Arama: Kadın & Moda

Kadın kategorisinde genel olarak Moda başta olmak üzere Kadın’a dair her şey yer almaktadır.

Soğuk, kar, yağmur demeden yıllardır sokakta sanatını icra ediyor

Eskişehir’de, soğuk, kar, yağmur demeden sokakta sanatını icra eden ve çocukluğundan beri müzisyenlik yaparak geçimini sağlayan 3 çocuk babası Sezai Azman (62), maddi imkansızlıklar nedeniyle bir türlü emekli olamadığını ve konuyla ilgili yetkililerden destek beklediğini söyledi.

Adalar Bulvarı’nın tanınan yüzlerinden birisi olan Sezai Azman, yaklaşık 15 yaşından bu yana müzisyenlik yaparak geçimini sağlıyor. Pandeminin ardından sokak müzisyenliğine başlayan Azman, dışarıdaki zorlu hava şartlarına aldırış etmeden ekmek parası kazanmak için gayret sarf ediyor. Bacağında platin bulunması, şeker ve tansiyon hastası olmasına rağmen çalışmaktan vazgeçmeyen emektar sanatçı, maddi imkansızlıklar nedeniyle emekli olamıyor. İlgili kurumlara yatırması gereken para miktarını bir araya getiremediğini ifade eden Azman, konuyla ilgili yetkililerin kendisine yardımcı olmasını bekliyor.
Müzisyenliğin kendisi için bir baba mesleği olduğunu aktaran Sezai Azman, “Bu işe çocukluktan başladım. Daha 10 yaşında babamla birlikte düğünlere gidiyorduk, darbuka çalıyordum. Sonra 15 yaşında klarnet çalmaya başladım. O zamandan bu zamana da hala klarnet çalıyorum. Daha önce mekânlarda çalıştım, düğünlere gittim. Pandemide gelir kaynağımız olmadığı için işlere güçlere gidemedik. Sonra sokak müzisyenliği serbest olunca sokak müzisyenliğine başladım, hala bu işi yapıyorum. Soğuk, kar, yağmur demeden burada klarnet çalıyorum. Gerekirse şemsiyemi açıyorum, dizliklerimi örtüyorum. Bacağımda platin takılı, şeker ve tansiyon hastasıyım. Bu hastalığa çok genç yaşta yakalandım. 37 yaşından beri haplarla yaşamımı sürdürüyorum” dedi.
Genellikle soğuk havada çalışmak zorunda kaldığından bahseden Azman, sözlerine şöyle devam etti:
“Buradan bir yere kıpırdayamıyorsun. Mesela ellerim üşüyünce biraz ısıtıp çalmaya devam ediyorum. Eskişehirliler sağ olsunlar, beni seviyor. Büyük de olsa küçük de olsa selamsız sabahsız geçmiyorlar, hal hatır soruyorlar. Az çok demeden ellerinden gelen yardımı da yapıyorlar. Bazen şarkı istiyorlar, çalıyorum. Dinliyorlar, gönülleri hoş oluyor. Benim başka bir gelirim yok. Emeklilik için bayağı bir günüm var, pandemiden beri ödeyemedim, öyle de kaldı. Ödeme yapmam gerekiyor, nasıl yapayım? Durumum yok. Eğer yetkililer bana yardımcı olabilirlerse Allah onlardan razı olsun. Beni erken emekli edebilirlerse ve bu soğukta dışarıda çalışmaktan beni kurtarırlarsa onlara minnettar kalırım.”
Read More

La Traviata operası 23 Ocak'ta sanatseverlerle buluşacak

İstanbul Devlet Opera ve Balesinin (İDOB) yeni prodüksiyonu “La Traviata”, 2024-2025 sezonunun ilk prömiyeri olarak sanatseverlerle buluşacak.

