktı. Yıldızın mezarının bir sıra yukarısı ve dört boşluk solu müzayedede 195 bin dolara satıldı.
Beverley Hills’te yaşayan yatırımcı Anthony Jabin, Monroe’nun yanında olmanın “hep hayalini kurduğunu” söyledi. Mezarın yanını satın alan Jabin, aynı zamanda Monroe’ya ait olan bir mayoyu ve Hugh Hefner’ın eski yatağını da satın aldı.
36 yaşında hayatını kaybeden Monroe’nun mezarı, Playboy dergisinin kurucusu Hugh Hefner’a da oldukça yakın. Monroe’nun 1962’deki ölümünden sonra eski kocası Joe DiMaggio, onun için Westwood Village’da özel bir cenaze töreni düzenledi. Playboy’un kurucusu Hefner’ın daha sonra aktörün yanındaki bir mezarlığa defnedilmesi planlandı.
2009’da Hefner, Los Angeles Times’a “Marilyn’in yanında sonsuzluğu geçirmek, vazgeçilemeyecek kadar tatlı” demişti. 2017’de ölen Hefner’in 1992’de yerini garanti altına almak için 75.000 dolar harcadığı biliniyor.
Read More

Hollywood Şöhretler Kaldırımı’nda yıldız sahibi olacak isimler belli oldu

Hollywood Bulvarı’nda eğlence sektöründen pek çok ismin onurlandırıldığı Şöhretler Kaldırımı’nda kimlerin yer alacağı açıklandı.

Dünyaca ünlü isimlerin Hollywood Bulvarı’nda yıldız sahibi olduğu Şöhretler Kaldırımı’nda 2025 yılında kimlerin onurlandırılacağı açıklandı.
57 yaşındayken hayatını kaybeden dünyaca ünlü şarkıcı Prince, usta oyuncu Jane Fonda, İngiliz müzik grubu Depeche Mode, İrlandalı aktör Colin Farrel Şöhretler Kaldırımı’nda yıldız sahibi olacak.
Spor alanında ise David Beckham ile Orel Hershiser Şöhretler Kaldırımı’nda onurlandırılacak.İşte 2025 yılında yıldız sahibi olacak isimler listesi:
Fantasia
Depeche Mode
Green Day
Los Bukis
The B-52s
The Isley Brothers
Busta Rhymes,
George Strait,
Keith Urban
Prince
John Carpenter
Jessica Chastain
Bill Duke
Robert Englund
Emilio Estevez
Colin Farrell
Jane Fonda
Nia Long
Lisa Lu
Glynn Turman
Toni Vaz
Lauren Graham, 
Bill Nye
Molly Shannon
Sherri Shepherd
Courtney B. Vance
Chris Wallace
Trey Parker
Misty Copeland
Alan Cumming
Adam Carolla
David Beckham
Orel Hershiser
Read More

Yüzlerce tarihi mühür Ankara'da sergileniyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü envanterinde bulunan tarihin tanığı 884 mührü, Ankara Server Efendi Sergi Salonu’nda sergilediklerini duyurdu.

Bakan Özhaseki, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’müzün envanterinde bulunan, tarihin kadim tanığı mühürlerimizi; Ankara Server Efendi Sergi Salonu’nda sergiliyoruz. Tarih boyunca devlet disiplini ve makam iradesinin bir göstergesi olan, belgelere hukuki kimlik kazandıran 884 parça mührümüzü; 5 yıl süren yoğun bir çalışmayla inceledik, literatürdeki yerlerini belirledik. Yüzyıllar öncesinden bugüne gelen mühürlerimizin her biri; kendi hikayesiyle, ilgililerini bekliyor” dedi.
Özhaseki, paylaşımında ayrıca mühürlerin özelliklerinin anlatıldığı bir videoya yer verdi
Read More