AK Parti’nin hafta içi Meclis Başkanlığı’na sunması planlanan kripto varlıklara ilişkin düzenleme ile kripto varlıkların alım satıma konu edildiği platformların Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) düzenleme ve denetimi kapsamına alınması hedefleniyor. Düzenlemede platformlarda müşteriler adına tutulan nakit ve kripto varlıkların saklanması, platformlar ve müşteriler arasındaki ilişkiler, uygulanacak yaptırım ve cezalar belirlenecek.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler başkanlığında yapılan çalışmayla kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi üzerindeki hazırlıklar tamamlandı. Teklifin hafta içinde TBMM Başkanlığı’na sunulması planlanıyor. Teklifle uluslararası uygulamalara benzer şekilde Türkiye’de kripto varlıklarla işlem yapan tarafların risklerinin azaltılmasının sağlanması hedefleniyor. Kripto varlıkları geniş anlamda tanımlayacak düzenlemeyle, bunların alım satıma konu edildiği platformların SPK tarafından lisanslanması ve SPK düzenleme ve denetimi kapsamına alınması amaçlanıyor. Teklifte, platformlarda müşteriler adına tutulan nakit ve kripto varlıkların saklanması, platformlar ve müşteriler arasındaki ilişkiler, uygulanacak yaptırım ve cezalar yer alacak. Platformların faaliyet esaslarına ilişkin kriterler ise yapılacak ikincil düzenleme ile belirlenecek.
İZİN ŞARTI GETİRİLMESİ HÜKMÜ YER ALACAK
Kanun teklifinde blok-zinciri ve benzeri teknolojileri geliştiren kişilerin, değeri bu teknolojilerden ayrıştırılamayan nitelikte olan kripto varlıkların satış ya da dağıtımı konusunda SPK’ya yetki verilmesi ve izin şartı getirilmesi yönünde hükümler yer alacak.
Düzenlemeyle Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun da (TÜBİTAK) bu süreçte rol alması, bu şekilde, blok-zinciri oluşturulması konusundaki yazılım mimarisinin ve ilgili teknolojik araçların geliştirilmesinin teşvik edilmesi hedefleniyor. Kripto varlıklarla ilgili düzenlemenin yasalaşması ve kripto varlık hizmet sağlayıcıların lisanslanmaya başlanmasıyla Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) 15 No’lu teknik standardı kapsamında getirilen eleştirilerin bertaraf edilmesi ve Türkiye’nin “kısmi uyumlu” kategorisinden çıkması da öngörülüyor.