İDOB’dan yapılan açıklamaya göre, provaları devam eden eser, 23 Ocak’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) sahnelenecek. Alexandre Dumas’nın 1848’de kaleme aldığı “Kamelyalı Kadın” romanı, elde edilen başarının ardından, edebiyat dünyasının yanı sıra tiyatro ve bale gibi sahne sanatlarında da unutulmaz bir eser oldu. Giuseppe Verdi’nin, hikayeyi operatik bir başyapıta dönüştürdüğü “La Traviata” eserinin librettosunu Francesco Maria Piave kaleme aldı. Eserde, Paris’in eğlence dolu yüzünün altında, toplumsal tabular, kadınlara biçilen roller ve aşkın özgürleştirici gücü sorgulanıyor. Operada hem güçlü hem de kırılgan bir karakter olarak yer alan Violetta, bu çatışmaların tam merkezinde duruyor. Devlet Opera ve Balesi Başrejisörü Recep Ayyılmaz’ın, sanatın tüm dallarından yararlanarak ortaya çıkardığı yorumu ile sahnelenecek eserin koreografisini Kürşat Kılıç hazırladı. Eserde İDOB Orkestrasını Alessandro De Marchi ve Zdravko Lazarov yönetirken, İDOB Korosunu ise Paolo Villa yönetecek. Operada “Violetta Valery” rolünü Dilruba Bilgi ve Hale Soner Kekeç, “Alfredo Germont” rolünü Mert Süngü ve Ufuk Toker, “Giorgio Germont”u Caner Akgün ve Serhat Konukman, “Flora Bervoix”i Ayçin Sürücüer ve Elif Tuğba Tekışık, “Gastone”u Yoel Keşap ve Berk Özbek, “Barone Douphol”ü Burak Kul ve Mehmet Tükel Acar, “Marchese d’Obigny”yi Şahin Dedemen ve Erdem Gedik, “Dottore Grenvil”i Emre Güngör ve Erdem Sakarya, “Annina”yı Gülgün Özyiğit ve Seda Taşpınar, “Giuseppe”yi Hazal Ata ve Anıl Önder, “Comissionario”yu Çağdaş Bektaş, “Alexandre Dumas”ı Selim Borak ve Sinan Kaymak, “Giuseppe Verdi”yi ise Oktay Aksoy ve Uğur İlter dönüşümlü olarak canlandıracak. Dekor tasarımını Çağda Çitkaya, kostüm tasarımını Gizem Betil, ışık tasarımını ise Yakup Çartık’ın hazırladığı eser, 25, 29 ve 30 Ocak’ta yeniden AKM’de izlenebilecek.

Read More

Son olarak Justice League ve Zack Snyder’s Justice League filmlerinde Superman rolünü canlandıran İngiliz oyuncu Henry Cavill baba oldu.

Adalet Birliği, The Tudors ve Enola Holmes gibi yapımlarda yer alan Henry Cavill baba oldu.
Superman rolüyle akıllarda yer eden İngiliz aktör, geçtiğimiz yıl The Ministry of Ungentlemanly Warfare’in prömiyerinde müjdeli haberi vermişti.
41 yaşındaki oyuncu, uzun bir süredir birliktelik yaşadığı Natalie Viscuso ile bebek sahibi oldu.
Ünlü çiftin bebeklerinin adını veya cinsiyetini paylaşmadı. Daily Mail’in haberine göre, Cavill ile sevgilisi Viscuso 18 Ocak’ta bebek arabasıyla görüntülendi.
Oyuncu, yaklaşık 3 yıldır 34 yaşındaki Natalie Viscuso ile aşk yaşıyor. Çift 2021 yılında Instagram’da paylaştıkları kareyle birlikterliklerini ilan etmişti.
Oyuncu 2017 yılında verdiği bir röportajda “Eğer bir gün çocuğum olursa, onun etrafında pervane olan bir baba olmak istiyorum” demişti.
Read More

Nazım Hikmet, doğumunun 123. yılında İstanbul'da anıldı

Şair ve yazar Nazım Hikmet, doğumunun 123. yıl dönümünde Şişli Belediyesi ile Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı işbirliğiyle düzenlenen “Nazım 123 Yaşında” başlıklı programla anıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilen program öncesinde Şişli Belediyesinin şairin 123. yaşına özel hazırladığı “Şişli’de Bir Nazım” kitabı tanıtıldı.
Eser, şairin hayatında önemli yer tutan Şişli’deki yıllarına odaklanıyor. Proje tasarımını Dündar Hızal’ın üstlendiği, editörlüğünü Sibel Oral ve Veysel Saltanoğlu’nun yaptığı kitapta, Bahriye Çeri, Gökhan Akçura, Sevdagül Kasap ve Uğur Aktaş’ın Nazım Hikmet’in Şişli’de geçirdiği farklı dönemlere odaklanan araştırmaları bulunuyor.
Nazım Hikmet’in ailesinden ve vakfın yönetim kurulundan sanatçı Murat Germen, “Ben Nazım Hikmet’in ve annesi ressam Celile Hanım’ın yaşadığı daha sonra yerine yapılan apartmanda yaşadım. O bağ dolayısıyla Nazım, hep Kadıköy’le bağlantılandırılır. Şişli’de bir hayatı olduğu konusunda ortalıkta çok net bilgi dolaşmıyordu. Dolayısıyla bu kitabın o anlamda bir değeri var.” dedi.
Germen, Nazım Hikmet adına bir müze de yapmak istediklerini ve kendisine dair çok fazla yanıltıcı bilgilerin yer aldığını belirterek, “İnsanlar gerçek bilgiye ulaşamıyor. Mesela bir örnek vermek gerekirse, Celile Hanım’ın adı Celile Uğuraldım’dır. Celile Hikmet diye geçiyor. Öyle bir soyadı yok. Türkiye’nin ilk kadın ressamlarından bir tanesi. 50 yaşında kendi başına Paris’e akademiye gidiyor. Orada eğitim görüyor, çok cesur bir kadın. O yüzden biz buralardayız. Sahiplenmek için de elimizden geleni yapacağız.” diye konuştu.
Vakfın yönetim kurulundan ve aileden Aslı Yaltırım Savaş da Nazım Hikmet’in böyle etkinliklerde anılmasından dolayı memnuniyetini dile getirerek, “Türkiye’de yeni neslin onu daha yakından tanıması, ailesi olarak en büyük isteğimiz.” ifadesini kullandı.
Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ise programda yaptığı konuşmada, Nazım Hikmet’in Şişli’yle olan bağının, burada geçirdiği yılların, sanatına olan etkilerinin, bıraktığı izlerin bir dokümanda toplandığını dile getirerek, “Şişli’nin Nazım’a, Nazım’ın Şişli’ye kattıklarını belgeledik. Şişli’nin belleğine bir doküman olarak bıraktık. Bu değerli çalışmaya katkı koyan tüm arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Nazım Hikmet’in bizlere bıraktığı mirası bir kez daha hep birlikte hatırlatmak istiyorum. Özgürlüğe olan inanç, barış, halkların kardeşliği ve adalete duyulan büyük özlem… Büyük şairimizin doğumunun 123. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.” dedi.
Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Oral ise şairin mektubundan örnek vererek, “Nazım Hikmet 123 yaşında, iyi ki var, iyi ki yaşıyor. Hiç ama hiç kuşkunuz olmasın Türk milleti var oldukça, yeryüzünde Türkçem konuşuldukça hep var olacak.” şeklinde konuştu.
Programda ayrıca oyuncu Halil Ergün, oyuncu ve seslendirme sanatçısı Tilbe Saran, oyuncu ve sunucu Selçuk Yöntem, Nazım Hikmet’in şiirlerini seslendirdi.
Oyuncu Levent Ülgen ise “Memleketimden İnsan Manzaraları-Kartallı Kazım” performansı sergiledi. Mercan Selçuk Dans Topluluğu, Erdal Erzincan, “Tarık Akan’ın Çocukları” Özel Taş Koleji öğrencileri, Zuhal Olcay ve orkestrası da programda sanatseverlerle buluştu.
Read More

Donald Trump'ın yemin törenine hangi isimler katılacak?

Donald Trump’ın ikinci kez ABD başkanlığı koltuğunu devralacağı yemin töreninde sahne alacak isimler açıklandı.

Donald Trump ,20 Ocak’ta gerçekleşecek yemin töreninde ikinci kez ABD başkanlığı koltuğunu devralacak.
Daha önce Beyonce, Lady Gaga ve John Legend gibi isimlerin yemin töreninde sahne almıştı. Washington’da yapılacak  olan Trump’ın yemin törenine hangi ünlü isimlerin katılacağı belli oldu.
Time dergisinin haberine göre, country müzik sanatçısı Carrie Underwood, yemin töreninden önde “America the Beautiful” adlı şarkıyı seslendirecek.
Kariyerine “American Idol” ile başlayan Underwood, “Ülkemi seviyorum ve yemin töreni’nde şarkı söylemem ve bu tarihi olayın küçük bir parçası olmam istendiği için onur duyuyorum” ifadelerini kullandı.
5 Kasım 2024’teki seçimlerde ikinci kez ABD başkanı seçilen Donald Trump’ın yemin töreninde Village People adlı müzik grbu da sahne alacak. Grup, Trump’ın yemin töreni balolarından birinde ve yemin etmesinden bir gün önce Washington’da düzenleyeceği mitingde sahne alacak.
Yemin töreninde yer alacak diğer sanatçılar ise country şarkıcısı Lee Greenwood ve opera sanatçısı Christopher Macchio.
Tüm eski başkanların yemin törenine katılması gelenekseldir, bu nedenle Barack Obama, George W Bush ve Bill Clinton’ın katılması bekleniyor ancak Michelle Obama katılmayacak. Trump ayrıca bu yıl ilk kez dünya liderlerini de davet etti.
Trump’a desteğini her fırsatta dile getiren Elon Musk da etkinliğe katılacak. İddialara göre, X platformunun sahibi Musk, milyarder arkadaşları Jeff Bezos ve Mark Zuckerberg’ün yanında oturacak.
Donald Trump’ı 2017’deki yemin töreninde ise America’s Got Talent yarışmacısı Jackie Evancho sahne almıştı.
TMZ’nin haberine göre ise Jake Paul ve Logan Paul, Theo Von, the Nelk Boys ve Bryce Hall gibi isimler de yemin törenini yakından izleme şansı elde edecek.
Amber Rose, Caitlyn Jenner ve Megyn Kelly’nin de törene katılmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Henüz kesin olarak açıklanmasa Kanye West’in de davetliler arasında yer alabileceği düşünüyor.
Read More

Yazar Alev Alatlı'nın adı tarihi binada yaşatılıyor

Bursa’nın Yıldırım ilçesinde ipek fabrikası olarak inşa edilen, daha sonra köşk ve yetimhane olarak da kullanılan tarihi Osman Fevzi Efendi Konağı, yapılan restorasyonun ardından yazar Alev Alatlı’nın adını taşıyan sanat merkezi olarak hizmet vermeye başladı.

Bursa’nın önemli sivil mimari örneklerinden olan, 4 bin metrekarelik arsa üzerine kurulu 168 yıllık tarihi yapı, Yıldırım Belediyesince yapılan 3 yıllık restorasyonun ardından yeniden ayağa kaldırıldı.
“Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi” adıyla sosyal yaşam merkezi olarak faaliyetine başlayan tarihi yapıda kafeterya, kütüphane, sergi, toplantı ve konferans salonları yer alıyor.
Merkezde, 2 Şubat 2024’te yaşamını yitiren yazar Alev Alatlı’nın adı yaşatılıyor. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, ilçedeki tarihi binayı belediye olarak restore ederek kültür ve sanat dünyasına kazandırdıklarını söyledi.
Tarihi yapının, geçmişin kadim izlerini taşıdığını belirten Yılmaz, “Burası bir ipek fabrikası olarak inşa edilmiş, 30 yıl kadar süre içerisinde de bir yetimhane olarak çocuklarımıza sahip çıkmış bir bina.” dedi. Yılmaz, mekanın henüz resmi açılışının yapılmadığını ancak vatandaşların hizmetine sunulduğunu dile getirdi.
Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi’nin bahçesiyle, kütüphanesiyle, konferans ve toplantı salonlarıyla tüm Bursalıların tercih ettiği bir mekan olduğunu anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
“İnşallah bahar aylarında açılışını gerçekleştireceğiz. Büyüklerimiz, ailelerimiz, kütüphaneyle birlikte kullanmak isteyen gençlerimiz için de çok özel bir mekan. 4 bin metrekarelik bir bahçesi mevcut, bin metrekarelik, üç katlı binamızın kullanım alanı mevcut. Bu anlamda huzur bulmak isteyen, kendini dinlemek isteyen, bir kahve içmek isteyen tüm Bursalı hemşehrilerimize veya misafirlerimize hizmet eden, huzur veren bir mekan.”
Yılmaz, bu tarz tarihi yapılarda restorasyon sürecinin hassas olmasından kaynaklı çalışmaların yaklaşık 3 yıl sürdüğünü ifade etti.
Alev Alatlı’nın yakın zamanda hayatını kaybettiğini anımsatan Yılmaz, “Alev Alatlı, değerli bir mütefekkirimiz, aydın bir insanımız. Kadim değerlerimize sahip çıkan, onları bize hatırlatan güzel özdeyişleri ve eserleri var. Bu eserleri gençlerimizle buluşturmak ve yaşatmak adına onun ismini buraya verdik.” diye konuştu.
Yılmaz, 2025 yılında ise merkezin arka tarafında bulunan ve Fevziye Parkı ile Hünkar Köşkü’nü kapsayan 50 bin metrekarelik bir alanda “Hünkar Korusu Projesi”nin adımlarını atmaya başlayacaklarını bildirdi.
Yazar Alev Alatlı geçtiğimiz yıl 79 yaşında hayatını kaybetti. 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen yazar, bir süredir hastanede tedavi görüyordu.
Fikir ve sanat hayatının önemli isimlerinden Alev Alatlı, 1944 yılında dünyaya geldi. Liseyi babasının görevi nedeniyle Tokyo’da okudu. Ekonomi ve istatistik lisansını Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Ekonomi ve ekonometri yüksek lisansını ise “Fulbright” bursuyla gittiği Vanderbilt Üniversitesi’nden aldı. Doktora programına Dartmouth College’da başlayan Alatlı, ilahiyat, düşünce ve medeniyet tarihi üzerine yoğunlaştı fakat doktora derecesini tamamlamadan 1974’te Türkiye’ye döndü.
Alatlı, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğretim görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı’nda kıdemli ekonomist olarak çalıştı. Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus’ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından “Özgürlük Madalyası”na layık görüldü.
Read More

Azra Akın ile yönetmen arasında gerilim: Menajerinden açıklama geldi

Uzun süredir gözlerden uzak bir yaşam süren 2002 Dünya Güzeli Azra Akın, talihsiz bir kaza geçirdi. Kaza nedeniyle tiyatro oyucu iptal olan Akın ile oyunun yönetmeni arasında gerilim yaşandı.

2002 Dünya Güzeli Azra Akın, uzun bir süre sonra sahnelere geri dönmüştü.
2017 yılında Atakan Koru ile dünyaevine giren ve iki çocuğu olan Akın, Kaktüs Çiçeği adlı tiyatro oyununda rol almaya başladı.
Sabah’ın haberine göre, Akın merdivenden düşerek belini incitti ve rol aldığı Kaktüs Çiçeği’nin oyunları iptal oldu.
Sanat yönetmeni Kemal Başar, Akın’ın telefonlarına çıkmadığını, geçmiş olsun demek için bile ulaşamadıklarını söyledi. ve “Tiyatro sanatının ilkeleri gereği kendisiyle yollarımız ayrıldı” diye ekledi.
Başar’ın açıklamalarının ardından Akın’ın menajeri sessizliğini bozdu. Akın’ın menajeri ise açıklamayı yaptı:
“Azra talihsiz bir kaza geçirdi ve sahneye çıkamayacak halde. Elimizde doktor raporu var. Ona rağmen ağlayarak sahneye çıkmak istedi ama doktor izin vermedi. Oyunu bırakmak ya da ayrılmak gibi bir niyetimiz yoktu. Kemal Bey, yollarımızı ayırdık demiş kendi tasarrufudur ama Azra asla disiplinsiz bir oyuncu değil!”
Read More

Azra Akın ile ünlü arasında gerilim: Menajerinden açıklama geldi

Uzun süredir gözlerden uzak bir yaşam süren 2002 Dünya Güzeli Azra Akın, talihsiz bir kaza geçirdi. Kaza nedeniyle tiyatro oyucu iptal olan Akın ile oyunun yönetmeni arasında gerilim yaşandı.

2002 Dünya Güzeli Azra Akın, uzun bir süre sonra sahnelere geri dönmüştü.
2017 yılında Atakan Koru ile dünyaevine giren ve iki çocuğu olan Akın, Kaktüs Çiçeği adlı tiyatro oyununda rol almaya başladı.
Sabah’ın haberine göre, Akın merdivenden düşerek belini incitti ve rol aldığı Kaktüs Çiçeği’nin oyunları iptal oldu.
Sanat yönetmeni Kemal Başar, Akın’ın telefonlarına çıkmadığını, geçmiş olsun demek için bile ulaşamadıklarını söyledi. ve “Tiyatro sanatının ilkeleri gereği kendisiyle yollarımız ayrıldı” diye ekledi.
Başar’ın açıklamalarının ardından Akın’ın menajeri sessizliğini bozdu. Akın’ın menajeri ise açıklamayı yaptı:
“Azra talihsiz bir kaza geçirdi ve sahneye çıkamayacak halde. Elimizde doktor raporu var. Ona rağmen ağlayarak sahneye çıkmak istedi ama doktor izin vermedi. Oyunu bırakmak ya da ayrılmak gibi bir niyetimiz yoktu. Kemal Bey, yollarımızı ayırdık demiş kendi tasarrufudur ama Azra asla disiplinsiz bir oyuncu değil!”
Read More

Kalben: İnsan çok fazla dayak yediğinde artık yerden kalkmıyor

Ünlü şarkıcı Kalben katıldığı bir YouTube programda yaptığı samimi açıklamalarla gündeme geldi.

Yıllar önce tacize ve şiddete uğradığını açıklayan şarkıcı Kalben, Gökhan Çınar’ın programı “Füg”ün yeni bölüm konuğu oldu.
Ünlü şarkıcı yaptığı açıklamalarla adından söz ettirdi.
Anılar hakkında konuşan Kalben “O anıları bir fotoğraf olarak kabul ediyorum. Fotoğrafa bakıyorum çünkü bakmaktan kaçtığım için, kendime hem zihinsel hem de bedensel zarar verdiğim ama her şeyden önce kendime zarar verdiğim için. Birinin ölmediğini zannetmek mesela. Rahmetli babam öldükten sonra onun ölümüyle yüzleşmemek en büyük hatalarımdan biri olmuş olabilir, sonra baktım yüzleşecek araçlarım olmadığı için, henüz o duygusal derinlikte bulunamadığım yüzleşemediğimi gördüm.
Bu yüzden de kendimi yargılamak yerine şöyle bir yol seçtim: Olması gerektiği gibi oluyor. Böylelikle suçluluk gibi yıkıcı duyguyla vakit kaybetmemiş oluyorum” ifadelerini kullandı.
Yıllar önce tacize ve şiddete uğradığını açıklayan ünlü isim şu ifadeleri kullandı:“İnsan çok fazla dayak yediğinde artık yerden kalkmıyor biliyor musun? Yerde kalıyor, beni yerde dövün diye. Daha az acı çekiyorsun yerdeyken. Her ayağa kalktığında daha güçlü vuruyorlar çünkü.”
Gökhan Çınar’ın “Neyi hiç unutmamak isterdin” sorusuna Kalben, “müzik” cevabını verdi ve “Müzik yoluyla çok güzel bir sevgi geldi ömrümün içine” diye ekledi.
Read More

Eternal Sunshine of the Spotless Mind gerçek oluyor: Unutmak istediğiniz anıları sildirebileceksiniz!

Uluslararası araştırma ekibi, 37 katılımcıyla yaptıkları çalışmada; kötü anıları zihinden atmanın mümkün olduğunu ortaya çıkardı. Hafıza eğitimi ve ardından uyku sırasında müdahaleler sonucu elde edilen sonuçlar, Eternal Sunshine of the Spotless Mind filminde Joel (Jim Carrey) karakterinin, ayrıldığı sevgilisi Clementine (Kate Winslett) ile olan anılarını sildirmesini anımsattı. Film, Türkiye’de ‘Sil Baştan’ ismiyle yayımlanmıştı.

Kötü anılar, geçmişin travmaları, aşk acısı ve daha fazlası… 
İnsanoğlu uzun zamandır hem kendisiyle hem de kötü anılarıyla savaşırken, bu mücadele psikoloji ve günlük yaşam üzerinde sıkça olumsuz durumları da beraberinde getiriyor. 
Uluslararası bilim insanları, bu konuda umut vaat eden bir yaklaşım geliştirirken, olumsuz anıların zayıflatırken olumlu anıların öne çıkarılmasının da mümkün olduğu sonucuna ulaştı.
TRT’de yer alan habere göre 37 kişiyle, birkaç gün süren deneyde ilk aşamada görsel olarak insan yaralanmaları veya tehlikeli hayvanlar ile buna tezat oluşturacak sakinleştirici doğa manzaraları ya da gülen çocuklar gibi imgelerin yer aldığı veri tabanlarından faydalanıldı.
Katılımcılar, olumsuz görselleri; araştırma için üretilmiş anlamsız kelimelerle eşleştirmek üzere eğitildi.
Bir sonraki gün ise bu anılar uyku ile pekiştirildi ve kelimelerin yarısı olumlu görsellerle ilişkilendirildi.
Böyle anıların yeniden kodlanması planlandı.
İkinci gece ise katılımların uykularına müdahale edildi.
Katılımcıların hızlı olmayan göz hareketleri NREM uyku fazı sırasında (Hafıza depolamada önemli bir dönem), anlamsız kelimelerin ses kayıtları çalındı, beyin aktiviteleri eleroensefolagrafi (EEG) ile takip edildi.
Beyinde duygusal hafıza işleme ile ilişkili olduğu bilinen theta dalgası aktivitesinin sesli ipuçlarına yanıt olarak arttığı ve olumlu ipuçlarında belirgin şekilde daha yüksek olduğu göze çarptı.
Takip eden günlerde yapılan anketlerle; kötü anıların, olumlu anıların gölgesinde kaldığı tespit edildi.
Bu kelimelerle ilişkili olumlu anılar, olumsuz olanlara göre daha sık akıllarına gelmeye başladı ve daha olumlu bir duygusal bakış açısıyla değerlendirildi.
Araştırma henüz erken aşamada da olsa bilim çevreleri tarafından umut vaat eden bir çalışma olarak nitelendi.
Araştırmanın detayları, Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yer aldı.
Bu araştırma, Kate Winslett ile Jim Carrey’nin başrollerini paylaştığı “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” filmini akıllara getirdi.
Filmde Carrey’nin hayat verdiği Joel karakterinin, Winslett’ın canlandırdığı Clementine ile olan anılarını sildirirken, zihninde Clementine ile yeniden karşılaşıp, birlikte geçirdikleri zamanları yaşaması ele alınıyordu.
Joel, bu süreç sonunda Clementine’ı ne kadar sevdiğini ve  aslında onunla geçirdiği zamanın ne kadar değerli olduğunun farkına varıyordu.
Read More